PAJK: Rozaların, Leylaların hayallerini yaşama geçiriyoruz
PAJK: Rozaların, Leylaların hayallerini yaşama geçiriyoruz
PAJK: Rozaların, Leylaların hayallerini yaşama geçiriyoruz
Kadınların 8 Mart’ını kutlayan PAJK, Kürt kadınlarının direnişin sembolü olan 8 Mart’a bugün ruh katan kesimlerin başında geldiğini belirtti. PAJK, “Bizler Rozaların, Claraların, Leylaların hayallerini Kürdistan toprakları üzerinde yürütülen mücadele ile yaşama geçiriyoruz” dedi.
Kürdistan Özgür Kadınlar Partisi (PAJK) Koordinasyonu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir açıklama yaptı. 1857’de Chicago’da 129 dokuma işçisi kadının katledilmesi olayının üzerinden bir asırdan fazla bir süreç geçtiği belirtilen açıklamada, “Ancak yaşanılanlar hiçbir zaman unutulmadı. O gün yaşanılanlar bin yıllardır yaşanan köleci zihniyetin acımasızca bir versiyonuydu” dendi.
Anaerkil süreçte yaratılan yaşam değerlerinin bin yıllar öncesinden yalan ve hile ile gasp edilmesinden sonra yaşanan binlerce trajediden biri olduğuna dikkat çekilen PAJK koordinasyonu açıklamasına şöyle devam edildi: ”Yalancı ve zalim erkeğin kadın üzerinden gelişen katliamları, tecavüzleri binlerce yıl devam etti. Tecavüz kültürü erkek egemenliğinin en büyük istila aracı oldu. En büyük soykırım faaliyetleri bu kültürün bir dışa vurumudur. Tecavüz kültürü demek karşısındakini bir hiç yerine koymak demektir, iradesini kırıp, kendine köle yapmak, insanlıktan çıkarmak demektir. Bu gün de bu zihniyet başta kadınlar olmak üzere ezilen bütün kesimlere böylesine insanlık dışı bir yaşamı reva görüyor. Bu gün kadına en büyük darbe kapitalist modernitenin sahte özgürlük dolu yaşam ölçülerinden geliyor. Kadının en fazla düşürüldüğü, metalaştırıldığı, hiçleştirildiği sistem kapitalist sistemdir. Önderliğimiz bu gerçekliği ‘kadın metaların kraliçesi olmuştur’ diyerek çok açık bir şekilde formüle ediyor.”
‘KADIN KÖLE YAŞAM ÖLÇÜLERİNİ KADER SAYIYOR’
Bu durumun en vahim olan yanının ise kadının bu köle yaşam ölçülerini bir kader sayması ve buna boyun eğmesi olduğu da belirtilen açıklamada, “Bu durumun en vahim olan yanı ise kadının bu köle yaşam ölçülerini bir kader sayması ve buna boyun eğmesi oluyor. Bir yandan toplum içerisinde böyle bir durum yaşanırken, diğer taraftan ise köle yaşam ölçülerine karşı, egemen sisteme karşı boyun eğmeyen, eksiklikleri olsa da mücadele içerisinde olan bir kadın gerçekliği ve bin yıllardır süre gelen bir kadın direnişi de var. Sistemin tanrılarına karşı toplumların, halkların tanrıçaları her zaman özgürlük arayışı içerisinde oldular. Elbette ki verili tarih içerisinde bunlar yazılmadı. Çünkü günümüzün tarihi erkek egemenlerin tarihi, erkek sistemini anlatan bir tarih. Bu tarihte kadına dair hiçbir şey yok, kadın yok sayılmakta, çünkü bu sistem kadının sistemi değil. O yüzden kadın sistemi oluşturulmayı, kadının tarihi yazılmayı bekliyor. Bu gün milyonlarca kadın bin yıllar öncesinin ana tanrıça kültürü güncelleştirilme çabası içerisinde” dedi.
8 Mart’ın özgürlük mücadelesinin önemli bir kilometre taşı olduğu da vurgulanan açıklamada, “Kadın direnişinin sembolü oluyor. 8 Mart tüm dünyada kadının günü olarak sahipleniliyor, kutlanıyor. Dünyanın birçok ülkesinde kadın mücadeleleri yaşanmıştır ve hala da yaşanmakta. Ama şu bir gerçek ki bu günü sadece bir sembol olmaktan çıkarıp ona ruh katan, güncelleştiren kesimlerin başında Kürt kadınları geliyor. Bizler Kürt kadınları olarak Rozaların, Annaların, Claraların, Leylaların hayallerini bu gün Kürdistan toprakları üzerinde yürütülen mücadele ile yaşama geçiriyoruz. Bu mücadele Önder Apo öncülüğünde başladı. Önder Apo kölelik şifrelerini daha küçük yaştan çözemeye başladı. Toplum içerisindeki kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği görerek, klasik namus anlayışının en büyük namussuzluk olduğunu tespit etti. Buradan yola çıkarak Kürdistan devriminin en güçlü ayağını kadının özgürlüğü üzerine oturttu. Sistemin ‘önce kadınları vurun’ anlayışına karşı ‘önce kadınları kurtarın’ tespiti ile cevap verdi ve bunu eyleme geçirdi. Kürt kadınları bir sel gibi aktılar özgürlük mücadelesine. Heval Sara PKK’nin ve PAJK’ın kurucularından biri olarak bu mücadele için büyük emek harcadı, büyük bir devrimci yaşam yaşadı. Kürt kadının direniş sembolü oldu. Bugün Sara yoldaşın çabaları sonucu bu hareket milyonları taşıyor bağrında. Bu gün Kürt kadınları özgürlüğü çok derinden hissediyor ve bunun için büyük bir mücadele veriyorlar. Bu gün 8 Martları en anlamlı yaşayanlar, serhıldanlaştıranlar Kürt kadınları oluyor” dendi.
‘ERKEK EGEMENLİKLİ SİSTEMİN KARŞISINDAKİ EN BÜYÜK ALTERNATİF PKK’
Tecavüz kültürünü geliştiren erkek egemenlikli zihniyetin ürünü olan Gladio’nun bu yüzden Kürt kadınlarını hedef aldığına da dikkat çeken PAJK açıklamasına şöyle devam edildi: “Kürt kadınlarına karşı saldırılar, katliamlar düzenliyor. Paris’te yaşanan katliam bunun en somut kanıtı oluyor. Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinin büyük militanları olan Saralar, Rojbinler ve Leylalar bu yüzden hedeflendi. Çünkü erkek egemenlikli sistem, karşısındaki en büyük alternatifin PKK’nin ortaya çıkardığı özgür kadın gerçeği olduğunu iyi biliyor. Kürt kadının gücünü, iradesini, Önderliğine olan bağlılığı ile neler yapabileceğini her gün görüyor. Bu mücadelenin ne kadar büyük militanlar yarattığını ve onları nasıl ölümsüzleştirdiğini görüyor ve bundan korkuyor. Katliamcı güçler Kürt kadınından korkuyor.
Elbette ki bugün Kürdistan’da yediden yetmişe herkes bu gerçekliği iyi çözmüş durumdadır. O yüzden bugün Kürt halkı ve kadınları AKP’nin bu süreçte izlediği politikayı büyük bir temkinlikle izlemektedir. Kürt halkı, kadınları işin gerçek yüzünü iyi görmekte, yapılanın yeni bir tasfiye planı olduğu kuşkusunu taşımaktadır. Görüşmeler sürecinde aralıksız devam eden askeri operasyonlar, Medya Savunma Alanlarına dönük gerçekleştirilen hava saldırıları bu kuşkuları güçlendirmekten başka bir rol oynamamaktadır.“
Bugün gelinen aşamada Türkiye kamuoyunun da önemli bir kesiminin barış sürecinin mimarının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunu kabul ettiği de belirtilen açıklamada, “Bu sürece damgasını vuran Önder Apo’nun çözüm perspektifleri, yıllardır sürdürdüğü özgürlük mücadelesidir. Bu süreci kazanacak olan özgürlük isteyen tüm halklardır, kadınlardır, Önder Apo ve onun özgürlük hareketidir. Bu süreç tüm kadınların özgürlük mücadelesini tüm alanlarda yükselterek ÖnderApo’nun özgürlüğünü sağlayacağı bir süreç olacaktır. Önder Apo’nun özgürlüğü sağlana dek, Kürt halkı diğer tüm bölge halklarıyla birlikte özgürlük statüsünü kazana dek mücadelemizi kesintisiz sürdürecek ve kendi sistemimizi yaratacağız. 9 Ocak günü Sara, Rojbin ve Leyla yoldaşlarımızı hunharca, kirli hesap ve pazarlıklar için katleden uluslararası komplocu güçlere karşı yürüttüğümüz özgürlük mücadelemizle her gün daha fazla maskesini düşürecek, direnişimizle katledilen tüm kadınların intikamını alacak ve uluslararası komplocu güçleri tarihin çöp sepetine gömeceğiz” dendi.
“Bizler bu mücadelemizdeki kararlılıkla 8 Mart coşkusunu Kürdistan dağlarımızda her gün yaşıyoruz. Aydınlanan kadın bilincimiz yaşamımızın şölen havasında güzelliğini, değerini her an bize hissettiriyor” denilen açıklamada son olarak şunlar belirtildi: “Bundandır yaşamı uğrunda ölecek kadar sevmemiz, özgür yaşama olan aşkımız. Yürüttüğümüz özgürlük mücadelesiyle kapitalist modernitenin erkek aklıyla, duygusuyla hareket edenlerin maskesini her düşürdükçe insanlığımızın, kadının tüm intikamını alıyor ve özgür yaşam direnişinin coşkusunu tüm benliğimizle yaşıyoruz. Özgürlük mücadelesi yürüten bizler için bu 8 Mart başka bir 8 Mart. Çünkü 8 Martların özünü, tarihini ve toplumsallığını bize özümseten, özümsetmekle kalmayıp bunun uğruna mücadele etmeyi öğreten Önder Apo’nun özgürlüğü şahsında toplumsal özgürlüğümüze her zamankinden daha fazla yakın olduğumuz bir dönemden, tarihsel bir dönemeçten geçiyoruz. Özgür kadın militanları olarak bu 8 Mart’ı böylesi tarihsel-güncellik içersinde ele alıyor ve dönem görevlerimize tüm benliğimizle yükleneceğimizin kararlılığını belirtiyoruz. Bu temelde bize bu günün anlam derinliğini ve mücadele gerçeğini kavratan Önderliğimizin ve tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutluyoruz ve kadınları her gün özgürlüğe biraz daha yakınlaştıran bahar eylemlerini selamlıyoruz.”