‘Öcalan özgür olana kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz’
Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Fuat Kav, Öcalan’a yönelik özel bir statü uygulandığını belirterek, “İmralı’da özel bir işkence var. CPT derhal devreye girmeli” çağrısında bulundu.
Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Fuat Kav, Öcalan’a yönelik özel bir statü uygulandığını belirterek, “İmralı’da özel bir işkence var. CPT derhal devreye girmeli” çağrısında bulundu.
İmralı adasında, 17 yıldır tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 1 yıldır hiç kimseyle görüştürülmüyor. Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Fuat Kav, Öcalan’a yönelik özel bir statü uygulandığını belirterek, “İmralı’da özel bir işkence var. CPT derhal devreye girmeli” çağrısında bulundu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 17 yıldır İmralı adasında tutuluyor. Şimdiye kadar birçok defa AKP hükümeti tarafından tecrit uygulamalarına kalan Öcalan, 2011 yılı Temmuz ayından bu yana avukatlarıyla, 5 Nisan 2015 yılından bu yana da ailesi ile görüştürülmüyor. Bu duruma tepki gösteren Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Fuat Kav, AKP ve Erdoğan Kürt halkına karşı topyekün soykırım savaşı yürüttüğünü belirterek, “Sayın Öcalan’a uygulanan bu politika bu savaşın bir parçasıdır. Özel bir statü uygulanıyor. Her kesin buna karşı çıkması gerekiyor” dedi. İşkence Önleme Komitesi’nin (CPT) derhal devreye girmesi gerektiğini vurgulayan Kav, Abdullah Öcalan’ın durumundan kaygılı olduklarını söyledi.
Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Fuat Kav, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi ve onların girişimlerine ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.
‘ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYORUZ’
Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi ne zamandan kuruldu?
Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi, 2012 yılında kuruldu. İsviçre’den Strasbourg’a yapılan uzun yürüyüş ve Strasburg gerçekleşen 52 günlük açlık grevinin ardından böylesi bir oluşuma gidildi. Bu oluşum kuruluşundan günümüze kadar Sayın Öcalan’a özgürlük talebiyle çalışmalarını sürdürüyor. Daha çok Öcalan’ın özgürlüğü, sağlığı ve tecrit sorunlarıyla ilgili eylem, etkinlik kamuoyunu bilgilendirme, seminer ve paneller yapıyor. Çünkü bu sorunlar bizi direk etkiliyor ve belirli bir arayışa sevk ediyor. Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Konseyi (AK) ve İşkence Önleme Komitesi (CPT) ile zaman zaman görüşmeler yapıyoruz. Öcalan’ın özgürlüğünü ve içerisinde bulunduğu sorunları dünya kamuoyunun gündemine temel hedeflerimizdir. Bu tarihlerden itibaren çeşitli eylemler yaptık. En önemli eylem ise 25 Haziran 20012 yılından beri CPT’nin önünde başlattığımız süresiz nöbet eylemidir.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 5 Nisan 2015 tarihinden ailesi dahil olmak üzere kimseyle görüştürülmesine izin verilmiyor. Sizce buradaki amaç ne?
Kürdistan’da şu anda yürütülen savaşın temelleri 2014 yılında AKP tarafından atıldı. Hedef, Sri Lanka modeliydi. Orada, Tamil Kaplanları tasfiye edildi. AKP, Kürdistan’da da bunu yapmak istedi. AKP yıllarca oyalama taktiği izledi, ilk önce silahları bıraktıracaktı, daha sonra da tasfiye daha rahat olacaktı. Erdoğan’ın bütün planları buydu. Sayın Öcalan ve PKK ile yapılan görüşmelerin neticesinde silahların bırakılması mümkün olmadığını anlayınca soykırım savaşını devreye soktu. Bunu da Sayın Öcalan’a yönelik tecrit politikasıyla başlattı. 5 Nisan 2015 yılından bu yana Sayın Öcalan büyük bir tecrit altında. Orada ne olup olmadığını bilmiyoruz. Gerçekten sağlık durumu iyimi kötü mü? Ne durumdadır bilmiyoruz. Mevcut durumda AKP ve Erdoğan’ın uyguladığı soykırım savaşı direkt Öcalan’a yansıyor. Bunu yansıma hali de tecrittir.
‘CPT’NİN ACİLEN DEVREYE GİRMESİ GEREKİYOR’
Tecritte karşı uluslararası alanda girişimleriniz oldu mu?
Evet, AP, AK ve CPT nezdinde birçok temaslarımız oldu. 2015 ve 2016 yılında çadır eylemleri yaptık, girişimlerimiz oldu. Bu kurumların temsilcileriyle görüştük. İstek ve taleplerimizi illettik. Onlar da bize bazı sözler verdi.
Ne gibi sözler?
CPT yetkilileri bize Öcalan’ın durumuna devletlerin hukukundan dolayı müdahale edemeyeceklerini bunu ancak. AK ve AP üzerinde bazı temaslarda buluna bilineceğini söylediler. Fakat sağlığı konusunda ciddi sorun olmadığını bildiklerini belirttiler. Bundan sonra AP’de de bazı milletvekilleriyle görüştük. Onlar da bize “Bu sorun ancak ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkeler devreye girerse çözülür” dediler. Belirli ölçüde doğru olabilir ama sonuçta bu kurumların bir misyonu var. Örneğin CPT’nin misyonu var. Bugün Öcalan’a uygulanan da çok açık bir işkencedir. Şu anda orada bir fiziki işkencenin olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak bu kuruluşlar giderek orada ne olup olmadığını öğrenebilir. İkincisi zaten eğer tutukluların hakları ihlal ediliyorsa bu zaten işkencedir. Çünkü her tutuklu ve hükümlünün temel birçok hakkı var. Bunlardan en bariz ve net olanı da haftada bir gün ailesiyle görüşmesidir. Ancak şu anda Abdullah Öcalan’ın birçok hakkı ihlal ediliyor. Onun için CPT’nin acilen devreye girmesi gerekiyor.
‘ÖCALAN’A ÖZEL UYGULAMA VAR’
Siz de uzun yıllar cezaevinde kaldınız. Peki, şuanda Öcalan’a uygulanan politika normal tutukluları uygulanıyor mu?
Sayın Öcalan’a ilişkin alınan bütün kararlar özeldir. Hiç bir uygulama yasal değildir. Türkiye anayasasında yazılan tutuklu hakları da Öcalan’a verilmiyor. İmralı adasına ve Sayın Öcalan’a özel bir statü uygulanıyor. Ne anayasada ne de cezaevi yönetmenliğinde böyle bir politika yok. Bir tutulunun ailesiyle görüşmesi, basın yayına bir kısıtlama yapılamaz. Tamamen keyfi uygulamalar söz konusu. Onun için biz kaygılıyız. Türk devleti, bugün bütün dünyanın gözü önünde şehirleri bombalıyor, çocuk, kadın ve yaşlıları katlediyor. Bunu bütün medyanın gözü önünde yapıyor. Düşünün her kesin gözü önünde bunu yapan bir zihniyet kapalı kapıların ardından İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’a ne yapmaz ki...
Bu tecridin ağırlaşması sonucu komite olarak önümüzdeki dönemde ne yapmayı planlıyorsunuz?
Biz geçmişte yaptığımız eylem ve etkinliklerimize devam edeceğiz. Girişimlerimizde ısrar edeceğiz. Bizim inisiyatifimiz dışında birçok Kürt kurum ve kuruluşlar da Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele ediyor. Burada kimin yapıp yapmadığı önemli değil önemli olan Öcalan’ın özgürlük talebini dünya kamuoyuna getirmektir. Çünkü hepimizin temel hedefi Öcalan’ın özgürlüğüdür.
Yarın Avrupa’nın birçok merkezinde eylemler yapılacak. Yine 5 Nisan’da TJK-E tarafından Strasburg’da bu kurumlar önünde insan zinciri oluşturacak. Amaç Öcalan’ın özgürlüğünü haykırmak.
25 Haziran’da ise Öcalan’a özgürlük talebiyle Strasburg’ta başlayan nöbet eyleminin 4’nci yıl dönümünde komitemizin üyeleri, Kürt kurum temsilcileri ve aydınları bir hafta boyunca nöbet eylemi tutacak. Biz Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşana kadar, eylemlerimizi sürdüreceğiz. Halkımıza çağrımızda bu eylemlere sahip çıkması ve katılmasıdır.