On binler HDP mitinginde: Diktatöre HAYIR!

HDP'nin “Hayır, Hepimiz Kazanalım” şiarıyla İstanbul Göztepe Yeni Salı Pazarı alanında düzenlendiği mitinge on binler akın etti.

HDP’ye ait bayrakların asılı olduğu alanda, “Açlık değil sessizlik öldürür, zindanlara ses ver”, “Hayır”, “Biz halkız gücümüz birlik, sözümüz Hayır”, “Bu şekilde anayasa mı olur?”, Başkanlığa Hayır”, Hesap vermeyen yönetim mi olur?” yazılı pankartlar asıldı.  Kadınların, sarı, kırmızı, yeşil renkleriyle ve şişirdikleri ‘Hayır’ balonlarıyla   alana renklendirdiği alanda,  tutuklu bulunan HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın fotoğrafları taşındı;   Kürtçe Türkçe müzikler eşliğinde halaylar çekildi.  Atılan  ‘Hayır’ ı çığlığını tüm Salı Pazarı’ndan yakılandı. 

Mitingde, HDP milletvekilleri Pervin Buldan, Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan ,  DBP Mardin Büyükşehir Eş Başkanı Ahmet Türk, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit , HDP İstanbul İl Eş Başkanı Mustafa Avcı'nın yanı sıra  sosyalist ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri de protokolde yerini aldı. "Bijî Serok Apo” , “Em dibêjin na”, “Halk, hukuk adalet HDP ile gelecek”, "Ölüm değil çözüm istiyoruz”  sloganlarının atıldığı mitingde, üç genç "Ben Kemal Kurkuti 23 yaşında polis tarafından katledildim” ,“ Polis noktasında ölmemek için Hayır” , “Beni öldüren polis serbest bırakıldı” dövizleriyle adaletsizliğe dikkati çekti.
Devrim şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan mitingde, açılış konuşması İstanbul HDP İl Örgütü Eş Başkanı Esengül Demir tarafından yapıldı. 

HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş şahsında bütün siyasi tutsakları selamlayan Demir, “Bugün İstanbul’un kalbi Kadıköy’de atıyor. Bu İstanbul’un iradesini yansıtıyor. İstanbul’un iradesi tek adama hayır demek için buluştu. 15 yıldır bu ülkeyi zorbalıkla yönetenlere dur deme zamanı gelmiştir. Kuzey ormanlarından, Karadeniz yaylarına, Hevsel Bahçeleri'nin her yeri talan ettiler. Kadınlar bu ülkenin tarihinde olmadığı kadar baskı ve şiddete uğradılar. Kadın katliamları bu hükümetin en karanlık sayfası olarak tarihe geçecektir” dedi. 

‘SİZ ÖNCE GENÇLERİN POLİS KURŞUNUYLA ÖLMEMESİNİ SAĞLAYIN!’

Anayasa değişikliğinde yer alan 18 yaş sınırlaması maddesine değinen Demir, gençlerin bu ülkede daha büyük sorunları olduğunu hatırlattı. Bu ülkede gençlerin can güvenliği sorunu olduğunu vurgulayan Demir, “Siz önce gençlerin üniversitelerde özel güvenlikçilerle darp edilmesini önleyin, sınavlarda hileyi, hırsızlığı ortadan kaldırın, Newroz’da polis kurşunuyla karşı karşıya gelmemesini sağlayın” diye konuştu. Cezaevlerinde yaşanan  işkencelere ve hak ihlallerine da değinen Demir, “Bizler Şakran Cezaevini unutmadık. Kürt çocuklarına uygulanan tacizleri, tecavüzlerini unutmadık. Amed zindanlarında nasıl bir halk hareketi çıkmışsa Şakran’da da bir isyan hareketi çıkacaktır. Bütün bunlar 15 yıllık iktidarı boyunca bu topluma reva gördükleridir. Buradan bu iradeyle 16 Nisan’da Hayır diyeceğiz. Duyduk ki yeni kapıda bir ruh dolaşıyormuş. 16 Nisan’da seni sandığa gömeceğiz” dedi. 

‘TAHTININ DEVİRİLECEĞİNİ BİLİYOR !’

R.D. isimli küçük bir kızın yazdığı ‘Hayır’ şiirini okuduğu platformda  konuşma yapan HDP Milletvekilli Filiz Kerestecioğlu, “Bizim ne kin ile dolu bir kalbimiz ne de halkta çaldığımız paralarla karnımızı doyuran bir anlayışımız var. Bizlerin barış ve özgürlükten başka bir talebimiz yok” diyerek kitleyi selamladı. Susturulmak için rehin alınan bütün tutsak  HDP vekillerine selam gönderen Kerestecioğlu, “Mühtedilerin tahtını öğle bir devirdiniz ki. 15 yıllık AKP iktidarında ki tek amaç halkın değil kendi geleceğini kurtarmak istiyor. Kendilerine ömür boyu dokunulmazlık getirmeye çalışıyor. O muktedir biliyor ki ilk ateşte kendisinin tahtı devrilecek. Özgürlük alevinin yükseleceğini çok iyi biliyor. Bu anayasanın tek amacı yargılamalarını engellemektir. Kendine bir saray yaptı. Bundan önce yaptıkları bundan sonra yapacaklarının teminatıdır. Bir ülkeyi saraya hapsetmek istiyorlar. Bu ülkenin özgürlük isteyen insanları ne sizin saraylarınıza bede cezaevlerinize sığar” dedi.  

‘ÜLKEYE KAYYUM ATAYACAKLAR!’

Halkın vekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıranların, kendisine ömür boyu dokunulmazlık getirmeye çalıştığına işaret eden Kerestecioğlu, “Buradan barışın alevi yükselecek. Yolsuzluğa bulaşanlar yargılanacak. Halkın önüne çıkamaz hale gelecekler. Bu Anayasanın tek gayesi budur. Biz buna Hayır diyeceğiz. Ülkeyi yılladır tekçi, militarist ve erkek egemen zihniyetle yürütenler hem  meclisi kuracak hem de meclisi fesh edecekmiş. Bütçeyi yönetmeyi çok iyi bilen Cumhurbaşkanının bugüne kadar yaptıkları bundan sonra yapacaklarını teminatıdır. Bizim saraylara verecek paramız var mı? Nasıl belediyelerimize kayyum atadıysalar ülkeye Kayyum atamak istiyorlar" diye belirtti.

'TÜM ZORBALIKLARA HAYIR DİYECEĞİZ'

Yaşanan tüm zorbalıklar için Hayır diyeceklerini vurgulayan Kerestecioğlu, "Cezaevlerinde bütün dostlarımız için Hayır diyeceğiz. 16 Nisanda bu zulme karşı irademizi koyacağız. Bu şehir koskocaman bir hayır diyecek. Bu şehir gazetecilerin şehri. Şehir, tutuklanan işsiz bırakılan gazeteciler için hayır diyecek. Bu şehir kadınların şehri. Hakları için on binlercesi sokağa dökülen kadınların şehri. Kadınlarla hep birlikte Hayır diyeceğiz. Yıllarca barış içinde şenlikle onur yürüyüşü yasaklanan LGBT-İ üyeleri Hayır diyecek. Bu şehrin gençleri işsiz bırakıldıkları için Hayır diyecek. Anadilde eğitim için, Berkin Elvan için Hayır diyeceğiz. Mem û Zin İstanbul’da da yaşar. Newroz ateşi Amed’de yandığı gibi İstanbul’da da yanar. Bu şehir bundan dolayı Hayır diyecek. Taybet Ana, Hacı Lokman Birlik için hayır diyeceğiz. Bu şehir bütün kadim halkların birlikte yaşadıkları bir şehir. Bu şehrin bütün halkları olarak birlikte yaşama umudu için Hayır, Na diyecekler. Bu şehrin insanları daha fazla betona gömülmemek için Hayır diyeceğiz. Martılar, vapurlar bile hayır diyecekler.  Şairin dediği gibi , İstanbul seni seçmeyecek ve istanbul geleceği için hayır diyecek” dedi. 

‘MUKTEDİRİN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEDİNİZ!’

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise "Siz bu ülkede en büyük işleri başaranlarsınız. Alevilere, Kürtlere İstanbul çok şey borçlu” diyerek sözlerini başlayan Önder,  “Bütün mazlumların sesi olalım. Egemenler İstanbul’u daime dikktle takip ediyorlar. Çözüm sürecinde bile yaptığımız Newroz’lar fezleke konusu oldu. Çünkü  siz diz çökmediniz bu muktedirler karşısında. Sizler başımız gözümüz üzerine geldiniz” diye konuştu. 

Sokakların, kaldırımların dili olmadığını söyleyen Önder, “Onun için bizlerin çektiğini bizler söyleyeceğiz. Korkuları bundan. Eş Genel Başkanlarımız, gençlerimiz, siyasetçilerimiz tutsak edildiği gün bu zalimler kaybetti. Kendisine güvenen ve bizden çekinmeyen bir iktidar bunu yapabilir mi. Zulmün artsın ki zeval bulasın derler Anadolu da. 16 Nisan’da Türkiye halklarının geliştirdiği en önemli direniş mücadelesini gösterenlere” dedi.  

'BUGÜNLERE KOLAY GELİNMEDİ…'

“Önce Newroz alanımızı yasakladılar. Sonra Newroz alanımızı hırsızlara sattılar” diyen Önder,  HDP mitinginin Salı Pazarına yaptırılmasınaa ilişkin, "Denizden çalarak Yenikapı’da miting alanını yaptılar kendilerine. Şimdi bize inşaatlar arasında bir yer verdiler. Ama bizim için her yer Newroz alanı. Çünkü bir aradayız ve yan yanayız” diye tepki gösterdi. Bugünlere  kolay gelinmediğini hatırlatan Önder,  sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun en iyi tanığı sizlersiniz. Zindanlarımızda tutsak edilen yoldaşlarımıza büyük bir borcumuz var. İlk zılgıt onlara gitsin. Ömrünün baharında bedenini yitirenlere çok şey borçluyuz. Zulme boyun eğmedikleri için, civan ömürlerini tamamlamadan gittikleri için onları unutmayacağız" diye konuştu.

‘VAZGEMEYECEĞİZ!’

Çözüm masasının hükümet tarafından devrilmesine de değinen Önder, barışı savunanların, bu ülkede her türlü onursuzluğu dayatılmasına rağmen bu onurlarından vazgeçmediklerini vurguladı. “ En büyük selamımızı iki metre oda da barış çabasını bir bayrak gibi dalgalandıran Sayın Öcalan’a gönderiyoruz” diyen Önder,  “Sayın Ahmet Ağabey var burada, ilk görüşmeyi başlatan, Pervin Hanım bar. Biz bu görüşmelerini yürütenler barış bu topraklarda daim olana kadar bir adım geri atayacağız. Oylanan evet veya hayır değil, savaş mı barış mı meselesidir. Masayı devirenler hesap sorulamaz bir yere gitmek istiyor. Bu savaş düzenine büyük bir hayır diyeceğiz. Onun için Hayır” dedi. 

'ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ VERMEYECEĞİZ'

HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit de şöyle konuştu: “Bütün bir ülkenin emeğini yaratan bir kent. Payımızı bir otobanın kenarında miting yapmak düşüyor. Neden? Çünkü bu ülkeyi yönetenler, emeğimizi sömürenler, soframızdaki ekmeği sömürenler yetmiyor bu onlara. Daha fazlasını istiyorlar. Öğle bir yetki verinsin ki,  ülkenin tapusunu üzerimize alalım diyorlar. Verecek miyiz? Hayır. Bü ülkenin Alevileri, Kürtleri, Ermenileri ve diğer halkları olarak ne bu ülkenin tapusunu ne bu ülkenin özgürlüğünü ne de bu ülkenin barışını sizlere vermeyeceğiz."

‘İSTANBUL TEKÇİLİĞE GEÇİT VERMEYECEK'

İstanbul bir tarih, bir hafıza, barışın şehri olduğunu ifade eden Koçyiğit, “Binlerce yıl bu şehirde halklar birlikte yaşadı. Tek millet diyorlar, tek dil diyorlar, tek din diyorlar. Her şeyi tekleştirmek istiyorlar. İstanbul bu tekçiliklere geçit verecek mi? vermeyecek. Bizler bu tekçiliğe izin verdiğimiz zaman sarayın zaferi olacak” dedi. 
Çözüm sürecinin bitirilmesine değinen Koçyiğit, “Bütün barış sürecini kendi bekaları için nasıl harcadıysalar, 16 Nisan’da da aynısını istiyorlar. Kendi koltukları için Türkiye’yi karanlığa dönüştürmek  istiyorlar. Her kim ki İdlib’te o çocukları kendi çıkarları için katlettiyse lanetliyoruz. Yeniden Suriye’ye girmek istiyorlar. Neden mi? Suriye haklarının bugün kazandığı Rojava devrimini boğmak için izin vermeyeceğiz” diye konuştu. 

‘SANDIKLAR HAYIR İLE DOLUP TAŞACAK!’

AKP’nin tüm politikalarının savaş üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Koçyiğit, “Kürtlerin de partisiyiz dediler. Kürtler onlara oy vermeyince ‘Kürt sorununu biz çözüyoruz ama onlar HDP’ye oy veriyor’ dediler ve barış sürecini buzdolabına kaldırdık dediler” dedi. Hayır her gün büyüdüğünü kaydeden Koçyiğit, 16 Nisan günü sandıklar hayır ile dolup taşacak. O sandıkları  kurduklarına pişman olacaklar. 7 Haziran’ın coşkusunu bir kez daha yaşayacağız” dedi. Cezaevlerinde kritik aşamaya gelen açlık grevlerinin 53’üncü günde olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, “Yoldaşlarımız insanlık için, İmralı’daki mutlak tecridi kırmak için yaşamdan vazgeçiyorlar. Selam olsun onların onurlu duruşuna. Biz dışardakilerin büyük bir sorumluluğu var. Bu mücadeleyi büyütmek zorundayız. Onların nefesine nefes, sesine ses katmak zorundayız” diye konuştu. Koçyiğit sözlerini şöyle noktaladı: “Her bir Hayır’ımız Taybet Ana’nın 7 gün sokakta kalan canına can katmaktır, Ekin Van’a örtü olmaktır, Cizre’e, Nusaybin’e bir tuğla koymaktır. Gelin 17 Nisan sabahını yeni bir Newroz, başlangıç yapalım diyorum" diye kaydetti.                 

‘ÖZGÜRLÜK SESİ HER GÜN DAHA DA BÜYÜYOR!’

Alkışlar eşliğinde sahneye çıkan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ise yaptığı konuşmada, “Halkımızın mücadelesi, özgürlük mücadelesi ile başaracağız. Her alanda her gün özgürlük sesi daha da büyüyor” dedi. Uzun zamandır siyasetin içinde olduğunu hatırlatan Türk,  "90’ları yaşadık, '95’teki vahşetleri gördük. Kürt halkının sesini sindirmek isteyenlere karşı Kürtlerin özgürlük ve barış talebi daha güçlü bir şekilde dünya gündeminde yer aldı. Sizler buna sahip çıktınız. İktidarlar Kürt halkını yalnızlaştırmak için çok büyük oyunlar oynadı. Bugün inanıyoruz ki demokrasi, özgürlük hepimiz içindir. Bir demokrasi, insanlık için Türkiye’de ortak bir mücadele ortaya çıkarmak zorundayız” diye konuştu. 

‘REFERANDUMA EVET DEMEK VAHŞETİ ONAYLAMAKTIR!’

Referandumun önemine değinen Türk, “Bu referandum Türkiye için çok önemli. Ama Kürtler için çok daha önemlidir. Eğer bu referandumda evet dersek Cizre’deki vahşete evet demiş oluruz, Şırnak’ta, Nusaybin’de Gever’deki vahşete evet demiş oluruz” dedi. Eş başkanlarımız , belediye başkanlarımız cezaevinde olduğunu hatırlatan Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Bu tutuklamalara karı hayır dememiz gerekiyor. Amed cezaevine dönüştürülmek istenen zindanlara hayır diyeceğiz. Bu gün Kürdistan’da Kürtler hayır demezse Cumhurbaşkanı ‘Kürt sorunu yok’ diyecek ve bunu kullanacaktır. Bu açıdan Kürtler için ok çok önemlidir” dedi. 

‘ÖZGÜR HALKLAR ASLA DİKTATÖR KABUL ETMEZ'

Türkiye ‘nin Ortadoğu politikasını da eleştiren Türk, şunları söyledi:

“Rojava’da, Şehba’da hükümet, Kürtler söz sahibi olmasın diye elinden geleni ardına bırakmıyor. Kürtlerin kazanımını yok etmeye çalışan bir anlayışa karşı duruşumuzu ortaya koymazsak onursuzluğu hak etmiş oluruz. Ama bizler onursuz değiliz. Bunu çok iyi biliyorum. Özellikle eğer bugünü çok doğru yorumlayamazsak büyük yanlışlıklara düşeriz. 17 Nisan her şeyin sonu değildir. Demokratik değerlerle tanışmış bir Türkiye istiyorsak halkların birlikteliğini kuralım. Bugüne kadar yürüyen  politika Kürtleri Türklere karşı kışkırtmak, Türkleri Kürtleri kışkırtmak olmuştur. Halklarımızı karşı karşıya getirerek iktidarlarını sağlamlaştırmak istediler. Bunun için bize büyük görev düşüyor. Bunun için halkları  birlikteliğini kuracağız” diye konuştu. Ortadoğu’da at oynatmanın kolay olmadığını da hatırlatan Türk, “Tekçiliği gördük, diktatörleri gördü. Libya, Iraklar ortada. Saddam’ların, Mübarek’lerin sonu belli. Özgürlüğü alınmış halklar asla ve asla diktatörlüğü kabul etmezler. İşte Mübarek, iste Saddam, işte Kaddafi, işte Esad… Biz bugün geleceğimize sahip çıkmazsak çocuklarımızın geleceğini karatacağız."

Konuşmaların ardından sahneye çıkan sanatçıların müzikleri eşliğinde halay çeken on binler, tek adam rejimine geçit vermeyeceklerini haykırdı.