Paris katliamını planlayan MİT yetkilisi kim?

Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledilmesini planlayan kişi aynı zamanda Oslo Görüşmelerine katılan MİT yetkilisi. Ses kayıtları bu bilgileri teyit ediyor…

Temmuz 2008.

İsviçre’nin Cenevre kenti.

Daha sonra ‘Oslo Görüşmeleri’ olarak isimlendirilen Türkiye devleti ile PKK temsilcilerinin ilk görüşmesi. Daha doğrusu ‘Oslo Görüşmeleri'nin ilk ön görüşmesi…

Görüşmelere aracılık yapan heyetin taraflarla yaptığı birçok görüşmeden sonra, Kandil ve Ankara’nın onayıyla ilk toplantı Cenevre’de gerçekleşiyor.

Bu görüşme Türkiye ile PKK’nin ilk görüşmesi değil elbette. Daha önce Eylül-Ekim 2006'da Ankara ve İstanbul’da, 1 Kasım 2007 tarihinde ise Brüksel’de Emre Taner başkanlığındaki Türkiye Heyeti ile Sabri Ok başkanlığındaki Kürt tarafı arasında görüşmeler gerçekleşmişti.

Bu görüşmelerin ne zaman, nasıl, nerede yapıldığını; ne tür kararlara varıldığı, neden sonuç alınamadığı, tarafların hangi amaçla bu sürece yaklaştığını ‘2005-2015 Türkiye-PKK Görüşmeleri’ kitabında derledik.

Bu çalışmayı yaparken, görüşmeler sürecindeki katliam ve cinayetlere ilişkin de önemli bilgilere ulaştık. En çarpıcı bilgi ise Paris Katliamı. Yani; 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledilmesi…

Detayları kitapta var. Ama özetle MİT’in Paris Katliamı'ndaki rolüne bakmakta fayda olacaktır. Katliamın gelişim seyrini öğrenmek, son günlerde gündeme gelen Avrupa’daki AKP rejimine muhalif kesimlere yönelik suikast planlarının irdelenmesine de katkı sunabilir.

Tekrar Temmuz 2008’de Cenevre’deki toplantıya gidiyoruz. Masada dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, (ilk görüşmelerde Ayla Hanım olarak tanıtılıyor) ve yanında iki MİT yetkilisi daha. Bunlardan biri ‘Ozan’ olarak tanıtılıyor. Tabii ki bu kod isim.

Bu toplantıda ve devamındaki toplantılarda nelerin konuşulduğu bu yazının konusu değil. Konu; Paris Katliamı ve ‘Ozan’ isimli MİT yetkilisi.

‘Ozan’, Temmuz 2008 ile Temmuz 2011 arasında Türkiye Devleti ile PKK arasında yapılan bütün görüşmelerde yer almış bir MİT yetkilisi. Önce Afet Güneş, daha sonra Hakan Fidan ile Oslo, Brüksel ve Cenevre’deki toplantıların tümüne katılmış devletin en çekirdek kadrolarından biri.

Burada bir parantez açmakta fayda var. Temmuz 2011’de gerçekleşen Oslo Görüşmelerinin son toplantısına dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Muhammed Dervişoğlu da katılıyor. Dervişoğlu daha sonra Kamu Güvenliği Müsteşarı oldu ve 2013’te başlayan İmralı sürecinde devletin en yetkili temsilcisi olarak yer aldı. Dervişoğlu, Oslo’ya gelirken yanında ‘Ozan’ vardı, İmralı’ya giderken bu şahıs var mıydı, yok muydu, bilemiyoruz.

Oslo Görüşmeleri 2011 Temmuz ayında sona erdi. 2011 son ayları ve 2012’de çok şiddetli bir savaşa tanıklık ettik. 3 Ocak 2013’te Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata İmralı’da Öcalan ile görüştüler ve böylece yeni bir sürece girildi.

Ama hemen 6 gün sonra Sakine Cansız ve iki arkadaşı Paris’te vahşice katledildiler.

Konuyu dağıtmamak için katliam ve sonrasındaki gelişmelere ilişkin ayrıntıya girmeyeceğim.

Ocak 2014'te internete bir ses kaydı düştü. Bu ses kaydının linki burada:

Kayıtta tetikçi Ömer Güney ile 2 kişi konuşuyor. Konuşanların devlet görevlisi olduğu belli. Cinayetleri planlıyorlar. Çok sayıda Kürt siyasetçiye nasıl suikast düzenleyeceklerini ayrıntılarıyla konuşuyorlar. İsmi geçenler arasında Oslo Görüşmelerinde yer alan Zübeyir Aydar, Remzi Kartal ve Adem Uzun da var.

Ses kaydında 3 kişiyi dinliyoruz. Tetikçi Ömer Güney, 'Şahıs 1' ve 'Şahıs 2.' Şahıs 1'in daha çok inisiyatif sahibi olduğu belli.

Bu şahısların kim olduğunu devlet açıklamadı. Ama Oslo Görüşmelerini araştırdığımızda bu kişinin ‘Ozan’ kod adlı MİT yetkilisi olduğu sonucuna vardık. Yani; Türkiye-PKK arasında 3 yıl devam eden görüşmelerin tümünde yer alan MİT yetkilisi ‘Ozan’ aynı zamanda Kürt siyasetçilerine suikast düzenleyen kişi olarak karşımıza çıkıyor.

‘Ozan’ın gerçek adını bilmiyoruz. Nerede ne yaptığını, şimdi hangi görevde olduğunu bilmiyoruz. Bunu ancak Hakan Fidan bilir!

Şahitler ve birçok kanıt cinayeti planlayan sesin ‘Ozan’a ait olduğunu teyit ediyor. Bağımsız bir kurum, Ozan’ın ses analizini yaparak bu bilgiyi kesinleştirebilir. Eğer Ankara yönetimi ‘hayır, bu o kişi değil’ diyorsa, o zaman ses analizi yapmasına engel olmamalı!

Peki, Kürt sorunu gibi önemli bir sorunun çözümü için yapılan tüm görüşmelerde yer alan bir devlet görevlisinin, Başbakan ve MİT Müsteşarından habersiz Avrupa’da cinayet planlaması mümkün mü?