PKK: Elinizi Kürt kanından çekin!

Uluslararası komplonun suç ortakları olan ABD ve diğer güçlere seslenen PKK Yürütme Komitesi, “Ellerini Kürt kanından çekmeli ve AKP-MHP faşizminin sömürgeci-soykırımcı saldırılarına daha fazla destek vermekten vazgeçmeli” dedi.

15 Şubat uluslararası komplonun yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi, “22 yıldır da başta ABD ve TC olmak üzere aynı güçler tarafından İmralı işkence ve tecrit sistemi olarak sürdürülmektedir. Dolayısıyla özgür Kürt varlığını yok etmek isteyen, bu temelde Kürt düşmanı soykırımcı TC devletine en büyük desteği veren ABD ve küresel kapitalist modernite sistemi olmaktadır. ABD ve diğer güçler, bu biçimde doğrudan Kürt halkına karşı işlenen soykırım suçunun ortağı haline gelmektedir” dedi.

PKK Yürütme Komitesi açıklamasında şunları belirtti: “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ve şahsında tüm Kürt halkına ve Özgürlük Hareketine yöneltilen tarihi 15 Şubat uluslararası komplosunun 22’nci yıldönümünü yaşıyoruz. Komploya karşı büyük direnişin 23’üncü yılına giriyoruz. Öncelikle büyük özgür insan direnişiyle komployu yenilgiye uğratan Önder Apo’yu ve tarihi İmralı Direnişini selamlıyoruz. ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarıyla Önder Apo etrafında ateşten çember oluşturan ve 23 yıldır komplonun yenilgisini sağlayan kahraman şehitlerimizi, komploya karşı direnişin ilk şehitleri Halit Oral ve Aynur Artan yoldaşlarla bugünkü son şehidi Dilşêr Herekol yoldaş şahsında saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Hareket ve halk olarak 23’üncü yılda komploya karşı ‘Özgürlük Zamanı’ hamlemiz temelinde daha güçlü mücadele edeceğimizi ve daha büyük kazanacağımızı belirtiyoruz.

Bilindiği gibi, uluslararası komplo Kürt soykırım sistemine dayanmakta ve Özgür Kürt varlığını imha ederek Kürt soykırımını sonuca ulaştırmayı hedefleyen topyekûn bir saldırı olmaktadır. Bu temelde ilk olarak 1925 yılı Şubat ayı ortasında Şêx Sait ve arkadaşlarına yöneltilmiş, daha sonra da Ağrı, Dersim, Başur ve Rojhilat saldırıları olarak devam etmiştir. Kürt varlığını ve özgürlüğünü temsil eder hale geldikten ve Kürt sorununun özgürlükçü-demokratik çözümünü dayatır düzeye ulaştıktan itibaren de Önder Apo ve PKK’ye yöneltilen bir saldırı konumundadır. Dolayısıyla 15 Şubat 1925 komplosunun 96’ncı yıldönümü, 15 Şubat 1999 komplosunun da 22’nci yıldönümü yaşanmaktadır. Bu nedenle, Önder Abdullah Öcalan 15 Şubat gününü ‘Kürt Soykırım Günü’ olarak ilan etmiş bulunmaktadır. Komploculuk, Kürt soykırım sisteminin kullandığı en etkili yöntem olmaktadır.

KOMPLO 22 YILDIR İMRALI İŞKENCE VE TECRİT SİSTEMİ ALTINDA YÜRÜTÜYÜLOR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998 günü Suriye’den çıkartılarak imha edilmek istenmesi temelinde başlatılan uluslararası komplo saldırısının, bu hedef başarılamayınca Önder Apo’nun idamını hedefleyen 15 Şubat 1999 komplosuna dönüştürülmüş olduğu bilinmektedir. O da başarılamayınca İmralı tecrit ve işkence sistemi altında çürütme politikasına dönüştürülmüştür. Önder Apo’nun imhası temelinde PKK’nin tasfiyesini ve PKK’nin tasfiyesine dayanarak da Kürt soykırımının sonuca götürülmesini hedefleyen uluslararası komplo saldırısı 22 yıldır İmralı işkence ve tecrit sistemi altında yürütülmekte ve başarıya ulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Uluslararası komplo saldırısının, Önder Apo’nun Avrupa’ya çıkma ve Kürt sorununu demokratik siyaset yöntemiyle çözme anlayış ve kararına karşı geliştirildiği bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla uluslararası komplo özgürlük ve demokrasiye, Kürt sorununun çözümüne karşı bir saldırı olmaktadır. Kürt sorununun çözümsüz kalmasını ve bu temelde oluşan çıkar çelişki ve çatışmasının devam etmesini istemektedir. Soykırımcı bir saldırıdır; özgür Kürt iradesinin ve varlığının yok edilerek Kürt soykırımının sonuca götürülmesini hedeflemektedir.

Uluslararası komplo saldırısının dönemin ABD yönetimi tarafından planlanıp uygulamaya konduğu, başta Yunanistan, Rusya, Kenya ve Mısır olmak üzere Kürt işbirlikçiliğine kadar bütün iktidarcı ve devletçi sistemi içine aldığı yine bilinen bir gerçek olmaktadır. 22 yıldır da başta ABD ve TC olmak üzere aynı güçler tarafından İmralı işkence ve tecrit sistemi olarak sürdürülmektedir. Dolayısıyla özgür Kürt varlığını yok etmek isteyen, bu temelde Kürt düşmanı soykırımcı TC devletine en büyük desteği veren ABD ve küresel kapitalist modernite sistemi olmaktadır. ABD ve diğer güçler, bu biçimde doğrudan Kürt halkına karşı işlenen soykırım suçunun ortağı haline gelmektedir.

KOMPLO EMEKÇİ HALKLAR, KADINLAR VE GENÇLER İÇİN DAHA FAZLA KATLİAM VE ZULÜM OLMUŞTUR

Çok açık ki, söz konusu güçler hem komplo temelinde yaptıklarıyla insanlık suçu işlemekte ve hem de 22 yıl geçmiş olmasına rağmen başarılı olamamaktadırlar. O halde başta ABD olmak üzere tüm diğer güçler, artık mevcut konumlarını gözden geçiren ve mümkünse kendilerini soykırım suçundan kurtaran bir siyasi çizgiye ulaştırmalıdır. Ellerini Kürt kanından çekmeli ve AKP-MHP faşizminin sömürgeci-soykırımcı saldırılarına daha fazla destek vermekten vazgeçmelidir.

22 yıldır özgür Kürt varlığına yöneltilen komplo saldırısı, dünyanın dört bir yanında emekçi halklar için, kadın ve gençler için daha çok baskı ve sömürü, daha fazla katliam ve zulüm olmuştur. Kürt halkına yöneltilen soykırımcı saldırı esas olarak tüm halklara, kadın ve gençlere yöneltilmiştir. O halde bu gerçek de görülerek, tüm emekçi halklar, kadınlar ve gençler tarafından uluslararası komplo saldırısına daha çok karşı çıkılmalı ve Kürt halkının, kadın ve gençlerinin yürüttüğü özgürlük mücadelesine daha güçlü destek verilmelidir.

KOMPLO KÜRT HALKIYLA BİRLİKTE TÜRKİYE VE ORTADOĞU HALKLARINI HEDEFLEMEKTEDİR

Kuşkusuz bu tutum en çok da Türkiye halklarının, kadın ve gençlerinin tutumu olmalıdır. Yine öncelikle tüm Ortadoğu halklarından böyle bir tutum gelişmelidir. Çünkü uluslararası komplo, Kürt halkıyla birlikte en çok da Türkiye ve Ortadoğu halklarını hedeflemektedir. Onların Üçüncü Dünya Savaşı kapsamında daha yoğun bir çelişki ve çatışma içine çekilmesini ve faşist baskı, terör ve sömürü altında çok daha zayıf düşürülmesini öngörmektedir. O halde Kürt halkının kaderi Türkiye ve Ortadoğu halklarının kaderiyle ortaktır. Bu nedenle, herkesten çok Türkiye ve Ortadoğu halkları, kadın ve gençleri uluslararası komploya karşı çıkmalı ve komplocu saldırının kendilerine de yöneltildiğini görerek Kürt halkının tarihi büyük direnişine katılıp destek olmalıdır.

Açık ki Kürt halkı baştan itibaren uluslararası komplo saldırısına karşı sessiz kalmamış, başta Önder Apo olmak üzere tüm özgürlükçü Kürtler uluslararası komplo saldırısına karşı tarihin en büyük özgürlük direnişini yürütmüştür. Önder Apo yüce dehası, yüksek duyarlılığı, derin öngörüsü ve yaratıcı tarzıyla uluslararası komplo saldırılarını her zaman en erkenden gören ve tutum geliştiren olmuştur. Bu temelde de komplonun imha ve idam saldırılarını neredeyse tek başına boşa çıkartmayı bilmiştir. Ardından gelen İmralı mücadelesini de koşulların zorluğuna ve imkânların azlığına bakmadan, kendisini en ileri düzeyde örgütlü ve disiplinli kılarak çalışmaya sevk olma temelinde kazanmıştır.

HAREKETİMİZ, HALKIMIZ ULUSLARARASI KOMPLOYA VE İMRALI İŞKENCE SİSTEMİNE KARŞI MÜCADELE ETTİ

Önder Apo, tarihinin en büyük gelişimini paradigma değişimi temelinde geliştirdiği ‘Demokratik Modernite Kuramı’ ile İmralı mücadelesi koşullarında gerçekleştirdiği Üçüncü Önderliksel Doğuşla yaşamıştır. Bu temelde dar ulusal ve sınıfsal sınırları aşarak tüm ezilenlerin, kadın ve gençlerin, ezilen halkların kurtuluş ve özgürlük yolunu aydınlatan bir Özgürlük Önderi haline gelmiştir. İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı 22 yıllık mücadele işte böyle büyük bir tarihi gelişmeyi ortaya çıkarmıştır. Kuşkusuz bundan daha büyük ve anlamlı bir gelişme ve kazanım olamaz. Dolayısıyla bununla gurur duymak ve bu çizgiyi doğru anlayıp başarıyla uygulamak gerekir.

Özgürlük Hareketimizin ve halkımızın da 22 yıldır Önder Apo etrafında kenetlenerek uluslararası komploya ve İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı kahramanca mücadele ettiği açıktır. Böyle tarihi bir özgürlük mücadelesine kahraman gerilla güçlerimiz, kadın ve gençlik hareketlerimiz öncülük etmiş, başta Türkiye olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız, tüm devrimci-demokratik güçler çok değerli katkılar sunmuşlardır. Bu büyük mücadele 22 yıldır ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ fedai direnişi çizgisinde sürmüş ve sayıları on binleri bulan kahraman şehitlerimizin gücüyle başarılmıştır. Kürt halkı tarihinin en büyük özgürlükçü kazanımlarını söz konusu direniş içerisinde kazanmış ve korumuştur. Bu temelde kadın özgürlük devrimi öncülüğünde demokratik modernite devrimi her alanda gelişme göstermiş, Güney Kürdistan statüsü savunulmuş, Rojava özgürlük devrimi gerçekleşmiştir. Partimiz demokratik modernite çizgisinde kendini yenileyip yeniden yapılandırmış, halkımızın KCK sistemi içindeki örgütlülüğü gelişme göstermiştir.

HAMLE TEMELİNDE DÖRT PARÇA KÜRDİSTAN VE DÜNYADA ÖZÜRLÜK EYLEMLERİ YÜKSELİYOR

İşte komploya karşı 23’üncü mücadele yılına Önderlik, parti ve halk düzeyinde sağlanan böylesi büyük kazanımlar temelinde girilmektedir. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen ‘Tecride, Faşizme ve İşgale Son! Özgürlüğü sağlama Zamanı!’ direniş hamlemiz temelinde dört parça Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında özgürlük eylemleri yükselmektedir. Kahraman gerillamızın faşist-soykırımcı düşmanı kahreden vuruşları devam etmektedir. Büyük zindan direnişçiliği her zaman olduğu gibi şimdi de ‘Özgürlük Zamanı’ hamlemize en büyük güç katan konumdadır. Kadınların, gençlerin ve tüm demokratik güçlerin özgürlük eylemleri sürekli büyümekte ve yaygınlaşmaktadır. Özellikle de dünyanın antifaşist devrimci-demokratik güçleri, kadın ve gençlik örgütleri, işçi ve emekçi hareketleri ‘Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü’ hedefinde tamamen kenetlenmiş durumdadır. Dönemin Mandela’sı olarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü en kısa zamanda mutlaka sağlanacaktır.

Komploya karşı 23’üncü mücadele yılına girişimiz işte bunlar temelindedir. Çok açık ki, 23’üncü yılda her alandaki özgürlük eylemlerimiz daha çok gelişecek, komplo tamamen yenilecek, İmralı tecrit ve işkence sistemi yıkılacak, Önder Apo fiziki özgürlüğüne kavuşacaktır. Bu temelde de Kürdistan özgür, Türkiye ve Ortadoğu demokratik hale gelecektir.

Bunlar temelinde bir kez daha Önder Apo’yu saygıyla selamlıyor, kahraman şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı ve dostlarımızı 15 Şubat uluslararası komplosuna karşı özgürlük ve direniş eylemlerini her alanda çok daha güçlü ve etkili bir biçimde geliştirmeye çağırıyoruz!

Son aldığımız bilgiye göre, faşist-soykırımcı TC ordusu 10 Şubat sabah saat 3’ten itibaren Medya Savunma Alanlarından Garê bölgesine yönelik havadan ve karadan kapsamlı bir işgal saldırısı başlatmış bulunmaktadır. Somut ve ayrıntılı bilgilerimiz henüz olmasa da söz konusu işgal saldırısı şaşırtıcı değildir. Çünkü kısa bir süre önce Türk Savaş Bakanı Hulusi Akar ve Genel Kurmay Başkanı Yaşar Güler Bağdat ve Hewlêr’i ziyaret etmiş, Irak ve KDP yöneticileriyle söz konusu işgal saldırısını planlamıştır. Açık ki mevcut saldırı böyle bir plan temelinde gerçekleşmektedir. Zira TC sınırından 70 kilometreden fazla uzakta olan Garê bölgesine Türk ordu saldırısının Irak ve KDP yönetimlerinin onay ve desteği olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir.

Belli ki 15 Şubat komplosunun 22’nci yıldönümünü komplocu güçler böyle bir işgalci saldırı ile karşılamaktadır. Bu temelde partimiz PKK’ye ve kahraman gerilla güçlerimize darbe vurmayı hedefledikleri gibi, Güney Kürdistan’a yönelik TC işgalini de iç bölgelere kadar yaymak istemektedirler. Ancak Şubat 2008’deki Zap operasyonu ile Haziran 2020’den itibaren geliştirmeye çalıştıkları Heftanin operasyonunun sonuçlarını unutmamalıdırlar. Tıpkı Zap ve Heftanin’de olduğu gibi, Garê’de de kahraman gerilla güçlerimiz faşist-soykırımcı işgal saldırılarına karşı kahramanca direnmekte ve darbe üzerine darbe vurmaktadır. Başta Amediye halkımız olmak üzere tüm Güney Kürdistan halkımız da Zap ve Heftanin operasyonlarına karşı direndikleri gibi, Garê işgal saldırısına karşı da kitlesel olarak ayağa kalkacaktır. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir ki, Garê alanı faşist-soykırımcı TC ordusuna ve uşaklarına mezar olacaktır.

Bunlar temelinde dört parça Kürdistan ve dünyanın dört bir yanındaki Kürt gençlerini ve kadınlarını, tüm yurtsever halkımızı ve demokratik dostlarımızı TC’nin Garê işgaline karşı ayağa kalkmaya, meydanları doldurmaya, her alanda TC işgaline karşı mücadele ederek kahraman gerilla güçlerimizin tarihi direnişini desteklemeye çağırıyoruz!”