'Özgür kimliğe darbe vurulamaz'

'Özgür kimliğe darbe vurulamaz'

Kürt Özgürlük Mücadelesinin öncü kadrolarından Sakine Cansız, iki arkadaşı ile birlikte 9 Ocak günü Paris’te Enformasyon binasında komplo sonucu katledildi. Katliamın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen komplodaki sorumlular açığa çıkarılmadı. Fransa hükümeti başta olmak üzere bu katliama destek veren emperyalist güçler suskunluğunu koruyor. Üç maymunu oynayan sömürgeci güçler komployu açığa çıkartma yerine, katliamın üstünü örtbas etmeye çalışıyorlar.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, ikinci Dersim katliamı ve uluslararası komplonun devamı olarak nitelendirdiği Paris katliamını Özgürlük Hareketinin militanları değerlendirdi.

‘KATLİAMI ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Tarih sayfalarında direnenler direnişleriyle, katiller ise zalimlikleriyle anılacaktır diyen Abdullah Öcalan Bilim Aydınlanma Akademisi Komite Üyesi Rezan Çiyayi, komployu lanetle kınadıklarını ifade etti. Bugün Dersim katliamı için birbirlerine laf yetiştirenlerin, başta AKP Hükümeti ve Erdoğan olmak üzere birbirlerini suçlayıp, Dersim’i sahiplenme görüntüsü, algısı yaratmaya çalışanların, ikinci Dersim katliamının başta gelen failleri olduğunu belirtti. Çiyayi, “İlk andan itibaren başta dönemin AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik olmak üzere tüm AKP temsilcileri, olayı PKK’nin bir iç çatışması gibi yansıtmaya, suçluluk telaşıyla katliamda izlerini kapatma çabasıyla olayı hareketimize yıkmaya çalıştılar. Tek başına bu tutum bile ikinci Dersim katliamında, yani Paris katliamında onların rolünü net olarak ortaya koydu. Daha sonra gerek Ömer Güney denen maşanın tutuklanması, onun internet adreslerinde, telefon kayıtlarında ortaya çıkan ses kayıtları, yazışmaları vs. durumu biraz daha net olarak ortaya koydu” ifadelerinde bulundu.

‘HER YERDE İŞGAL HAREKATI BAŞLATIYORLAR’

90’lı yıllarda kurulan özel timlerin, ırkçı-faşist MHP Ülkü Ocaklarının faşistlerce doldurulduğunu, Kürdistan’da tüm faili meçhul cinayetlerde, köy yakıp yıkmalarda, katliamlarda bu güçlerin damgasının olduğunu, bunların Kürdistan’da adeta ikinci bir işgal hareketi başlattıklarını söyleyen Çiyayi, 2012 yılındaki topyekün imha savaşının bu güçler üzerinden planlanıp geliştirilmeye çalışıldığı, ancak devrimci halk savaşı hamlesiyle bunların geriletildiği, püskürtüldüğü hatta askeri anlamda ağır yenilgilere uğratıldığının ortaya çıkan gerçekler olduğunu belirtti.

Ömer Güney isimli maşanın Alperenler Ocağından yetişme olduğunu söyleyen Çiyayi, “Ömer Güney, çeşitli istihbarat örgütlerinin tetikçisi olarak kullandıkları bir kişiliktir. Bu konuyu, Önderliğimiz çok geniş olarak değerlendirdi. Darbe tezgahı iş başındadır. Paris Katliamının MİT ile bağlantısı Türk gladyosu ile bağlantısı açığa çıktıktan sonra, hareketimizin özellikle de HPG’nin karşı hamleleri ile savaşın tırmanacağı, bununla da Türkiye’de bir darbe zemini yaratacağını var sayarak bu planlar geliştirilmişti” dedi.

‘PARİS KATLİAMI, KÜRT HALKINA KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN BİR KOMPLODUR’

Sakine Cansız’ın neden hedef alındığının önemli bir soru olduğuna vurgu yapan Çiyayi,  Sakine Cansız’ın hedef alınmasının asıl nedeninin Kürt bir Alevi kadını ve en önemlisi ise özgürlük hareketin öncülerinden olması olduğunu söyledi. Çiyayi, Sakine Cansız’ın katledilmesiyle verilen mesajın İmralı’da Öcalan’ı, diğer sahalarda ise tüm Kürtleri yok etme noktasında güçlerinin olduğunu göstermeye çalıştıklarını değerlendirdi. Çiyayi devamla şunları kaydetti: “Uluslararası komploda olduğu gibi bu komploda da sadece hareketimize ve Kürtlere karşı geliştirilmiş bir konsept değil, aslında Kürt ve Türk halklarını çatıştırma amacıyla geliştirilen, özünde Anadolu ve Mezopotamya halklarına karşı geliştirilen bir komplo olarak değerlendirmek çok daha yerinde bir tespit olacaktır.”

‘PARİS KATLİAMI İLE DİRENİŞ KIRILMAK İSTENİLDİ’

Alman faşizminin, Almanya’daki sol-sosyalist, devrimci, anarşist, otonom hareketlere karşı mücadele stratejisinde özellikle de silahlı direnişi esas alan gruplara karşı önce kadınları vurun sloganının yaygınlaştığına dikkat çeken Çiyayi, “Bu slogan Sakine şahsında Avrupa faşizmi tarafından, sosyal-demokrat görünümlü faşizm bir kez daha hayata geçirilmiştir. Önce kadınları vurun ki direniş kırılsın, önce Sakine’yi vurun ki PKK, HPG, YPJ saflarında, dünyanın dört bir yanında mücadele için, özgürlük için ayağa kalkan kadınlar korksunlar, sinsinler, mücadeleden vazgeçsinler anlayışını geliştirdiler. Dolayısıyla Sara arkadaşın seçilmesinde son derece bilinçli bir yönelimin olduğunu ortaya koymak gerekiyor” dedi.

‘SARA’NIN MÜCADELESİ JEANNE D’ARC GELENEĞİDİR’

Paris katliamının, Fransız Devrimi sürecinde devrimcilere reva görülen katliamların modern zamanda tekrarı olarak değerlendirildiğini ifade eden Çiyayi, Fransa tarihinde Jeanne D’Arc’ı parlak bir sayfa olarak anıp, bayraklaştırdığını, Kürdistan dağlarındaki temsilcisi, diplomasi masalarındaki temsilcisi Sakine Cansız’ı hedef almakla Jeanne D’Arc’ı geleneğine büyük bir ihanetin olduğunu söyledi. Çiyayi şunları kaydetti: “Sara arkadaşın hedef seçilmesinin nedeni olarak, yıllarca Avrupa’da mücadele yürütmesine rağmen, Kapitalist modernite sistemlerine bulaşmaması, onun ışıltılı, sahte yaşam arzularına, sahte yaşam güdüsü ve teşviklerine yenilmemesi ve kapılmaması, özgür Kürt kadınının Paris’in göbeğinde de olsa Kürtlükte, devrimcilikte, militanlıkta ısrarlı duruşunun Paris, Strasburg, Avrupa Parlementosu şahsında Avrupa kapitalist-modernist sistemi yenilgiye uğrattığı için hedef seçildi. Böylece özgür Kürt kadınının, özgür Kürdistan dağları ile buluşması engellenmek istenmiştir.”

‘PARİS KATLİAMININ CEVABI KÜRDİSTAN DAĞLARINA AKIN ETMEKTİR’

Bu katliama Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Özgürlük Hareketinin, Kürt halkının cevabının yüzlerce, binlerce Sakine Cansız’ın Kürdistan dağlarına akın etmesi biçiminde olduğuna vurgu yapan Çiyayi, Bugün Kürdistan dağlarında binlerce Sakine Cansız’ın ideolojik, teorik, siyasal, örgütsel eğitimini, örgütlenmesini tamamlarken çok daha büyük savaşlar içinde hazırlıklarını tamamlamakta olduklarını söyledi.

ÇÖZÜM SÜRECİNE DARBE VURULMAK İSTENDİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’da geliştirdiği yeni paradigma ile mücadeleyi yükselten ve bu uğurda yaşamlarını yitirenlerin açığa çıkardığı değerler sonucu, Türk devletinin zorunlu olarak başlattığı görüşmeleri hazım edemeyen karanlık güçlerin Sakine Cansız şahsında henüz yeni başlayan süreci darbelemek istediklerini belirten Kürdistan Özgür Kadın Partisi Meclis Üyesi Zekiye Nurhak, paradigmanın özünü oluşturan değerlerin kadın mücadelesi ile açığa çıkarma gerçeği karşısında düşmanın, Sakine Cansız şahsında Kadın Hareketine darbe vurmak istediklerini ifade etti.

‘KÜRT KADINLARI MÜCADELE MEŞALESİNİ YÜKSELTECEKTİR’

Nurhak devamla, “Sara yoldaş otuz altı yıl bu mücadelenin değişik alanlarında, kesintisiz ve büyük bir azim ile erkek zihniyetine karşı mücadele yürüttü. Bu mücadele ile yoğrulan bir bilince sahipti. Erkek zihniyetinin temsilcileri bu kez 21. yüzyılda çağdaş Marduklar misali Sara yoldaşın karşısına çıktılar ve onu Tiyamat misali fiziki olarak ortadan kaldırarak, insanlığın değerlerini şahsında temsil eden bilinci ortadan kaldırabileceklerini düşündüler. Ancak bu saldırı ile bizi yıkmak, sindirmek ve zayıf düşürmek isteyenler bilmeli ki, Sara yoldaşın başlattığı bu mücadele giderek birikti ve artık bir ideolojiye dönüştü. Biz Kürt kadınları olarak bu mücadele meşalesini yükselterek bu saldırıyı gerçekleştiren bu zihniyete karşı mücadelemizi Sara yoldaşın ruhu, kararlılığı ve azmi ile onların gerçek yüzünü açığa çıkartarak cevap olacağımızı bilmeleri gerekir” dedi.

YARIN: Komplo süreci 2