Oluç: Kürt sorunu bombalarla çözülemez

HDP, tüm engellemelere rağmen başlattığı "Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü" kapsamında Esenyurt’ta halk ile buluştu. Burada konuşan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Kürt sorunun bombalarla çözülemeyeceğini söyledi.

İktidarın halk iradesine yönelik gaspına karşı HDP’nin başlattığı “Darbeye Karşı Demokrasi yürüyüşü” sürdürüyor. Edirne ayağındaki yürüyüşün ikinci gününde HDP milletvekilleri polisin tüm engellemelerine rağmen Esenyurt’ta halk ile buluştu. Buluşma başlamadan polis Esenyurt Meydanı ve çevresinde adeta OHAL ilan etti.

HDP Milletvekilleri Fatma Kurtulan, Musa Piroğlu, Dersim Dağ, Saruhan Oluç, Serpil Kemalbay, Ayşe Acar Başaran, HDP İstanbul İl Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen buluşmaya saatler 19.00’u gösterdiğinde start verildi. Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’na yakın bir noktada bir araya gelen halk, sloganlarla meydana doğru yürüyüşe geçti. HDP milletvekilleri öncülüğünde yapılan yürüyüşün önü polis tarafından kesildi. Kitle, bu keyfi yasağı, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “HDP halktır halk burada” sloganlarıyla protesto etti.

Polis ablukası altında açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, polis engelline tepki gösterdi. Yürüyüşün Edirne kolu güzergahını anlatan Oluç, şöyle konuştu: “Demokrasi yürüyüşünün bir anlamı var. Birincisi, biliyoruz ki Türkiye’de bugün demokrasi işlemiyor. Demokratik kurallar, demokratik özgürlükler işlemiyor. Tam tersine son derece sorunlu da olsa kağıt üzerinde var olan Anayasa’yı bile çiğneyen adımlar atıldı. 65 belediyemizden 12 belediye bırakıtılar, belediyelerimize Anayasa’ya aykırı bir şekilde kayyum atadılar. Bu yetmedi, Meclis’te yine Anayasa’ya aykırı şekilde üç milletvekilinin vekillikleri düşürüldü. Hakkari Vekilimiz Leyla Güven, Diyarbakır Milletvekilimiz Musa Farisoğulları ve CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekillikleri düşürüldü. Biz bütün bu adımların Anayasa’ya aykırı olduğunu, demokratik siyaseti tasfiye etmek, demokratik siyaseti ortadan kaldırmak için yapıldığını biliyoruz.”

HDP’ye yönelik yapılan saldırıların bütün siyasal ve toplumsal muhalefete yönelik saldırılar olarak okumak gerektiğinin altını çizen Oluç, bu gidişata dur demek için 1 Haziran’da 9 maddelik tutum belgesi açıkladıklarını anımsattı. Tutum belgesiyle demokrasi, adalet ve hukuk açısından mücadele zeminimizi tanımladıklarını belirten Oluç, demokratik ittifak vurgusunu yeniledi. Sustukça sıranın herkese geleceğinin uyarısında bulunan Oluç, şunları kaydetti: “Eğer birlikte bir demokrasi ittifakını en güçlü şekilde oluşturmazsak, bu iktidarın saldırıları bugün HDP’ye olur yarın diğer siyasal ve toplumsal muhalefete olur, ki oluyor da. Hep birlikte bunu görüyoruz. Gelin hep birlikte demokrasi mücadelesini büyütelim. Eşitlik, özgürlük, adalet ve barış mücadelesini büyütelim. Bu mücadeleyi büyüttüğümüz oranda, başarılı adımlar attığımız oranda da iktidarı durdurmak, değiştirmek, toplumsal ve siyasal muhalefetin elindedir. Çünkü hep beraber biliyoruz ki aslında bu iktidarın son zamanlardaki saldırganlığının temel nedeni her geçen gün topumda irtifa, seçmen kaybediyor olmasıdır.”

Türkiye'de her üç kişiden en az iki kişinin iş ve aş derdinde olduğunu; işsizliğin hayat pahalılığı, enflasyon ve yoksulluğun had safhada olduğunu vurgulayan Oluç, “Onlar her ne kadar rakamlarla oynasalar da TÜİK'in bütün müdürlerini ve başkanlarını değiştirerek istedikleri rakamları ortaya koysalar da halk çarşıya, pazara gittiğinde, evine faturalar geldiğinde nasıl bir nasıl bir krizle karşı karşıya olduğunu görüyor” dedi.

Türkiye'de çok ağır bir hukuk krizi de yaşandığını hatırlatan Oluç, “Hukukun üstünlüğü kalmamış vaziyette, yargıda tuz kokmuş vaziyette. Bütün yargı, Saray'ın emirleri doğrultusunda, yürütmenin direktifleri doğrultusunda kararlar veriyor. Ve bu kararlarla toplumsal ve siyasal muhalefetin çalışma yapmasını engellemeye çalışıyor. Çok önemli bir konu hukukun üstünlüğünü yeniden sağlama mücadelesidir. Şimdi geçerli olan üstünlerin hukukudur. Saray'ın hukukudur. Bu hukuk mutlaka hukukun üstünlüğüyle yer değiştirmek zorundadır” diye konuştu.

‘KÜRT SORUNU BOMBA ATARAK ÇÖZÜLMEZ’

Şengal ve Maxmur’a yapılan saldırılara da tepki gösteren Oluç, Kürt sorunun bombalarla çözülmeyeceğini vurguladı. Oluş, şunları kaydetti: “Biz HDP olarak bu ülkedeki Kürt sorununun çözümü doğrultusunda demokratik, barışçıl adımlar atılması, diyalog yoluyla, müzakere ile toplumsal barış sağlanması konusunda çok hassasız ve bu konuda mücadelemizi yoğunlaştırıyoruz. Bu konuda bir toplumsal müzakerenin ve toplumsal uzlaşmanın ve Meclis'te çözüm yollarının bulunmasının elzem olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir şey silahlarla çözülemez, şiddetle çözülemez, Şengal’e ya da Maxmur’a bomba atarak çözülemez. Ya da söz hakkımız engellenerek, sesimizin kısılması yoluyla hiçbir şey çözülemez. Çözüm yolu konuşmaktır, diyalogdur, müzakere etmektir. Birbirimizle konuşarak bir toplumsal barışı ve toplumsal uzlaşmayı yaratma imkanına sahibiz ve HDP bütün toplumsal ve siyasal muhalefete ve iktidara bu konudaki tutumunu defalarca açıkladı, bir kez daha açıklıyoruz.”

Son olarak HDP’nin baskılarla, tehditlerle, gözaltı ve tutuklamalarla susturulamayacağını vurgulayan Oluç, “Asla ama asla HDP arkasındaki 6 milyondan fazla seçmenle, onların aileleriyle birlikte 20 milyondan fazla insanla bu baskılara boyun eğmez, diz çökmez. Bunu defalarca söyledik ve kanıtladık da. Şimdi bizim derdimiz bu gerçeğin görülmesi, bilinmesi ve konuşarak toplumsal müzakerenin, toplumsal uzlaşmanın ve toplumsal barışın yolunun açılmasıdır. Biz bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Haklarımızı gasp ettirmeyeceğiz” dedi.

Açıklamanın ardından kitle milletvekilleri öncülüğünde HDP Esenyurt ilçesine kadar yürüdü.