Kürt Hak Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması için 13 Şubat günü Stockholm’de düzenlenen uzun yürüyüşe yönelik yapılan silahı bir saldırı sonucu yaralanan ve doktorların % 3 yaşama şansı verdikleri Doğu Kürdistanlı Gaffur Muhammedi, inançları sayesinde ölümü yendiğini söyledi.

Stockholm’un Södertälje ilçesinden Stockholm’e yürüyen Kürdistanlılar, Stockholm’un Fittja semtinde silahlı saldırıya uğramış ve saldırıda Muhammedi ağır yaralanmıştı.

Muhammedi, ambulans helikopterle hastaneye götürülmüş ve günlerce yoğun bakımda tedavi görmüştü. Doktorların sadece % 3 yaşama şansı verdikleri Muhammedi, bundan bir süre önce hastaneden taburcu edildi.

Evinde ziyaret ettiğimiz Muhammedi, vurulduğu anı hatırlayamadığını, ancak daha sonra arabada birlikte bulunduğu arkadaşlarından Türk ırkçı ve faşistlerinin saldırısı sırasında yaralandığını öğrendiğini söylüyor.

Kuzey Kürdistan’da her gün aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca sivilin AKP hükümeti ve devlet güçleri tarafından katledildiğini söyleyen Muhammedi, Stockholm’deki yürüyüşe yapılan ve kendisinin yaralandığı saldırıyı Türk devletinin Türkiye’deki saldırılarının bir parçası olduğu değerlendirmesini yapıyor.

Diaspora ve Avrupa’da yaşayan Kürdistanlıların Türk devletinin katliamlarına karşı çıkmaları ve katliamların durdurulmasını talep etmeleri gerektiğini belirttikten sonra şunları kaydediyor.

“Katliamlara karşı gösteri yapmak bizim hakkımız. Ama Türk devletinin yurt dışında bulunan uzantıları ve kendini Bozkurtlar olarak adlandıran faşist gruplar demokratik hakkımızı kullanmamızı engellemeye çalışıyorlar. Aslında bu gruplar DAİŞ ve AKP ile birlikte bizlere karşı saldırılar düzenliyor. AKP ve Türk devleti Kürt hakına karşı süreki düşmanlık yapıyor. Rojava’da Kürtlere karşı DAİŞ, Ahrar u Şam ve El Nusra gibi örgütlere destek veriyor. Kürtlerin statü kazanmasını istemiyor. AKP hükümeti son aylarda aralarında DAİŞ üyelerinin de bulunduğu terör örgütlerinin mensuplarını sığınmacıların arasında Avrupa’ya yolladı. Bunlar örgütleniyorlar ve Kürtlere yönelik saldırı ve katliam hazırlığındalar. Amaçları Kürtleri susturmak ve mücadele etmelerini engellemek.”

DAİŞ ve Bozkurtar gibi faşist örgütlenmelerin saldırılarının Avrupa’da yaşayan milyonlarca Kürdün mücadelesini engelleyemeyeceğini söyleyen Muhammedi, Avrupa ve İsveç polisinin bu çetelerin Kürtlere yönelik saldırılarına sessiz kalmasına tepkili.

İsveç polisinin uğradığı silahlı saldırı hakkında kendisine yeterli bilgi vermediğini ve sadece eylemi Bozkurtlar’ın gerçekleştirdiğini sandıkları söylemekle yetindiğini ifade ettikten sonra İsveç polisinin tutumuna şu cümlemlerle tepki gösteriyor:

“Ben İsveç polisinin beni kimlerin vurduğunu bildiğini sanıyorum. Ama suçluları bulup yargı karşısına çıkarmak ve Türkiye ile ilişkilerini bozmak istemiyorlar. Bana saldıranların Türk Büyükeçiliği ile ilişkileri var. Bu tutum İsveç için iyi değil. Bunlara göz yummak saldırganları daha da cesaretlendirir ve yeni saldırılar düzenlemelerine neden olur.”

Avrupa ülkeleri ve İsveç polisinin Kürtleri bu saldırılara karşı korumak istemediğini söyleyen Muhammedi, Avrupa’da yaşayan Kürdistanlıların kendi güvenliklerini kendilerinin sağlamasının gereki olduğunu düşünüyor.” Ben Kürtlerin silahlanmaları gerektiğini söylemiyorum. Avrupa’da çalışma yürüten Kürt kurum ve örgütleri bir araya gelip DAİŞ ve Türk devletinin saldırılarına karşı kendi güvenliklerini sağlamalarının zorunlu olduğuna inanıyorum” diyor.

Muhammedi, vurulmasının ardından yoldaşları ve Kürt halkından çok büyük destek destek gördüğünü belirttikten sonra “Her gün hastane önünde toplandılar. Eve geldikten sonra da her gün en az 25 kişi ziyaretime geliyor. Bu destek benim ve ailem için çok önemli ve değerli” şeklinde konuşuyor.

Yoldaşlarına ve Kürt halkına hangi mesajı yollamak istediği sorumuzu ise “Terör, DAİŞ ve faşistler mücadelemizi engelleyemez. Biz Kürtler barış ve özgürlük için mücadele ediyoruz. Daha fazla mücadele etmemiz gerekir. Hiç bir güç bizleri susturamaz ve mücadelemizi engelleyemez. Bizim ne Türk, ne Arap ne de İranlılarla her hangi bir sorunumuz yok. Biz eşit koşullarda kardeşce yaşamak istiyoruz” diyerek cevapıyor.

Muhammedi sağlığının giderek düzemekte oduğunu ama eski haline gelip gelemeyeceğini ne doktorların ne de kendisinin bildiğini söyledikten sonra, “Doktorlar % 3 yaşama şansım olduğunu söylemişlerdi ama benim yaşama şansım sıfırdı. Hastaneye getirildiğim gece herkes öldüğümü sanmıştı. Çok kan kaybetmiştim. Beynimi ve kalbimi dondurmuşlardı” diyor.

Ölümü nasıl yendiği sorumuzu ise “Yaşamda kalmayı inancıma ve spor yapmaya borçluyum. Ben inançlarım sayesinde ölümü yendim. Biz Kürtler özgürlük için savaştığımız için ölmemeliyiz. Yapacağımız çok işimiz var. Ben hep bunu düşündüm ve bu sayede yaşamda kaldım. Bünyem de sağlamdı. 25 yıl fotbol oynadım, 5 yıl da karete çalıştım. Doktorar da çok şaşırdı. Öleceğimi sanıyorlardı. Yaşasam bile ancak 4-5 yıl sonra kendime geleceğimi. Ama ben iki ay içinde taburcu oldum” diyerek yanıtlıyor.