ANF’ye konuşan Halk Savunma Merkez Karargah (HSM) Komutanlarından Bawer Dersim, AKP ve MHP çetelerinin yaşadığı çıkmazdan dolayı Kürdistan’ın dört parçasına saldırılarını arttırdığını belirtti. AKP / MHP’nin bu şekilde hem halka hem de gerillaya saldırarak varlıklarını sürdürmek istediğini vurgulayan Dersim, “Bu saldırılar kesinlikle AKP ve MHP’nin güçlü olmasından değil aksine siyasi ve askeri olarak sıkışmış olmalarındandır. Türkiye dünyadan giderek tecrit oluyor. Geleneksel müttefiklerini bile kaybetmiş durumdadır. Eskiden bölgede siyasi çıkarlar gereği bir etkinliği vardı. AB, ABD ile belli düzeyde ilişkileri vardı, kabul görüyordu. Ama onlarla bile öyle bir düzeye geldi ki şimdi bu durumu tamamen yitirdi. Hemen hemen herkesle düşman durumuna geldi. Bu durum Erdoğan’ın izlemiş olduğu politikalar sonucudur. İçte Kürtlere karşı düşmanca yönelimi, imha inkar politikaları Türkiye’yi felakete doğru sürüklüyor” dedi.
‘GERİLLANIN MÜCADELESİ ERDOĞAN’I BİTİRECEK’
Erdoğan’ın Ortadoğu’daki siyasi diktatörlerin yolunda yürüdüğünü ve sonunun da kaçınılmaz olarak onlarınki gibi olacağının altını çizen Dersim şunları dile getirdi: “Erdoğan Kürt halkını görmezden gelerek Türkiye'yi sağlam bir geleceğe taşıyamaz. Bilindiği gibi diktatörler hırslıdır, gözü karadır, kendi çıkarları için yapmayacakları bir şey yoktur. Erdoğan da diktatörlerin bütün ruh hallerini yaşamaktadır. Kendisi için bir şeyler yapmak istiyor. Fakat ne yaparsa yapsın hiçbir şey onu kurtarmaya yetmeyecektir. Özellikle Kürdistan gerillasının mücadelesi ve direnişi Erdoğan'ın bütün hayallerini yerle bir edecektir.”
Erdoğan’ın Rojava’da Cerablus ve El Bab hamlesiyle Kürt halkının kazanmış olduğu mevzileri tahrip etmek istediğini de belirten Dersim, “Fakat bunun önü kesildi fazla ilerleme şansı kalmadı. Hem Kürdistan özgürlük gerillası tarafından hem diğer güçler tarafından önüne bir set oluşturuldu. Daha fazla ilerlemesine izin verilmedi. Erdoğan Rakka operasyonuna katılmak için can atıyordu. YPG'yi devre dışı bırakmak için her şeyi yaptı. Ancak bunda başarılı olamadı. NATO'daki en büyük müttefiki olan Amerika TC ile çalışmayı tercih etmedi. Bugün bile ABD’nin Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıyı fırsat bilerek ABD ile ortak çalışma hareket etme arayışını sürdürüyor. Bu konuda kraldan çok kralcı kesiliyor. Suriye’de ABD ve Rusya’yı çatıştıracak ucuz politikaların peşinde koşuyor. Kendi ülkesinde bizzat kendisinin geliştirdiği katliamları bir tarafa bırakarak başkalarının acılarını kendi dış politikasına merhem yapmaya çalışıyor. Tüm bunlar Türkiye için büyük bir siyasi ve diplomatik yenilgidir. Kısacası TC’nin hevesleri kursağında kaldı. Kürdistan özgürlük hareketi ise Ortadoğu'da önemli bir güç haline geldi” diye onuştu.
AKP ve MHP koalisyonunun Kürdistan’da hayal kırıklığına uğradığına dikkat çeken Dersim, paralı çetelerle Güney Kürdistan’da bir süre eğitim verildiğini de söyledi. Bu katillerin Şengal’de Êzidî halkına saldırtılmak istendiğini kaydeden Dersim, şunları belirtti: “Sözüm ona HPG'yi oradan çıkaracaklardı. Onların o planları da boşa çıktı. Güney Kürdistan’a dönük de hava saldırıları ve operasyon girişimleri var ama o girişimler sonuç almış değildir. Şu anda koşullar nedeniyle yoğunlaştıkları tek alan Kuzey Kürdistan oldu. Geçtiğimiz kış hemen hemen Kuzey'deki bütün alanlarımızda kapsamlı operasyonlar düzenlendi. Bu operasyonlar 99'dan bu yana yapılan en kapsamlı operasyonlardı. Şimdiye kadar yapılan operasyonların en kapsamlısı ilk defa bu kış oldu. Kayıplarımız oldu fakat operasyonların kapsamı ve hedefi bakımından değerlendirilirse TC’nin başarılı elde edemediği görülecektir. Gerillanın mücadele etme gücünü kıramamış yeni gelişecek hamlemizin önüne geçememiştir.
‘ASIL SÜPRİZİ BİZ YAPACAĞIZ’
2017 hamlesini gerçekleştirmemiz için biz avantajlıyız. Biliyoruz ki 94 ile 98 yıllarında da düşmanın bize dönük yoğun saldırıları olmuştu ama şimdiki kayıplarımız o zamana oranla daha azdır. Düşman mevsim koşullarını fırsat bilerek bütün tekniği ve gücü ile yüklenerek gerillamızı bitirmek istedi. Bununla birlikte yoğun bir psikolojik bir savaş yürütmek istediler. ‘Şubat'ı göremeyecekler, Mart’ı göremeyecekler’ gibi söylemlerde bulundular. İçişleri bakanları Nisan'da kimsenin PKK'nin ismini ağzına almayacağını söylüyordu. Kuru tehditler savurmayı marifet sanan bu zat bu şekilde İçişleri bakanlığı görevini iyi yaptığını zannediyor. Tayyip Erdoğan ‘bu baharda gerillaya sürprizimiz var’ diyor. Gerillamızın bu bayatlamış tehditler karşısında bir milim bile geri adım atmayacağı son derece açıktır. Gerillamız çok geçmeden düşmana en sert şekilde gereken yanıtları vererek düşmanın kabusu haline gelecektir. Bundan hiçbir kuşkumuz yoktur. İçişleri bakanının her gece PKK kabusu ile uykusundan büyük bir korku ile uyunacağından hiçbir şüphemiz yoktur. Gerillaya sürpriz yapmak neymiş Erdoğan ve çetelerine göstereceğiz.”
‘NEWROZ RUHU DÜŞMANIN HAYALLERİNİ YIKTI’
AKP’nin irade kırma operasyonlarına güvenerek mücadeleyi zayıflattığını sandığını belirten Dersim, 2017 Newroz ruhunun bu hayalleri yıktığını dile getirdi.
“Türk devletinin çok büyük hayalleri vardı bizi bitireceklerini öngörüyorlardı. İHA, savaş uçakları ve yoğun arama taramalarıyla bize darbe vurup özgürlük umudunu ve iradesini yok etmeyi öngörüyorlardı. Bunları denediler ama başarılı olamadılar. Kürdistan gerillasının iradesini kırmaları mümkün değildir. Kürt halkını görmezden gelmenin yok saymanın mümkün olmayacağı düşmana gösterilecektir. Zaten Kürt halkı da özgürlükten vazgeçmeyeceğini Newroz’da da gösterdi. Düşman Kürt halkına, dostlarına ve demokrasi güçlerine topyekün saldırdı. İlgili ilgisiz yüzlerce kişiyi tutukladı. Fakat halk her şeye rağmen Newroz’da alanlara akarak iradesini ortaya koydu. Düşmanın kendi mitinglerinde öyle kalabalık ve coşkulu bir kitle yoktu. Newroz’daki halkın iradesi de düşmanı sarstı. Düşman da gördü ki Kürt halkı artık özgürlük mücadelesini benimsemiş ve bundan kopmayacak. Çünkü Kürt halkı özgürlüğün tadını almış ve özgürleşmek istiyor. Asla Kürt halkı bu mücadeleden vazgeçmeyecek. Yani bir ağaç budanarak yok edilemez, çıkacak dallar daha güçlü yeşerecektir. Kürt halkı da bütün saldırılara rağmen özgürlük mücadelesindeki ısrarını Newroz’daki katılımıyla gösterdi. Kısacası Bakur, Başur, Rojhelat ve Rojava’da halkımız büyük bir gelişmeyi yaşıyor. Tıkanma yaşayan, dostlarını kaybeden Türk devletidir. Dünyada söz sahibi olan başarı sağlayan ise Kürt özgürlük mücadelesidir. Kürdistan özgürlük hareketinin her sözü, her kelimesi siyaseten ve diplomatik olarak olumlu bir karşılık buluyor” diyen Dersim, uluslararası komplonun duvarının önemli oranda parçalandığını, yaşanan gelişmelerin Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin lehine olduğunu söyledi.
Kuzey Kürdistan’daki siyasi soykırım operasyonlarına da dikkat çeken Dersim, “Ancak TC’nin başarı sağlaması mümkün değildir” dedi.
‘2017 YILI ZAFER YILI OLACAKTIR’
16 Nisan’da yapılacak referandumdan çıkacak “hayır” sonucunun Kürtlerin zaferini yakınlaştıracağını da belirten Dersim, “2017 yılındaki gelişmeler Kürdistan özgürlük mücadelesinin lehine olacaktır. 16 Nisan’da referandum yapılacaktır. Referandumda ‘evet’ çıkarsa Erdoğan-Bahçeli koalisyonu bunu faşist ve ırkçı politikalarının halk tarafından onaylandığını ileri sürerek Kürt halkına karşı şiddet ve soykırım politikalarını derinleştirmek isteyecektir. Referandumda hayır çıkması durumunda AKP ile MHP ittifakı kendisini ayakta tutmakta zorlanacaktır. Bu kanlı ve kirli ittifak ciddi bir çöküşten kendisini kurtaramayarak tarihin çöplüğüne gidecektir. Bu yüzden AKP ve MHP ‘evet’ çıkması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Devletin bütün imkanları bu temelde seferber edilmiş durumdadır. Toplum kendisini ‘hayır’ oyu vermek için hazırlamış durumda. Toplumun vereceği bu karar hem AKP-MHP faşist blokunun sonunu getirecek hem de halkların özgürlüğüne bir adım daha yakınlaştıracaktır. 2017 yılı halkların özgürlüğü için zafer yılı, faşist kesimler için de bitiş, tükeniş yılı olacaktır” dedi.