Paris'teki liderler yürüyüşüne bir de buradan bakın...-Hacer Altunsoy
Paris'teki liderler yürüyüşüne bir de buradan bakın...-Hacer Altunsoy
Paris'teki liderler yürüyüşüne bir de buradan bakın...-Hacer Altunsoy
Dün Paris'te yüzbinler sokaktaydı. Bu yüzbinler içerisinde, Fransa'da yaşayan her halktan, her inançtan insanlar yerini aldı. Acının birleştirdiği yüzbinler, düşünce özgürlüğü, ortak yaşam, eşitlik, adalet ve özgürlük için tek yürek oldu. Yüzbinleri buluşturan esas olgu; her şeyden önce insan olmaydı. Sokağa çıkan yüzbinlerin birçoğu belki de Charlie Hebdo'yu hiç okumamıştı, belki adını duymuş ama hiç görmemişti, belki katledilenler hakkında da hiçbir fikirleri yoktu. Ama herkes katledilmelerini protesto etmek, yakınlarının acılarıyla ortaklaşmak ve bu katliamlara dur demek için biraraya geldi.
Sokaklara dökülen insanların elinden gelen belki de tek şey buydu. Yani seslerini duyurmak için 'size boyun eğmeyeceğiz' diyebilmek için sokaklara çıktılar. Ortak yaşamın mümkün olduğunu göstermek için sokaklara çıktılar. Elinde sadece; bilinci, insan olma refleksi, vicdanı, onuru, duygusu olan ve sokaklara çıkan insanlar yapması gerekenleri yaptı ve halen yapmaktadır. Bu büyük kalabalığın ortak refleksi çok değerli ve önemlidir. Toplumsal refleks de böyle olsa gerek.
Dünkü yürüyüşü enteresan kılan durum ne katlımın yüksek olması, ne de her kesimden insanın katılmasıydı. Enteresan kılan elliye yakın ülke liderinin veya temsilcisinin yürüyüşe katılıyor olmasıydı. Fransa halkının neden sokağa çıktığı anlaşılır bir durumdur. Ama elliye yakın ülkenin liderleri, temsilcileri neden sokaktaydı? Paris'e yürümek için gelen ve gelmeyenler; dünyayı savaş alanına çevirdikleri için dünya halklarına hesap vermeleri gerekirken, yürümek ne anlama geliyor?
Elinde; her türlü iktidar aygıtını bulunduran,
dünya siyasetine yön veren,
savaş veya barış kararını tekeline alan,
çıkarları için halkları çatıştıran ve milyonlarca insanın göç etmesine sebep olan,
inançları düşmanlaştıran,
hukuğu çıkarlarına göre kullanan,
silah sektörünü elinde bulunduran,
kapitalist üretiminden dolayı dünyayı çöle çeviren,
dünyanın gelirinin büyük kısmını çok az bir kesime kullandırarak milyonlarca insanı aç bırakan,
eğer dün Paris'te boy gösteren dünya liderleri değil ise kim?
Kimler Somali'de iki yıl içerisinde yarısı çocuk olmak üzere 260 bine yakın kişinin açlıktan ölmesine sebep oldu.
Hangi politikalar Boko Haram, El Nusra, DAİŞ gibi oluşumların açığa çıkmasına sebep oldu.
Bu tür oluşumların elindeki silahlar, kimler tarafından ulaştırıldı?
Savaşlarda tecavüze uğrayan ve insan tacirlerinin eline bırakılan yüzbinlerce kadın ve çoğunun dramı hangi ülke veya ülkelerin ekonomik çıkarı için...
Ezidi, Türkmen, Arap, Hıristiyan kadınların DAİŞ'in eliyle pazarlara çıkarılması hangi zihniyetin ürünü?
Dünya gelirinin çok önemli bir kısmı istihbari tekniğe ayrılırken, neden 9 Ocak 2013 ve 7 Ocak 2015 katliamları engellenemedi?
Sahi dünya liderleri kime karşı yürüdü. Kendileri iktidarı oldukları ve başlarında bulundukları devletlerinin imkanlarını ellerinde tutarken hangi iktidar odağına karşı yürüdüler...?
Yani liderler kimi protesto etti veya kime karşı birlik mesajları vermek istedi...?
Saldırıları yapanlar son derece iktidar çıkarları sonucu gelişen oluşumlar iken, şimdi bunun hesabını kimden sormak istiyorlar?
Sahi iktidarlar ne zamandan beri muhalefet oldu...?
Bilgi dağarcığımın sınırlarını çok zorladım dünkü liderler yürüyüşünü izlerken. Acaba tarihte kaç kez liderler sokaklara çıkmıştı? Açık ki böylesi bir olaya rastlanmadım. Gördüğüm ve okuduklarım ise muhalefetler, karşıt görüşler, ekolojistler, kadınlar, işçiler, sağlık emekçileri, köylüler, savaş karşıtları, darbe karşıtları vb gibi toplumun değişik katmanları, değişik talepler için sokağa çıkmış, taleplerini dile getirmiş. Ve bu toplumsal kesimlerin hepsi elindeki tek imkanı yani sokağı değerlendirmiş. Sokak, toplumsal muhalefetin yegane mekanı olmuş.
Dolayısı ile iktidarların sokağa inmesi irdelenmesi gereken bir konu. Dünkü liderler pozunda halkın tepkilerini manüpile etme amacı güdülmediyse, bir çaresizlik var demektir.
Eğer amaç birlik mesajı ise bundan sonra yapılması gereken başta Ortadoğu halkları olmak üzere dünya halklarına siyasal, sosyal, ekonomik, ekolojik politikalarına ilişkin bir özeleştiri yapılması gereklidir. Halkların, kimliklerin, inançların ve toplumsal farklılıkların ortak yaşamı önündeki politikalara son verilmesi, cinsiyet eşitliği, adalet, eşitlik, özgürlük değerlerinin her coğrafya da yaşam bulması için birlik olunduğu söylenmelidir. Devlet ve iktidarların egemenlik dürtülerine gem vurulması için ortak olunmalıdır. Çöl haline gelmiş olan dünyanın yeşertilmesi için çalışılacağı söylenmelidir.
Eğer dünkü liderlerin sokak gösterisi gerçek ise bu sonuçlar çıkmalı. Aksi halde toplumsal tepkilerin malüple edildiği kesinleşecektir. Yine kendi ülkesinde her türlü yasakçılığı, inkarcılığı sürdürenlerin sokakları uzun süre manüpile etmelerine halklar izin vermeyecektir.
Halkların, inançların ortak yaşam mesajını veren sokakta ki milyonlardı. Ama iktidar sahipleri değildi. İktidar sahipleri halkların tepkilerini malüpile etmek için sokaklara indiler. Oysa ki dünya halklarının bu politika sahiplerinden hesap sorması gerekiyor.