Musa Anter'in Diyarbakır'da kontrgerilla tarafından katledilmesi ardından, saldırıda yaralı olarak hayatta kalan ve yıllarca saldırı konusunda net açıklama yapmayan yazar Orhan Miroðlu'nun, 1993 yılında kurulan TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu'na, çaðrıldıðı halde ifade vermeye gitmediði öðrenildi.
Musa Anter, 20 Eylül akşamı, Diyarbakır Belediyesi'nin düzenlediði 1. Kültür ve Sanat Festivali konuðu olarak geldiði kentte, akşam 22:00 sıralarında, kentin o dönem en ucra köşelerinden sayılan ve faili meçhul cinayetlerin yaşandıðı günlerde kimsenin tek başına gitmeye cesaret etmediði Seyrantepe'de bir sokakta korucu-itirafçı Hamit Yıldırım tarafından katledildi. Anter öldürüldüðünde yanında olan Orhan Miroðlu da yaralı olarak kurtuldu. Katil onu da öldürmek istemiş ancak 'öldü' zannederek olay yerinden ayrılmştı.
Musa Anter gibi tanınmış birinin hiç tanımadıðı biriyle ve Orhan Miroðlu ile birlikte o gece Seyrantepe gibi bir bölgede ne aradıðı hep kafalarda soru işareti olarak kaldı.
Saldırıdan kurtulan Miroðlu, hastanede 23 Eylül 1992 tarihinde polise verdiði ifadesinde Musa Anter'in Çınar'daki arazisi ile ilgili biri konuyu görüşmek için gelen kişiyle birlikte gittiðini, kendisinin de ona eşlik ettiðini söylemişti.
Ancak Musa Anter cinayetinin hemen ardından bölgedeki gazeteciler yaptıkları kısa bir araştırmada, Musa Anter'in, cinayetlerin hergün işkendiði bir kentte ne diye kentin varoşu sayılan Seyrantepe'ye o saatte gittiðini çözüvermişti.
Derin devletin infazına karar vermesi ardından cinayet ihalesi Yeşil ve ekibine verilmiş, arazideki ekipde Yeşil, Abdülkadir Aygan, Şırnaklı Hamit Yıldırım, Hüseyin Deniz yer alırken, diðer ekip ise operasyonu Saraykapı'daki Jitem karargahından yönetiyordu.
Musa Anter, "PKK'den ayrıldık, tekrar örgüte dönmek istiyoruz. Sizin gibi bir büyüðümüz araya girerse ancak PKK kabul eder barışmayı" denilerek görüşmeye çaðrılmıştı.
20 Eylül akşamı Büyük Otel'de Musa Anter'in yanına gelen korucu-itirafçı Hamit Yıldırım, "barışmak isteyen eski PKK'lilerle buluşturmak için" refakat etmişti onlara.
Musa Anter'in nereye, kimlerle ne konuşmaya gideceðini Orhan Miroðlu da çok iyi biliyordu.
'Musa Anter'in Çınar'da arazi meselesi vardı, onu çözeceklerdi" sözleri hikayeden ibaret.
Orhan Miroðlu, Anter cinayeti konusunda sadece içeriði yukarıda yazılan ifadeyi verdi. Onun dışında cinayete ilişkin yıllarca sessizliðini korudu.
9 Şubat 1993 tarihinde DYP'li Sadık Avundukluoðlu başkanlıðında kurulan TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu, 1975-1994 yılları arasında işlenen cinayetleri araştırmaya çalıştı.
Komisyon 20 ay kadar bir süre çalışmalarını Ýstanbul, Diyarbakır, Ankara, Batman, Mardin gibi illerde sürdürdü.
Ve komisyon, Musa Anter cinayetine de el attı. Komisyon, cinayetin tek tanıðı olan Orhan Miroðlu'na dinlemek istedi.
Ancak komisyon üyelerinden birine ifade vermek istediðini beyan etmesine raðmen, Orhan Miroðlu davet edilmesine raðmen ifade vermeye gelmedi. Ve adres bildirmediðinden de TBMM komisyonu Miroðlu'nu dinleyemedi.
"Faili meçhul cinayetler araştırılsın, katiller ortaya çıksın" diyen Miroðlu'nun neden 1993 tarihinde kurulan TBMM komisyonuna ifade vermeye gitmediði halen muamma.
MHP davası avukatlarından Sadık Avundukluoðlu'nun başkanlıðında kurulan ve aralarında DYP, ANAP, SHP, RP ve CHP'li milletvekillerinden oluşan ve 20 ay süreyle çalışma yapan komisyon, tabiki
Kürtlere yönelik faili meçhul cinayetler, köy yakmalar, suikastler konseptinin derin devlet tarafından yürürlüðe girdiði bir dönemde birşey ortaya çıkaramadı.
Yıllar sonra komisyon üyeleri basına yaptıkları açıklamalarda, Hizbullah, Jitem, Koruculuk, Ýtirafçılık gibi oluşumların nasıl hayat bulduðunu, kimlerden destek gördüklerini ortaya çıkardıklarını, dönemin hükümet, asker ve yargı ayaðı tarafından nasıl engellendiklerini açıkladılar.
Aradan geçen 19 yılın ardından yine TBMM bünyesinde Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon halen çalışmalarına devam ediyor.
Bu komisyonun da, "Susurluk", "Uður Mumcu", "Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma" komisyonlarından ne farkı olacaðı önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak ve belki 20 yıl sonra yine "Cinayet failleri ortaya çıkarılsın" diyenlerin geçmişte neden gerçekleri açıklamadıkları deşifre edilecek.
ANF NEWS AGENCY