Pediga, Paris’te Mizah Dergisi Charlie Hebdo’ya yönelik saldırının ardından İsviçre’de kuruluşunu ilan etti. Kuruluşun ilanıyla birlikte sosyal medyada büyük destek olan örgüt adata ülkede saklı olan Nazi ruhunu ortaya çıkarmış durumda.

Ekim ayından bu yana Almanya’da yaptığı eylemlerle Avrupa’da yaşayan Müslümanları ve özellikle mültecileri tedirgin eden Avrupa’nın İslamlaştırılmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar (Pegida) adlı örgüt 9 Ocak’ta İsviçre’nin Zürih kentinde kuruluşunu ilan etti. Charlie Hebdo’ya saldırıyı propaganda aracına dönüştürerek, İsviçre’de kuruluşunu ilan eden örgüt 16 Şubat’ta büyük bir eylem yapmaya hazırlanıyor.

İsviçre’deki İslamlaşmayı durdurmayı hedefleyen Pediga’nin İsviçre kolu, “İsviçre’de Hıristiyan kültürü ile yasamaya devam mı edeceğiz, yoksa ülkeyi İslamiyet’e mi teslim edeceğiz” söylemleriyle taraftar toplamaya çalışıyor.

Kuruluşunu ilan ettikten sonra “Pediga İsviçre” adı altında oluşturdukları facebook sayfasında yaklaşık 3 gün içerisinde 3800 üye toplayarak 16 Şubat’ta yapacakları büyük eyleme hazırlanan örgüt şimdiden ülkenin gündemi meşgul etmeyi başardı.

Facebook sayfalarında İslam inancına sahip herkesi terör suçlusu olarak gösterip ülkede yasayan Müslümanların oranını işaret ederek Müslümanlara karşı açıkça bir tavır alınmasını gerektiğini belirtiyor. Irkçı ve faşizan paylaşımlarda bulunan grup üyeleri “çok kültürlülük kimliğimizi öldürür ”diyerek halkı Helvet kültürüne sahip çıkmaya çağırıyor.

Pediga’nın kısa bir sürede Facebook üzerinden 3800 üye edinmesi ülkede yasayan yüzde beşlik orandaki Müslümanlarda büyük bir tedirginlik yaratıyor. İsviçre’deki demokratik kitle örgütleri ve bazı siyasi partiler bu oluşumun ülkede ki birlik ruhuna zarar vereceğini işaret ediyor.

Örgütün 16 Şubat’ta yapmaya hazırlandığı büyük eyleme izin verilmemesini isteyen bazı siyasi parti ve kuruluşlar, Charlie Hebdo katliamının halkta büyük bir tepki uyandırdığını belirterek, bu katliamı bazı ırkçı faşizan kesimlerin propaganda malzemesine dönüştürmesine izin verilmemesi gerektiğini dile getiriyorlar.

Nazi yanlısı bu kurulusun kısa bir sürede ülkede büyük bir taraftar toplamayı başarması ülkede bir anlamda saklı olan Nazi ruhunu ortaya çıkarmasına neden olurken bu ruhun özellikle son dönemlerde Avrupa’nın birçok yerinde neden kendini açığa vurduğu tartışılması gereken önemli bir boyut. Bu boyuta yönelik dikkat çeken bazı demokratik kitle örgütleri, Avrupa’da bugüne kadar hiçbir zaman yok edilmemiş ve asla da edilmeyecek olan bir faşizan ruhun olduğunu dikkat çekiyor. Bu ruhu besleyen gücün ülkelerdeki bazı siyasi partiler olduğunu ve Avrupalı devletlerin özellikle bugüne kadar Ortadoğu’da kendi çıkarları doğrultusunda besleyip büyüttükleri İslam adi altında kurulan terör örgütlerin varlığından kaynaklandığını unutulmaması gerektiği dile getiriyorlar.