Nobel Günü’nde idamlar ve silahlanma protestosu

Nobel Günü’nde idamlar ve silahlanma protestosu

Nobel Ödül’lerinin verildiği saatlerde törenlerin yapıldığı Stockholm’deki “Konser Binası” önünde Kürdistanlılar İran’daki idamları, barış örgütleri deİsveç’in silah ihracaatını protesto etmek için gösteriler yaptı.

Dört Çinli yazar ve sanatçı da Çin’de yaşanan insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü ihlallerine dikkat çekmek için çırılçıplak soyunarak protesto gösterisi yaptı. Polis Çinlilere müdahale edip “Konser Binası”ndan uzaklaştırırken Kürdistalılara müdahale etmedi.

Kürdistanlıların idamları protesto etmek amacıyla yaptıkları gösteri ödül törenlerinin yapıldığı yerin 300 metre ilerisindeki Sergel Meydanı’nda başladı. Kürdistan bayrakları ile idamların durdurulmasını ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep eden pankratların taşındığı gösteride konuşmalar yapan  İsveç ve Kürt partileri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, İran’daki idamların kaygı verici boyutlara geldiğine dikkat çekerek Avrupa Birliği ve isveç Hükümeti’ne idamların durdurulması için girişimde bulunmaları çağrısında bulundular.

Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Hans Linde, İran’da insanların en temel hak ve özgürlüklerini kullandıkları, düşünce ve görüşlerini ifade ettikleri,politik  parti ve sendikalarda örgütlendikleri, kendi kültürlerini korumaya ve geliştirmeye çalıştıkları için cezaevlerine atıldıklarını ve idam edildiklerini söyledi.

İDAMLARI DURDURMAK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTMELİ

Hasan Ruhani’ni Cumhurbaşkanı seçildiğinde hiç kimsenin İran’da büyük değişimlerin olacağını beklemediğini, ama baskılarda azalma olacağını umduklarını söyleyen Linde, Ruhani’nin seçilmesinden sonra baskıların daha da arttığını ve Uluslararası Af Örgütü’nün verdiği rakamlara göre 367 kişinin idam edildiğini dile getirdi.

İran’daki idamların insanların öfke ve kızgınlığına yol açtığını ancak önemli olanın karamsarlığa kapılmamak ve pasif kalmamak gerektiğini söyleyen Linde, idamların durdurulması için mücadeleyi yükseltmeninin gerekliliğine vurgu yaptıktan sonra İsveç Hükümetine yönelttikleri talepleri  şöyle sıraladı.

“İran’dan gelen siyasi ilticacıların geri gönderilmeleri durdurulmalıdır. İsveç Hükümeti  İran’da çalışma yürüten İsveç tekelleri ABB, Tetra Pak, Ericsson, Alfa Laval ve diğerlerine yaptığı maddi yardımı durdurmalı ve bu tekeller idamlara karşı açıkça tavır almalıdır.”

SOSYAL DEMOKRAT İŞÇİ PARTİSİ İDAMLARA KARŞI MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEK

Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Shadiye Haydari, İran’ın vatandaşların en temel hak ve taleplerini tanımayı reddeden bir diktatörlük olduğunu, haklarını savunan işçi, öğrenci ve insan hakları savunucuları, Kürt ve Azerileri  ölüm cezalarına çarptırmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı. İran’ın Çin’den sonra dünyada en fazla idam eden ikinci ülke olduğuna dikkat çeken Haydari, Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin idamları asla kabul etmediğini ve idamlara karşı mücadele etmeye  devam edeceğine vurgu yaptıktan sonra konuşmasını “Biji Kürdistan, Biji azadi Kürdistan” diyerek sonlandırdı.

İsveç-Kürt Federasyonu Başkanı Aycan Sermin Bozarslan, Birleşmiş Milletler ve batılı ülkelerin sürekli olarak İran’ın nükleer programından söz ettiklerini ve bunun için İran rejimiyle diyaloglar kurduklarını ancak İran’da yaşanan insan hakları ihlallerini ve idamları gündeme getirmeyi unuttuklarını belirttikten sonra “Önce idamları ve insan hakları ihlallerini daha sonra nükleer silahları konuşmaları gerekir. İnsan hakları her şeyin önünde gelir. Biz bunu yapmaları için mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.

İRAN’DA ÇOCUKLAR ANNE-BABALARININ İDAM EDİLECEĞİ KORKUSUYLA YAŞIYOR

Batılı ülkelerinin insan hakları yerine nükleer silahların konuşulmasına öncelik vermelerini utanç verici olarak niteleyen Bozarslan, İsveç ve batılı ülkelerde çocukların anne ve babalarının kendilerine alacakları Noel hediyelerini beklerlerken İran ve Kürdistan’da çocukların anne ve babalarının idam edilmeleri  korkusuyla yaşamını sürdürdüklerini söyledi.

Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi, Nobel törenlerinin yapıldığı 10 Aralık gününün aynı zamanda “İnsan Hakları Günü” olduğunu olduğunu hatırlattıktan sonra Kürt Halkının en temel haklarının İran, Suriye ve Türkiye’de hala inkar edildiğini söyledi. Batılı ülkelerin İran’a olan yaklaşımında son imzaladan anlaşmadan sonra değişim olduğunu, İran’da yaşanan insan hakları ihlalleri ve idamları görmezden gelmeyi yeğlemelerinin kabul edilemeyeceğini söyledi.

Halk Partisi Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm, Ruhani’nin Cumhurbaşkanı olmasından bu yana 300’ü aşkın kişinin idam edildiğini hatırlattıktan sonra İran’ın batılı ülkelerle geçtiğimiz günlerde imzaladığı anlaşmanın birinci amacının İran’a yönelik ambargoyu hafifletmek, ikinci amacının ise bölgede daha rahat hareket etmek amacını taşıdığını söyledi.

İRAN HALK ÜZERİNDEKİ BASKILARI DAHA DA ARTIRACAK

İran rejiminin idamlara hız verererek İran halkına “Batılı ülkelerle yaptığımız anlaşmaya bakarak baskının azalacağı umuduna kapılmayın” mesajını verirken, batılı ülkelerin de İran’ı bölgede istikrarsızlık yaratmayan bir ülke haline dönüştürmeye çalıştırdıkları değerlendirmesini yaptı. İran’ın idamlar ve insan hakları ihlallerini sürdürdükçe batılı ülkelerle yaptıkları anlaşmanın bir önemi olmadığını ve İran’ın bölgedeki tutumunun değişmeyeceği gibi, halk üzerindeki baskıları daha da artıracağını söyledi.

Gösteriyi örgütleyen İran Kürdistan Demokrat Partisi ve İran Komala’nın ortak açıklamasının okunmasının ardından Kürdistanlılar elleirindeki pankrat ve bayraklarla Nobel Ödül töreninin yapıldığı “Konser Binası”na doğru yürüyüşe geçtiler. Binanın önünde bildiri dağıtan ve İran’da idamların durdurulmasını talep eden konuşmalar yapan Kürdistanlılar eylemlerini bir süre sürdürdükten sonra dağıldılar.

İSVEÇ’İN SİLAH İHRACAATI PROTESTO EDİLDİ

Aralarında İsveç Barış Derneği, Hıristiyan Barış Hareketi, Barış için Kadınlar, Ofog, İsveç Barış Komitesi’nin de bulunduğu barış örgütleri de dünyadaki silahlanmayı ve İsveç’in silah ihracaatını protesto etmek amacıyla bir gösteri yaptılar.

Örgütler tarafından yapılan ortak açıklamada silah fabrikatörü Alfred Nobel’in barışa giden tek yolun silahsızlanma olduğunu anladığını ve böylelikle İsveç’te bir silahsızlanma geleneği oluştuğu, ancak gelinen noktada başka bir geleneğin, silah ihracaatının bu geleneğin yerini almaya başladığına dikkat çekiliyor. 2000 yılından bu yana İsveç’in silah satışının dört kat arttığı belirtilen açıklamada İsveç’in barış geleneğini tehdit eden tek şeyin sadece silah satışı olmadığı aynı zamanda son 20 yıl içinde Hükümetlerin izledikleri Nato’ya yakınlaşma politikasının İsveç’in tarafsızlığını önemli ölçüde ortadan kaldırdığına dikkat çekiliyor.

NATO VE EMPERYALİST GÜÇLERİ TOPRAKLARIMIZDA İSTEMİYORUZ

Barış şarkılarının okunduğu meşaleli gösteride bir konuşma yapan Barış için Kadınlar Derneği İkinci Başkanı Agneta Norberg, ABD ve Rusya’da 20 binden fazla nükleer silahlar bulunduğu halde İran’ın nükleer programı etrafında büyük fırtınalar koparıldığını söyledikten sonra, ABD’nin dünyanın her tarafında üs ve tesisler inşa ettiğine, tüm dünyayı dinlediğine ve denetim altına almaya çalıştığına dikkat çekti.

Samilerin topraklarında ABD ve diğer emperyalist güçlerin savaş tatbikatları yaptıklarını ve insansız hava araçlarını denediklerini söyleyen Norberg, “Nato ve emperyalist işgal güçlerinin topraklarımızda bulunmamızı istemiyoruz” şeklinde konuştu.