Kürdistan Özgür Kadınlar Partisi (PAJK) Koordinasyon üyesi Pîroz Siverek, Ortadoðu'da uluslararası güçlerin, egemenlik kavgasında olduðunu, buna karşın halkların da özgürlük ve demokrasi arayışlarının da giderek büyüdüðünü söyledi.
Yeni Özgür Politika gazetesine konuşan Siverek, Ortadoðudaki son gelişmeleri kadın boyutunda deðerlendirdi. Arap toplumu, iradesini temsil edebilecek demokratik, özgürlükçü öncü hareketten yoksun olduðu için, kapitalist hegemonyanın kontrolü ve yönlendirmesi altına girmiştir. Dolayısıyla bazı yerlerde iktidarların devrilmesiyle adına 'devrim' denilen şey, en basit ifadeyle bir iktidar deðişikliði olmuştur. Özellikle kadına yönelik cinsiyetçi yasalar adeta geçmişi aratır bir durum yaratmıştır diyerek özellikle son bir buçuk yılda bölgede siyasal Ýslam kadın ve toplum aleyhine çok daha fazla bir iktidarlaşma ve siyasallaşma durumunun yaşandıðını kaydetti.
Kürt halkı açısından, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt özgürlük hareketi öncülüðünde demokratik örgütlenme ve bilinçlenmenin geliştiðini belirten Siverek şöyle konuştu: "Hareket olarak bölgede alternatif bir çizgi olmanın ideolojik perspektifini, siyasal öncülüðünü geliştirme iddiası ve kararlılıðındayız. Ancak bunun Kürt halkıyla sınırlı kalması, bölge halklarının, kadınların ortak mücadele ve direniş perspektifinde ortaklaşma, dayanışma ve örgütlenme de zayıflıklarımız vardır. Bu durumu aşma, ortak direniş perspektifimizi geliştirme noktasında da iddialıyız." Batı Kürdistanda Kürt kadınının devrim sürecine çok aktif bir biçimde öncülük ettiðini ve sistem inşasında, savunulmasında en etkili biçimde rol oynadıðını belirten Siverek,"Kürt kadınlarının gerek Batı Kürdistanda gerekse, Suriyede Arap, Dürzi, Ermeni kadınlar açısından da bir model oluşturabilmesi mümkündür" dedi.
2012 yılında, gerillanın hamlesel çıkışını, kadın komuta ve savaşçı yapısının katılımını, komuta da gelişen öncülük düzeyini deðerlendiren Siverek, "YJA-STAR kadın gücümüz devrimci halk savaşında öncülük iddiasını yıl itibariyle etkili bir şekilde göstermiştir. Türk devletinin imha ve inkar politikalarını boşa çıkarmıştır. Ancak tüm bunlara raðmen yapılamayan, zayıf kalan yapılması gerekenler çok daha fazladır. 2012'de aðırlıklı gerilla hamlesi boyutuyla gerçekleşen devrimci halk savaşının 2013 ile birlikte halk serhildanları, kendi özerk sistemini örgütleme ve yaşama, tüm mücadele zeminlerinin devrimci halk savaşına göre kendini örgütlemesi ve planlaması esas alınacaktır" diye konuştu.
"Kadın hareketi olarak daha önceki yıllarda özgürlük bilincini geliştirme temelinde her yıl farklı bir sloganla toplumsal cinsiyetçiliðe karşı kampanyalar geliştiriyorduk" diyen Siverek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüðünün tüm mücadelelerinin merkezinde olduðunu kaydetti. Siverek devamla şunları belirtti: "Bu doðrultuda yılın başında 'Önder Apoya Özgürlük, Soykırıma Son' sloganıyla bir hamlesel sürece girdik. Yıl boyunca kadınlar ve analarımızın öncülüðünde tüm halkımız Önderliðinin özgürlüðüne kilitlenerek, Türk devletinin her türlü soykırımcı politikalarına karşı durdu. Bölgedeki savaştan en büyük zararı kadınlar ve halklar görmektedir. Kadın hareketi olarak bu duruma karşı bölge kadınının ve halklarının ortak mücadele ve direnişinin olmazsa olmaz bir ihtiyaç haline geldiðini de deðerlendirmekteyiz. Bundan hareketle, Önderliðe ilişkin yürütülen hamlenin bir parçası olarak Ortadoðuda yürütülen hegemonik savaşta halkların ve kadınların kırımına 'dur' deme temelinde deðişik kadın çevreleriyle ortak eylemlerin geliştirilmesi yaklaşımıyla bazı karar ve planlamalara ulaştıðımızı da belirtebiliriz."
Ortadoðu Kadın Konferansı gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirten Siverek, "Savaşın en büyük maðduru durumuna gelen bölge ve Kürt kadını büyük tehlikelerle yüz yüzedir. Bölgede ve Kürdistanda yükselen siyasal Ýslam kadınlar açısından çok büyük bir tehlikeye işaret etmektedir. Kadın Özgürlük hareketi olarak bu sorumlulukla hareket etmek ve çözüm projeleri geliştirmek, hayata geçirmek oldukça önemli olmaktadır" dedi. Savaşın toplumsal sorunları ve kadına şiddeti beslediðine dikkat çeken Siverek bu durumun cemaat ve Ýslami siyasi iktidarların kadına yönelik politikaları ile içinden çıkılmaz bir duruma getirildiðini kaydetti. Siverek, "Kadını cemaat ve sistem içine çekmede dini çok etkili bir araç olarak kullanmaktadır. Okullardan, kurslara, burslara, çalışma atölyelerine, uyuşturucu, fuhuş sektörlerine kadar çok deðişik yöntemlerle kadına saldırmaktadır. Kadın özgürlük hareketi, bölge kadınlarıyla ortak mücadele perspektifine ulaşmanın önemi ve gerekliliði temelinde sorumlu bir yaklaşım içinde olacaktır. Bu temelde önemli bazı planlamalara gitmiştir. Bu planlamalardan birisi de gibi Ortadoðu kadın konferansıdır" dedi.
Demokratik ulusal birliðin geliştirilmesinde kadının rolünün belirleyici olduðunu belirten Siverek, "Kürt halkı olarak, Kürt kadınlarının ortak çıkarlarını ve özgürlüklerini esas alacak demokratik ulusal birlik politikalarının geliştirilmesinde kadın konferansımızın, Kürt siyasi çevreleri üzerinde de etkili olacaðını umut ediyoruz. Demokratik Kürt ulusal birliðinin gelişmesi ve güçlendirilmesinde de kadın hareketinin öncülük rolünü oynaması da önümüzdeki süreçte temel görevlerimizdendir" dedi. Siverek son olarak şunları belirtti: "2013 yılını başta umut ve özlemlerin mücadelecileri olan Önderliðimiz başta olmak üzere, direnen tüm yoldaşlara ve insanlık onuruna sahip tüm insanlıða kutlu olsun diyor, kadınlar başta olmak üzere tüm insanlıðın umut ve özlemlerinin mücadelecisi olacaðımızın sözünü veriyoruz.