MHP’nin tehditleri AKP’nin yargı talimatları ile susmayacağız

HDP kapatma davası iddianamesinde haklarında siyasi yasak istenen kesimler bunun HDP ve etrafındaki herkesi susturmak amaçlı olduğunu dile getiriyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından HDP’ye açılan kapatma davasındaki birçok somut ve maddi hata gün gün ortaya çıkıyor. Öte yandan savcının siyasi yasak istediği kişiler listesi çok uzun. Emek, demokrasi güçlerinden HDP’nin bileşenleri olan diğer partilerin yöneticilerine, hatta eski dönem yöneticilerine kadar uzanıyor. İsimleri listede yer alan Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun da HDP kurucuları arasında yer alan Evrensel Gazetesi yazarı Ender İmrek de önceki dönemlerde HDP PM üyeliği yapmış Avukat Bülent Aşa da bu geniş listenin tek bir şeye hizmet ettiğini söylüyor: Geniş muhalefet ve HDP’nin çevresindeki herkesi susturmak.

‘KATLANARAK MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun: Gergerlioğlu’na yapılan bu usulsüz uygulama ve aynı gün içinde HDP’ye kapatılma davası zaten yıllardır devam eden baskının devamı. HDP özelinde bütün Kürtlere, sosyalistlere, kadınlara, işçilere LGBTİ artılara karşı… Aslında iktidar kendine doğru yönelen tüm direnenlere karşı bir cephe almış durumda. 4 Şubat’ta misal Birleşik Mücadele açıklamasını yapılacağı gün tavan yapan bir saldırı oldu. 60’ın üstünde insan gözaltına alındı daha açıklama dahi yapılmadan. 24 kişiye ev hapsi verildi. Bunların hepsi AKP’ye karşı seslerin kendi tabanı da dahil artık çok daha fazla çıkmasından kaynaklı. HDP’ye bir gün içinde vekilliğin düşürülmesi, kapatma davası ve ardından operasyonlar yapılması, bunların hiçbiri tesadüfi değil. Hepsi bir planın parçası. Bu iktidarda kalma çabasının bir sonucu. Bunlar iktidarın korktuğunun da göstergesi. Ev hapisleri de bugün istenen siyasi yasaktan farklı değil. Amaçları bizi alanlardan çekmek ve bu arada HDP’ye yalnızlaştırmak. Onun da ötesinde HDP’yi kapatıp tüm kadrolarını siyasetten el çektirerek, HDP’ye güvenen diğer halkları da yalnızlaştırmak. Suni savaş senaryolarının boşa düşmesi, ekonomik kriz, işsizlik ve buna bağlı intihalar artık HDP’nin haklı savaşını daha da görünür kıldı. Bakın HDP’ye kapatma sonrası hiç ummadığımız partilerden de dünyadan da halktan da büyük destek geldi. O yüzden bizi evlere hapsetmeleri ya da siyasi yasak vermeleri bir işe yaramıyor. Hepimizi cezaevine atsalar ya da partiyi de kapatsalar daha da katlanarak artacağız ve direnmeye devam edeceğiz. Çünkü tarihe baktığımızda çöken iktidarlar her zaman böyle yöntemlere başvurdu. O yüzden iktidar da freni patlamış bir tır gibi son kozlarını oynuyor.

AKP KARŞISINDA TUTARLI TAVIR ALANLARA GÖZDAĞI

Evrensel Gazetesi yazarı Ender İmrek: Hem Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesinde hem de HDP’nin kapatılma davasında, AKP dönemindeki yargının tamamen siyasi saik ve hesaplarla iddianame hazırladığı, mahkemelerin de ne yazık ki bunu kabul ettiği bir süreç yaşanıyor. Tüm iddianameyi okumadım ama adıma bahsedilen ve iddia edilen yerleri gidip görmüşlüğüm bile yok. Ama esas amaç HDP ile birlikte Kürt halkına, Türkiye demokrasi güçlerine, barış isteyenlere ve AKP karşısında tutarlı bir tavır alanlara gözdağı vermek. AKP de MHP de bu muhalefetin Türkiye’nin gerçek muhalefeti olduğunun farkında. Türkiye’yi gerçekten barış, demokrasi günlerine taşıyabilecek Kürt halkının, Türkiye halklarının, işçi ve emekçilerin olduğu aşikâr. O yüzden böyle torba, karma bir liste oluşturulmuş. O dönem ben HDP’nin kurucuları arasında yer almıştım ayrıca siyasi kimliğimizle yazıp çizdiklerimizle AKP’nin karşısında, demokrasi güçleri içerinde yer alan biri olarak biz de bu listeye alınmışız. Açıkçası kendim için bir söz söylemeyi bunca acı yaşanırken ve insan hapisteyken hiç önemli bulmuyorum. Öte yandan bu 600-700 kişi ile hem Kürt halkı hem de Türkiye demokrasi ve emek güçleri ile yeni bir cephe de açmış oldular. Ne HDP ne de emek, demokrasi ve barış güçlerinin kapatılmaktan ya da siyasi yasaktan korkacağını düşünmüyorum. Ne MHP’nin tehditleri ne de AKP’nin yargıya talimatları ile hazırlanmış iddianameleri ile susmayacağız.

ÇÖKTÜRME PLANININ DEVAMI

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi Av. Bülent Aşa: Eğer Anayasa Mahkemesi, HDP’nin temelli olarak kapatılmasına karar verirse bu durumda siyasi partinin kapatılmasına söz veya eylemleriyle neden olduğunu iddia edilen 687 kişinin durumlarını tek tek değerlendirip bunların bir kısmının yasada geçen anlamıyla siyasi partinin kapatılmasına söz ve eylemleri neden olan kişileri 5 yıl boyunca bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklarını kararında belirtir. DTP’nin kapatılması davasında da düzenlenen iddianamede 221 parti üyesinin siyasi yasaklılığı talep edilmişti ancak AYM, DTP’nin kapatılmasına karar verdiğinde 37 parti üyesi hakkında 5 yıl süreyle yasaklılık kararı verdi. Listenin bu kadar geniş tutulmasının sebebinin yeni bir partinin kurulmasına engel olmak ve felce uğratmak amacıyla yapıldığı açık. Zaten partinin eski eş genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve il-ilçe yöneticilerinin çoğu AKP-MHP rejimi tarafından siyasi soykırım operasyonları ile tutuklandı. Siyasi soykırım operasyonları ile partiyi çalışamaz hale getirip seçim barajının altında bırakmaya çalışıyorlardı bundan sonuç alamayınca bu defa kapatma davasının açılması talimatını verdiler. Parti hakkında kapatma davası açılması çöktürme planının devamıdır.

İddianameye konu edilen parti yöneticileri hakkında açılan dava ve soruşturmaların çoğu, Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözülmesi için yapılan eylem ve etkinlikler. Hatırlayacak olursak DTP’nin kapatılması kararında da siyasi yasaklı hale getirilen partinin Eş Genel Başkanları olan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un da bulunduğu 10 kişi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin toplanma ve örgütlenme özgürlüğünü düzenleyen 11. maddesinin ihlal edildiği iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuşlardı. AİHM, Başvuranların tamamı ile ilgili olarak, Sözleşme’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine karar vermişti.