OHAL'de cezaevlerinde neler yaşanıyor?
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nden Kalman, OHAL'le birlikte cezaevlerindeki hak ihlallerinin ciddi boyutlara ulaştığına dikkati çekti.
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nden Kalman, OHAL'le birlikte cezaevlerindeki hak ihlallerinin ciddi boyutlara ulaştığına dikkati çekti.
“Tutsaklara OHAL darbesine izin vermeyelim” şiarıyla Ekim ayında kurulan Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nde çalışma yürüten Sevim Kalman, OHAL döneminde cezaevlerinde yaşananları ANF'ye anlattı...
OHAL ile birlikte hapishanelerin yangın yerine döndüğünü vurgulayan Kalman, 15 Temmuz sonrası hapishanelerdeki hak ihlallerinin çok ciddi boyutlara ulaştığını söyledi. Kalman, kararnamelerle cezaevi idaresinin yetkilerinin genişletildiğini, işkencelerden kitap kısıtlamalarına, avukat-müvekkil görüşmelerinin mahrumiyetinin hiçe sayılıp sesli görüntüyle kaydedilmesine kadar çok sayıda hak gasbının meydana geldiğini belirtti. Bu süreçte özellikle Kürdistan’da bulunan cezaevlerinden Marmara bölgesine çok yoğun sürgün sevklerinin yaşandığına ve bu sevkler sırasında da hak ihlallerinin meydana geldiğine dikkati çeken Kalman, "Ring araçlarında insanlar saatlerce yolculuk yapmaya zorlandı; tutsaklar tacize varan sataşmalara maruz kaldı. Hapishanelere vardıklarında çıplak arama dayatıldı, buna karşı çıkan tutsaklar ise darp edilip işkencelere tabi tutuldu” dedi.
'TOPLAMA KAMPI GİBİ!'
Bu sürgünlerle beraber her cezaevinde bir dizi hak gasbının gündeme geldiğini belirten Gülmez, şunları aktardı:
"Sevk sonrası tutsakların hiçbir eşyası verilmedi. En basitinden aylarca çatal, bıçak bile alamadılar; günlerce üzerinde battaniye, nevresim olmayan ranzalarda yatmak zorunda bırakıldılar; üç kişilik hücrelere 7 kişi konuldu; hücreler geceleri ani baskınlarla aranıp eşyalar kullanılamaz hale getirildi; tutsaklar gardiyanların ırkçı hakaretlerde maruz kalıyor; toplatma kararı olmayan dergiler ve gazeteler verilmiyor; açık görüşler iki ayda bire indirildi; tutuklu ve hükümlülerin arkadaş görüşleri iptal edildi; tutsaklara giden mektuplar ya teslim edilmedi ya da gecikmeli verildi; onların yazdığı mektuplar ise sansürlendi. Yaşanan hak ihlallerine ilişkin yaptıkları başvurular dikkate alınmadığı gibi bu dilekçelerde keyfi uygulamaları şikayet konusu ettikleri için haklarında başlatılan soruşturmalarla çeşitli disiplin cezaları aldılar."
'SİLİVRİ’DE HÜCRELERDEKİ BANYOLAR GÖZETLENİYOR!'
Cezaevlerinde özellikle kötü muamelenin artarak devam ettiğini vurgulayan Güler, tutsakların hem psikolojik hem de fiziksel işkencelere maruz bırakıldığına vurgu yaptı. Silivri 9 No’lu Cezaevi'ndeki Resmiye Vatansever ve Deniz Tepeli isimli siyasi tutsak kadınların durumuna dikkati çeken Kalmaz , Vatansever ve Tepeli'nin özellikle psikolojik, sözlü ve fiziksel işkencelere tabi tutulduğunu dile getirdi. Silivri 9 No’lu Cezaevi'nde kadın tutsakların erkek gardiyanlar tarafından arandığını aktaran Kalmaz, “Hücrelere tuvalet ve banyo bölümü görülecek şekilde kameralar yerleştirip, kadın tutsakları gözetliyorlarmış. Bunu engellemek için kadın tutsaklar banyoya girerken kameralara örtü örtseler de gardiyanlar gelip o örtüyü de zorla çıkartıyormuş" bilgilerini verdi.
'ÇOCUK MAHPUSLAR İNTİHARA SÜRÜKLENİYOR'
Çocuk cezaevlerinde de bu hak ihlallerinin önemli oranda arttığına değinen Kalman, baskı ve işkencelerden ötürü çocukların intihara sürüklendiğine işaret etti. Bunu örneklendiren Kalmaz, Maltepe Çocuk Hapishanesi’nde kalan 17 yaşında K.T. isimli bir çocuk mahpusun yaşadığı işkencelere dayanamayarak intihar girişimde bulunduğunu aktardı. Yine Şırnak Çocuk Hapishanesinde işkencelere isyan eden iki çocuk mahpusun hayatını kaybettiğini belirten Kalmaz, Giresun Çocuk Hapishanesinde tutuklu bulunan çocukların da büyük eziyetlere maruz bırakıldığını söyledi.
'HASTA TUTSAKLAR TEDAVİ EDİLMİYOR'
Bu süreçte hasta tutsakların durumun da giderek ağırlaştığını belirten Kalmaz, tedavilerinin engellendiğini, “araç yok, asker yok” bahaneleri öne sürülerek hastaneye sevk edilmediklerini belirtti. Revire çıkmak isteyen tutsaklara da “doktor yok” denildiğini aktaran Kalman, aylar sonra ancak hastaneye sevk edilebilen tutsakların ise kelepçeli muayene eziyetine tabi tutuldukları için muayene olamadıklarını kaydetti.
Sevim Kalman, Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi olarak, önümüzdeki dönemde tutsak aileleriyle birlikte bu zulme karşı Meclis İnsan Hakları Komisyonu ve Meclis'teki siyasi partilere dosya sunacaklarını bildirdi.