'Önderlik doğuşu bir halkın doğuşudur'

Karakoçan: Önder Apo’un doğum gününü sadece doğal doğum olarak ele almaktan ziyade ideolojik ve örgütsel doğuş, paradigmasal doğuş olarak ele alıyoruz

KCK Eğitim Komitesinin Üyesi Rauf Karakoçan, “Önder Apo’un doğum gününü sadece doğal doğum olarak ele almaktan ziyade ideolojik ve örgütsel doğuş, paradigmasal doğuş olarak ele alıyoruz. Önderlik gerçeğinin doğuşu düşünceden yaşama, stratejik-tektik boyuttan eylem ve mücadele alanlarıyla bir bütünlük içinde ele alıyoruz” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum gününü klasik anlamda bir doğum günü ve kutlama olarak ele almaktan ziyade, bir halkın doğuşunu sembolize eden bir gün olarak ele almak gerektiğini söyleyen KCK Eğitim Komitesi üyesi Rauf Karakoçan, “Kendi yaşamında bir değerler manzumesi inşa etmiş, kendi kişiliğinde bir halkı, mücadele geleneğinde bir direniş kültürü yaratmıştır. 68 yıllık ömrüne insan havsalasının alamayacağı kadar gelişme sığdırmayı başaran bir önderlik gerçeğiyle karşı karşıyayız. Yerküremizde eşine ender rastlanan bir mücadele ve yaşam tarzına tanıklık etmekteyiz. Bütün yaşamının her anına büyük kazanımlar sığdırmış, nefes nefese ve dolu dolu yaşanmış 68 yıllık bir ömür. İlmek ilmek örülmüş devrimci bir mücadele…

Önder Apo’nun içinden geldiği toplumsal gerçekliğin durumu aslında her şeyi izah etmeye yetmektedir. Kürt halkının bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, horlanmışlığı, aşağılanmışlığı bir yana kendisine ihanet eder duruma getirilmiş olması, ne kadar düşürülmüş olduğunu göstermektedir. Kürdistan coğrafyası sadece sömürgeci dört devletin egemenliğinde değil, emperyalist sistemin kıskacında olan bir coğrafyadır. Önder Apo’nun doğduğu bu toprakların bereketliyi ve kutsallığı kadar ihanetin de tarihi gelişmelerde başat rol oynuyor” dedi.

5 bin yıllık uygarlık kültürünün şekillendirdiği ataerkil egemenliğin tortusunun katmerleşerek, günümüzde de hükmünü icra ettiğini de dile getiren Karakoçan, bu toprakların kadim halklarından olan Kürt halkının da hem coğrafik olarak hem de toplum olarak bu olumsuzlukların odağında yer aldığını belirtti.

Kürtlerin karmaşanın ve kaosun hüküm sürdüğü, çelişki ve çatışmanın hiç eksik olmadığı sorunlar yumağı içinde yaşayan bir halk olduğunu da söylene Karakoçan şunları vurguladı: “Gerek iç sorunlar ve gerekse dış sorunlar, imha ve inkâra dayalı politikalar, Kürt halkının adeta kaderi olmuştur. Kendi gerçeğine yabancılaştırılmış, dinamikleri dumura uğratılmış, kültürel değerleri, dili, kimliği, kişiliği asimilasyona uğratılmış dejenere edilmiştir.

Ortadoğu gibi dünyanın en çatışmalı bölgesinde toplumsal farklılıkların iç içe geçtiği, etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıkların savaş gerekçesi sayıldığı, halkların birbirini boğazladığı, zihniyet kalıpları içinde mengeneye vurulmuş toplumun bir bireyi olarak doğuş yapmak ve tarihin akışını değiştirmek insanüstü bir çaba gerektirmektedir.

Önder Apo’nun doğuşu bu anlamda bir bireyin doğuşundan ziyade felsefesiyle, ideolojik çıkışıyla zihniyet yapılanmasıyla, en önemlisi de pratik politik önderlik tarzıyla tarihin akışına yön veren bir doğuşu gerçekleştirmiş olmasıdır. Doğal toplumun unutulmaya yüz tutuş mirasını sahiplenerek, kapitalist modernitenin çarpıttığı ve başkalaşıma uğrattığı bütün değerlerin savunuculuğunu yaparak yeniden insanlığa mal etmeye adanmış bir yaşamın doğuşudur. Ait olduğu Kürt toplumunun çaresiz çözümsüz, beyin ölümü gerçekleşmiş kişiliğinden yeniden dirilen, müthiş direnen, mücadele eden ve başaran bir kişiliğin doğuşudur.

Bir çocuğun zülüm sistemlerine, yeryüzü ‘tanrılarına’ başkaldırısı olarak anlam bulan bir doğuşun yıl dönümündeyiz. Hakikate adanmış bir yaşamın öğretileri tarihsel olduğu kadar bilimseldir. Karanlığa ışık tutmuş bir doğuşu karşılarken bunun derin anlamı içinde olmak büyük önem taşımaktadır.

Bütün yaşanmışlıkların önderlik şahsında yeniden yaşanması, tarihi ve toplumsal sorunların, büyük çelişki ve çatışmaların bireyde çözüm bulmasının önder Apo şahsında gerçekleşmiş olması ve bunun temsil edilmesi sosyal bilimlerin konusu olacak kadar anlam derinliğine sahiptir.”

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt ulusu adına yola çıkmış olsa da öğretilerinin ulusal sınırları aşarak evrensel boyut kazanmış durumda olduğuna da dikkat çeken Karakoçan, “Geliştirdiği paradigma ile Ortadoğu’nun girift haline gelmiş sorunlarına çözüm üretmektedir. Kaynağını devlet, iktidar ve sınıf çelişkilerinden alan toplumsal sorunların çözümü için geçmişi ve bugünü tahlil etmek kadar rasyonel alternatifler üreterek barışa ve demokrasiye yol aldırmaktadır. Önderlik doğuşu ile kimliklerin, dillerin, inançların, aidiyetlerin kendi özüne uygun yaşam bulması kadar kendini ifade etmesi, örgütlemesi ve yönetmesidir. Toplumsal kesimlerin kendilerini yeniden eşit, özgür bir şekilde demokratik sistem içinde konumlandırması ve temsil gücüne kavuşturmasıdır. Başta kadınlar olmak üzere, gençler ve toplumun diğer oluşumları demokratik toplumun temel bileşenleri olarak rol ve görev üstlenmesi anlamına gelmektedir. Özelikle kadın mücadelesi devrim içinde devrim yapmış kazanımlar elde etmiştir. Etnik, inanç ve mezhep farklılıkların yaşam alanlarını güvenceye alan demokratik sistemin yegâne tek çözüm olduğu, günümüzün çatışmalı ve savaş ortamından tek çıkış yolu olduğu herkes tarafından kabul görmektedir.

Bu nedenle Önder Apo’un doğum gününü sadece doğal doğum olarak ele almaktan ziyade ideolojik ve örgütsel doğuş, paradigmasal doğuş olarak ele alıyoruz. Önderlik gerçeğinin doğuşu düşünceden yaşama, stratejik-tektik boyuttan eylem ve mücadele alanlarıyla bir bütünlük içinde ele alıyoruz. Tarzıyla, temposuyla temsil ettiği değerler bütünlüğü ile kendisini var etmiş bir doğuştur. Kendi doğuşunu bu temelde var etmiş ve insanlığa mal etmiş bir önderliksel doğuşun 68. yıldönümünü daha karşılarken halk olarak çok şey borçlu olduğumuzun bilinciyle yaklaşıp anlamlandırıyoruz. Önderliğin doğuşu bir halkın doğuşu ise tutsaklığı da halkın tutsaklığı anlamına gelmektedir. Bir halkın iradesinin tutsak edilmesi o halkın varlık gerekçesine kast edilmesi anlamına gelmektedir” diye konuştu.

“Önderliğin özgürlüğü halkın özgürlüğüdür” şiarı ile Öcalan etrafında insan bedenlerinden oluşmuş sımsıkı helezoni halkalar örerek, sağlığı, güvenliği ve özgürlüğüne sahip çıkma çağrısında da bulunan Karakoçan şöyle konuştu: “Önderliğin doğuşuyla yaşam bulmuş insani değerlerin savunucuları, pratik uygulayıcıları olmak bizlere önemli görevler yüklemektedir. Önderliğe yol arkadaşlığı olmanın erdemliliği, önderliğe layık olmak, şehitlere ve halka bağlı kalmak temelinde yeni bir doğuşu gerçekleştirmek temel hedefimizdir. Başkan Apo’nun doğum gününü kutlamak da Önderliğin özgürlüğüne kenetlenmiş bir çalışma tarzını esas almaktan geçer.

4 Nisan günü, yeniden doğuşun, var oluşun, kendi kendisini yaratmanın halktaki karşılığı, özgür yaşama adım atması, kimlik ve kişilik kazanması, örgütlenmesi ve mücadele etmesidir. Her koşul altında direnmenin ve başarmanın bu doğuşla başladığını bilerek önderliği sahiplenmek gerekir. Önderliğin çocukluğundan başlayarak günümüze kadar devam eden yaşamı herkes için bir kaynaktır. Her bireyden tutalım her toplumsal kesimden, her inançtan her etnik kimliğe kadar geniş yelpazede herkesin kendisine ait bir parça bulacağı bir tarihtir 4 Nisan 1949 tarihi. Bu temel de bir kez daha önderliğimizin 68. yıldönümünü kutluyoruz.”