Phillips: ABD çözüm sürecinde bir aktör olabilir
Phillips: ABD çözüm sürecinde bir aktör olabilir
Phillips: ABD çözüm sürecinde bir aktör olabilir
ABD’deki Columbia Üniversitesi İnsan Hakları Araştırmalar Enstitüsü’nden barış inşası ve haklar programı müdürü Prof. David L. Phillips, Kürt sorununun çözümünde ABD’nin “arabuluculuktan öte müzakerelerde bir aktör” olabileceğini söyledi.
ANF’ye konuşan Prof. David L. Phillips, demokratik çözüm sürecinde üçüncü bir tarafın rolü ve Türkiye’nin El Kaideli gruplarla olan ilişkisi konusunda değerlendirmelerde bulundu.
“ABD Kürt sorununun çözümünde üçüncü taraf olabilir mi?” sorusunda Phillips, “Amerika arabulucu olabilir ama arabulucuktan öte müzakerelerde bir aktör olabilir” diye yanıt verdi.
ULUSLAR ARASI GÖZLEMCİLER DAHİL OLMALI
ABD Dışişleri Bakanlığı ve BM Genel Sekreterliği eski üst düzey danışmanlarından olan Phillips şunları ekledi: “Ankara'nın herhangi bir tarafın arabuluculuğunu kabul edeceğini sanmıyorum. Bu yüzden benim önerim, müzakerelerde bir anlaşmaya varılması ve hazırlanan programın temel noktalarının onaylanmasından sonra manevra mekanizması olarak görev alacak, içinde Amerika'dan da katılımın olacağı uluslararası gözlemcilerin sürece dahil olması.
Üçüncü bir tarafın süreçte nasıl bir rol oynaması gerektiği konusunda ise Phillips şöyle konuştu:
“Üçüncü tarafların arabulucu, yardımcı ve gözlemci gibi farklı rolleri olabilir. Görüşmelerin doğrudan etkilediği taraflar ve müzakerecilerin uluslararası katılım üzerinde bir anlaşmaya varması gerekiyor. Ankara'nın üçüncü bir tarafın herhangi bir şekilde sürece katılımına karşı çıkacağından eminim ama tartışmaları onaylamak ve varılan mutabakatları belgelemek için tarafsız bir iştirakçinin de masada yer alması önemlidir. Bu yüzden Ankara ile uluslararası toplum arasında, uluslararası toplumun bu süreçte oynayacağı rol hakkında siyasal bir diyalogun da olması gerekir.”
ABD’nin yakın müttefiki olan Türkiye’nin Batı Kürdistan’a yönelik El Kaideli gruplara verdiği desteği de değerlendiren şunları söyledi:
“İlk elden tanıklık edenlerin anlatımından net bir şekilde görülüyor ki, Türkiye, aralarında Amerika'nın terör örgütü olarak kabul ettiği El Nusra Cephesi ve diğer başka radikal örgütlerin de bulunduğu cihatçı grupların geçiş ve ihtiyaç tedariklerini kolaylaştırmakta. Ne Suriye ne de Türkiye'nin yararına olan bu politika sadece Kürt toplumunu kutuplaştırarak, Türkiye'nin aktif bir şekilde Rojava'yı düşürmeye çalıştığı mesajını veriyor. Türkiye bu politikadan bir an önce vazgeçmeli ve bir istikrar kaynağını temsil eden Suriye Kürtleri ile daha yakından çalışmalar yürütmelidir.”