BEDAŞ'ta, maaşlarını alamayan ve kötü çalışma koşulları dayatılan işçiler, 21 Mayıs'tan beri direnişteler. Aileleri de, işçilerle birlikte direniş çadırlarını mesken edindi.
Umut Doðan, BEDAŞ'ın sayaç okuma işlerini verdiði taşeron Marsaş-Çıra Anonim şirketinde, 5 yıldır taşeron işçisi olarak çalışıyor. BEDAŞ işçisi olarak çalışma süresi 10 yılı buluyor.
'MAAŞLARIMIZ YATMADI; ÇOCUK PARASI, ÝKRAMÝYE VE ÝZÝN DE YOK'
ANF'ye konuşan Umut Doðan, söze çalışma koşullarından bahsederek başlıyor: "Sayaçlarda her kişiye düşen okuma sayısı çok fazla. Tabanwayla çalışıyoruz. Haliyle okuma sayısı fazla olduðunda eve bitkin bir halde geliyor; başka yapabileceðimiz hiçbir şey için enerji ve zaman bulamıyoruz. Taşeron az elemanla çok iş yapıyor. Benim ilkokul 3. sınıfta çocuðum var. Eve gelip onunla ilgilenebilecek zamanım ve gücüm olmuyor. Ücret olarak da; paralarımız her ay 10 gün geç yatıyor. Son ay ise bir ay geciktirildi. Artık sürekli ücretlerimizin geciktirilmesi bir alışkanlık haline geldi. Çocuk parası, ikramiye, izin parası diye bir hakkımız da yok."
BEDAŞ işçisi Doðan, bu tablonun direnişe geçilmesine neden olduðuna dikkat çekerek, şunları anlattı: "Maaşlarımızın sürekli geç yatması ve en son bir ay geciktirilmesi nedeniyle, önce patrona maaşlarımızı bir an önce yatırmasını istedik. Yatırmadıðı koşullarda iş kanunuda yer alan 21 gün boyunca patron ücretleri geciktirdiðinde varolan işbırakma hakkımızı kullanacaðımızı ilettik. Patrondan geri dönüş olmadı. Biz de sendikamızın öncülüðünde tek tek yazılı belgeyle Taksim BEDAŞ'a ihbarnamede bulunduk. 21 Mayıs'ta işbırakma eylemine geçtik. Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa aðırlıkta olmak üzere Güngören, Beyazıt ve Çaðlayan'da Enerji-Sen'e üye olan işçiler olarak iş bıraktık. Ben Bayrampaşa bölgesindeyim. Bayrampaşa işçileri olarak Marsaş-Çıra'nın bölge bürosunun önünde topluca beklemeye başladık."
PATRON TELEFON MESAJIYLA TEHDÝT ETTÝ
Eyleme geçmelerinin ardından patronun tehditlere başvurduðunu söyleyen işçi Umut Doðan, eylemlerinin ikinci günü cep telefonlarına bir mesaj gönderildiðini açıkladı. Doðan'ın bahsettiði mesajda ise, şöyle yazılı: "21.05.2012-22.05.2012 tarihlerinde işe mazeretsiz olarak iki gün gelmediniz. 4857. sayılı iş kanıunun 25/II-g maddesi hükmünce ardı ardına iki iş günü mazeretsiz işe gelmemek iş feshi sebebidir. Not: Ýşbu mesaj sonrasında gereken yasal bildirimler tarafınıza yazılı olarak teblið edilmiştir. Ýş çıkışınız 23.05.2012 tarihi itibariyle yapılacaktır."
Patronun 'mazeretsiz işe gelmediklerini' iddia etmesini eleştiren Doðan, "Oysa biz 21 günü aşkın zamandır ücretlerimizi alamadıðımız için işbırakma hakkımızı kullandık. Mazeretimiz çok açık: ücretlerimiz hep geç ödeniyor. Ýşten atıldıðımıza dair yazılı belge de 28 Mayıs tarihinde postayla geldi" dedi.
PATRON-POLÝS-FAŞÝST ELELE
Gaziosmanpaşa ve Bayrampaşa'da grevi kırmak için bir kısım yeni işçinin işe alındıðını belirten Doðan, bu işçileri de, diyalogla ikna ettiklerini söyledi. Doðan, patronun grevi engellemek için faşistlere başvurduðunu da anlattı: "Patron grevimizi kırmak için ülkücü-faşistleri de devreye soktu. Daha sonra faşistlerin saldırısına uðradık. Enerji-Sen Genel Başkanı ve 5 arkadaşımız polislerle faşistlerin işbirliði sonucu saldırıya maruz kaldılar. Buna raðmen arkadaşlarımız gözaltına alındılar."
Direnişi sürdüren işçilerden Doðan, Başbakan Erdoðan'ın söylemlerinin patronlara güç verdiðini düşünüyor: "Erdoðan patrona güç vermekle de kalmıyor; doðrudan patronlar için politika yürütüyor. THY işçileriyle ilgili açıklamalarını hepimiz duyduk. Ýşçiler haklarını savunursa, grev yaparsa THY gibi bir dünya markası, büyük kar yapan bir kurum zarar eder, buna izin veremeyiz diye düşünüp, havayolları işçilerine grev yasaðını getirdi. Bu düpedüz onun yerini açıkça gösteren bir durumdur. Kamu emekçilerine verilen zam da ortada. 'Daha fazla isterseniz Yunanistan oluruz ha' diye tehdit etmişliði de, var. Bizlere, çalışanlara böyleyken patronlara teşvik paketinde ise o kadar cömertler ki... Kıdem tazminatlarımızın gaspedilmek istenmesi de onun konumunu gösteriyor."
EYLEM DOÐAN: HASTA ÇOCUÐUMUZ ÝÇÝN KREDÝ ÇEKMÝŞTÝK...
BEDAŞ işçisi Umut Doðan'ın direnişine, eşi Eylem Doðan da destek veriyor. Aynı zamanda iki çocuk annesi. ANF'ye konuşan Eylem Doðan, şunları anlattı: "Eşim 21 Mayıs'ta direnişe başladı. Bu arada onunla birlikte üç hafta boyunca mahallemizde çocuklarımızın geleceði için 4+4+4 eðitim sistemine karşı çalışmadaydık. Eşimin mesaisi tamamlanmıyordu hiç. Ýşten dönünce bu sefer de imza toplamak için 22 Mayıs'ta yaptıðımız eylemin çaðrısı adına bu sefer benimle sokakları, esnafı, dernekleri turluyordu. Maaşlarını almadıkları için iş bırakma eylemini 21 Mayıs'ta başlattılar. Evimizde direniş ve bu eylemin hazırlıkları içiçe geçti. Gece geç saatlere kadar gündemimiz hep bunlardı."
Eylem Doðan, eşi eve döndüðünde işten çıkarıldıðını öðrendiðinde, ilk aklına gelenin çocukları olduðunu söyledi: "Eşim eve çıkışların yapıldıðı haberiyle geldi. O anki duygularımı anlatmam çok zor. Ýki çocuðumu düşündüm. Hemen üç yaşındaki çocuðumun 15 gün sonraki hastane randevusu aklıma geldi. Çocuðumun ayaklarında çok nadir görülen bir kemik hastalıðı var. Her 6 ayda bir ayaðındaki düzelme ya da deðişikliklere göre evde-dışarıda sürekli giymesi gereken özel bir ayakkabısını almamız gerekiyor. Onun muayenesi ve bu ayakkabısı 500-600 liraya mal oluyor bize. Çocuðum kaç kez ameliyat geçirdi. Onun tedavisini kesintiye uðratamam. Küçüðünün çok ciddi bir saðlık sorunu da var. Hastane masrafları ve geçim sorunundan dolayı daha yeni kredi almıştık. Bunu nasıl ödeyeceðiz? Bunlar beynime hücum etti ve bir sinir boşalması yaşadım. Ama biz direnmezsek, eşlerimizle birlikte mücadele etmezsek bu korku ve kaygılarımızla bir başımıza kalacaðımızı da düşündüm. O noktadan sonra tek düşündüðüm, direnişi büyütebilmek için neler yapmamız gerektiðiydi."