OHAL’de hapishaneler paneli düzenlendi
İnsan Hakları Haftası kapsamında İHD İstanbul Şubesi’nde OHAL’de hapishaneler konulu panel düzenledi.
İnsan Hakları Haftası kapsamında İHD İstanbul Şubesi’nde OHAL’de hapishaneler konulu panel düzenledi.
Panelde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu adına konuşan Avukat Hüseyin Boğatekin, sevk sürgünlerden, hasta mahpusların sorununa, çocuk tutsaklardan, yabancı ve LGBTİ tutsaklarının yaşadığı hak ihlaller ve işkenceleri açıkladı.
İHD İstanbul Şube binasında gerçekleşen panelde Avukat Hüseyin Boğatekin konuşmacı olarak yer aldı. Boğatekin, OHAL ile Türkiye hapishanelerinde yangın yerine döndüğünü söyledi. Özellikle bu dönemde çok sayıda sürgün sevk yaşandığını anlatan Boğatekin, Kürdistan’daki tutsakların hemen hemen hepsinin batıya sevk edildiğine işaret etti. Bu sürgün sevkler sırasında onursuz arama dayatıldığına dikkat çeken Boğatekin, başka cezaevlerine sürgün edilen tutsakların çırılçıplak aradığını aktardı.
Denetimli Serbestlik düzenlemesine rağmen hapishanelerde kapasite aşımının yaşandığını belirten Boğatekin, Türkiye’de 292 kapalı, 70 açık, 6 çocuk hapishanesi olmasına rağmen, hapishanelerde kapasite aşımının olduğunu vurguladı. Hapishanelerdeki durumu çok kötü olarak değerlendiren Boğatekin, Türkiye’de 292 kapalı, 6 çocuk hapishanelerinde kapasite aşımının olduğunu vurguladı. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hapishanelerde var olan durumun daha da kötüleştiğinin altını çizen Boğatekin, işkence ve hak gasplarının arttığını söyledi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, hapishanelerde kötü muamele olmadığına yönelik açıklamasına tepki gösteren Boğatekin, “İşkence şikayetlerinden hemen sonra yapmış olduğumuz hapishane ziyaretlerinde yüzünde, gözünde morluk olan yüzü patlamış, kafası yarılmış tutsaklar gördük. Hala Cumhuriyet Savcıları soruşturma yürütürken, bu ülkenin Adalet Bakanı’nın ‘hapishanelerde işkence yoktur’ demesi kabul edilebilir bir durum değil” diye konuştu.
‘TECRİT TUTSAĞI KİŞİLİKSİZ BIRAKMAKTIR’
Tecridin ağırlaştığına işaret eden Boğatekin, tecridin sadece bir kişiyi diğerlerden izole etme anlamına gelmediğine dikkat çekerek, “Tecrit toplumun dışına itmek veya tutsağın kendi kimliğini almak, kişiliksiz bırakmaktır” dedi.
Hapishanelerde ceza ve ıslah kelimelerinin sık sık yan yana kullanıldığı bilgisini paylaşan Boğatekin, hapishanede bir tutsağın kendisine söylediği “Buraya giren küçük hırsız, büyük hırsız olarak çıkar. Yaralamadan giren, katil olarak çıkar” sözünün hapishanedeki durumu özetlediğini kaydetti. Boğatekin, yapılan en ufak ve ısrarcı bir hak talebinin beraberinde tecridi getirdiğine dikkat çekti.
Adli tutsakların durumun daha da kötü olduğunu belirten Boğatekin, adli koğuşlara zorla tekmil uygulaması dayatıldığını ifade etti. Boğatekin, tutsakların tekmil getirdiği durumlarda sesi daha çok çıkanın o gün “tokat yememek” ya da bir kap daha fazla yemek yemekle “mükafatlandırıldığını” anlattı.
‘SAYISI YÜZLERİ BULAN BİR HASTA TUTSAK LİSTESİ VAR’
OHAL kararnameleriyle zaten kötü olan hasta tutsaklarının durumun daha da ağırlaştığını anlatan Boğatekin, hasta tutsakların tedavisinin engellendiğini söyledi. Hapishane koşullarının yaşanan sağlık sorunlarını daha da ciddi boyutlara getirdiğini kaydeden Boğatekin, “Sayısı yüzleri bulan hasta tutsak listesi var” dedi. Hasta tutsakların yaşadığı sorunları ise Boğatekin şöyle aktardı: “Hasta mahpuslar yazdıkları sayısız dilekçeye rağmen hastaneye sevk edilmiyor, kelepçeli tedavi dayatılıyor; kabul etmeyenler ciddi sorunlar yaşıyor, Türkiye’de Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) ‘Hapishanede kalamaz’ raporu almak mucize gibi bir durum olmasına rağmen alanlar geç tahliye edildiği için 6 ay içinde ölüyor.”
Yıllarca tek kişilik hücrelerde tutulan ağırlaştırılmış tutsakların durumuna da dikkat çeken Boğatekin, böylesi koşullarda toplumun her kesiminin ve bireyin aktivist olmak zorunda olduğunu vurgulayarak, tutsaklarla dayanışma çağrısı yaptı.
‘ÇOCUK MAHPUSLAR İŞKENCE ODALARINA GÖTÜRÜLÜYOR !’
Çocuk mahpusların yaşadığı sorulara değinen Boğatekin, çocukların hapishaneyle veya içinde hapishanenin geçtiği hiçbir cümlede yer almaması gerektiğini ifade etti. Hayatını kaybeden bir çocuk tutsağı araştırmak için görüştüğü Hapishane Müdürü’nün bu dramlar karşısında verdiği cevabı paylaşan Boğatekin, “Çocuklarının bulunduğu durumu hiçe sayan müdür, bana çocuk hapishanelerinin arttırılması gerektiğini söyledi” diye konuştu. Belli “disiplin” kurallarına uymayan çocukların işkence odası olarak bilinen beyaz odaya götürüldüğünü de aktaran Boğatekin, bunun kabul edilmez olduğunu vurguladı.
‘YABANCI TUTSAKLARIN DURUMU DİĞER TUTSAKLARDAN DAHA VAHİM’
Yabancı tutsaklar için Türkiye vatandaşı olan tutsaklardan daha vahim olduğuna dikkat çeken Boğatekin, birçoğunun pasaport ve belgesi olmadığı için çalışma imkanı da olmadığını söyledi.
‘LGBTİ TUTSAKLARIN DURUMU KORKUNÇ BOYUTLARDA’
LGBTİ tutsakların hapishanelerde yaşadığı koşulları korkunç boyutlarda olduğunu belirten Boğatekin, Tekirdağ Hapishanesi’nde 20 yıldır tek kişilik bir hücrede tutulan Buse isimli LGBTİ tutsağın konuşmayı dahi unuttuğuna dikkat çekti. Tamamen eril zihniyete sahip olan hapishanelerde LGBTİ bireylerin büyük sıkınlar yaşadığını belirten Boğatekin, “LGBTİ mahpusların ağırlaştırılmış müebbet koşullarda kaldığını söylemek abartı olmaz” şeklinde konuştu.
Öğrenci olan tutsakların da sorunlarını aktaran Boğatekin, öğrenciler hapishane koşullarında sınavlara giremediğini söyledi.
Panelin ardından insan hakları savunucuları İHD İstanbul Şubesi önünde bir saatlik insan haklarına saygı nöbeti tuttu. Mumlar yakan insan hakları savunucuları Evrensel İnsan Hakları Beyannamesini okudu.