Ölüm keşfi yapan Başbakan.../Amed Dicle

Ölüm keşfi yapan Başbakan.../Amed Dicle

"Başka çocuklar için endişe duyan çocuklar" ve ölüm keşfi yapan Başbakan!



Rachel Corrie...

Amerikalı bir insan hakları aktivistiydi.

Rachel için barış, mazlumun yanında zalime karşı durmakla ancak mümkündü...

2003 yılının Ocak ay’ında Filistin'e geldiðinde 23 yaşındaydı.

Bir grup arkadaşıyla Gazze Şeridi’ne geldiði ilk gün, Ýsrail askerlerinin 8 yaşında Ali isimli bir Filistinli çocuðu öldürdüðüne gözleriyle şahit oldu.

Filistin’deyken Ailesine sürekli mektup yazıyordu orada olmanın onurunu vurguluyordu...

Rachel mektuplarında Gazze’li çocukları anlatıyordu. Ve çocukların Anne ve babalarının her an ‘ölebileceklerini’ bildiklerini söylüyordu.

Bir mektubunda kendisi ve arkadaşları için ise ‘başka çocuklar için endişe duyan çocuklarız’ diyordu...

16 Mart 2003 yılında Ýsrail tankları Gazze’de bir doktorun evine saldırmak için taarruzdaydı.

Evin içinde çocuklar vardı. Hedefteki doktor, çocukları gönüllü tedavi ediyordu.

Rachel Corrie orada kendisini ‘canlı kalkan’ yaparak tankların önüne geçti.

Evin içindeki doktor ve çocuklar kurtuldu...

Rachel bir askeri buldozerin altında kalarak yaşamını yitirdi...

***

Amerika’daki komşuları ve okul arkadaşları ona ‘çılgın, deli’ Yahudi arkadaşları ise ‘olaylara taraflı’ baktıðını iddia ediyorlardı.

Ama Rachel Corrie ne yaptıðını bilen bir aktivistti.

Ölümünden bir süre sonra yazdıðı mektup ve ‘günlükler’ The Guardian gazetesinde yayınlandıðında insanlık onun anısına saygıyla eðildi.

Çünkü O başka yaşamların yok olmaması için kendi yaşamını feda etmek üzere dünyanın diðer ucundan gelmiş ‘gerçek bir insandı’...

***

2009 Ocak - Rachel’in ölümünden 6 yıl sonra...

Kudüs’ün kuzeyinde Biddo köyünde bir grup aktivist, Ýsrail’i protesto etmek için eylem yapıyorlardı.

Ýsrail askerleri eylemi bastırmak için orada bulunan 13 yaşındaki Muhammed Bendaw’ı yakaladılar.

Protestoculara karşı küçük Muhammedi kalkan yapmak için tankın üzerine çıkarıp kemerle baðladılar.

Böylece diðer çocukların ‘taş’ atmasını engellemek istiyorlardı.

Muhammed'e taş deðmesin diye protesto eylemi sona erdi.

Tank’ın üzerinde kemerle baðlanmış Muhammed’in fotoðrafı dünya medyasında yayınlandıðında kimin ‘insan’ kimin zalim olduðu bir kez daha görüldü...

***

Ve aynı yılın Ekim ayı…

Kürdistan’da, Lice’de 13 yaşındaki küçük bir kız çocuðu hayvanlarını otlarken civardaki karakolda atılan havan mermisiyle paramparça edildi.

Annesi cenazesine ulaştıðında her bir parçası bir taraftaydı...

Ýsmi Ceylan soyadı ise Önkol’du...

Ýki ay daha yaşasaydı 14 yaşında girecekti...

Annesi ‘Ceylan’ımın kime zararı vardı? Neden Öldürüldü? Kime hesap soracaðım?’ diye feryat ediyordu.

Hesap soracaðı devletin tepesindeki Başbakan, Ceylan’ın ölümünden tam iki ay sonra Davos’ta Ýsrail Cumhurbaşkanına, ‘siz çocukları öldürmeyi iyi biliyorsunuz’ diyordu...

Aynı Başbakan, bu sözü söyledikten tam 3 yıl sonra Roboski'li 34 çocuðun, uçaklardan atılan bombalarla öldürülmesinin talimatını verdi.

Tanklarla, uçaklarla, gaz bombalarıyla insan öldürmeye olaðanca hızıyla devam etti.

Bu cinayetler serisi sıradanlaşan istatistiklere dönüştü.

Ýsrail’de ‘zalime karşı’ ama Kürdistan'da ‘zalimden aldıðı Heronlarla’ katliam fizibilitesi yaptı...

Şimdi ise çocuklar ölmesin diye yol yürüyen, daðlarda dolaşan, ayakkabısını yastık yaparak toprak üzerinde uyuyan, yıldızlara bakarak insanların ölmemesi için dua eden annelere dil uzatıyor...

Çünkü Onun yaşama bakışında ‘başkaları için endişe’ etmek yoktur...O başkalarının 'yaşamasından 'endişeleniyor.

Onun için Rachel Corrie’lerin yaptıðı anlamsızlıktır.

Savaşa kalkan olanların yaptıðı ise ‘terörizm’...

Bizler için ise Recep Tayyip Erdoðan, 8 yaşındaki Filistinli Ali’nin, 23 yaşındaki Rachel’in katillerini ‘kınayan’, ama onların katillerinden ‘Heron’ satın alıp Roboski'li çocukları, Ceylan Önkolların ölüm keşfini yapan birisidir...

Ve kendisinin en meşhur sözlerinden biridir; "dikleşmedik, dik durduk"

Dario Fo tarafından kaleme alınan, ''Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü'' adlı oyunundaki "başımız dimdik yürüyoruz çünkü boynumuza kadar b...’a battık!" repliðinde olduðu gibi…

Bugünlerde başını dikleştirmekten öteye gidiyor, aðzını da başıyla birlikte haddinden fazla havaya kaldırıp Kürt analarına dil uzatıyor...

Sevinmeliyiz aslında...

Aðzı bu kadar dikleştiyse, içine battıðı pislik, aðzına kadar yükselmiş demektir...

ANF NEWS AGENCY