PKK ‘Ocak ayı şehitlerini’ andı

PKK ‘Ocak ayı şehitlerini’ andı

PKK Yürütme Komitesi “Ocak ayı şehitleri”ni andı. “25 Ocak 1990 yılında Şehitler kervanına katılan Hasan Bindal (Hamza) yoldaşımız, Rêber Apo ile doğru bir yoldaşlık ve arkadaşlığı duruşu ve pratiği ile nasıl olması gerektiğini göstermiştir. Paramparça edilmiş Kürtlüğün ‘ulusal birlik harcı’ olan Hamza yoldaş, tarihimizde ilk şehitlerimiz gibi abideleşerek güçlü bir anlamla yerini almıştır. Bu temelde Hamza yoldaşı saygı ve minnetle anıyoruz” dedi.
 
Yazılı bir açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi, “Ocak ayı şehitleri”ni andı. “Sözlerimiz bağlılığımızın kanıtıdır ki, bu bir gerçekliği ifade eder; bu sözlerin sahipleri olarak en zor anlarda ve muazzam bir güçsüzlük ortamında, adeta vahşetin kol gezdiği, insanların sadece yüreklerine dayanmaktan başka savaşım araçlarına sahip olmadıkları bir zeminde, gerçeklerin en büyük temsilcileri şehitlerdir” denilen açıklamada bazılarının bu gerçeği ne kadar eksik ve yanılgılı göstermek isterse istesinler, bu konuda ne kadar eksik yaklaşımların sahibi olursa olsunlar, gerçeğin kendisinin böyle olduğunu belirtti.
 
“Eğer şehitler için bir tanım yapmak istenirse onlar, böyle bir dönemde varlıklarında zaferin simgeleştiği olaylardır” diye devam eden açıklamada onları kişiler olarak da görmemek gerektiği onların bir kurum olduğu ifade edildi. Çünkü onların milyonların en yanılgılı bir yaşamın kurbanı oldukları bir anda ve ihanetin her biçiminin alabildiğine yaşandığı bir dönemde gerçeğin sözcüsü olmak ve tek başına gerekirse bunları haykırarak, yaşamak durumunda olan şahsiyetler olduğu vurgulandı.
 
Böyle davranmanın birçoğunun zannettiği gibi kolay bir iş olmadığı da kaydedilen PKK yürütme Komitesi açıklamasında, “Bu anlamda şehitlerimiz, insanlığın belki en unutulan bir halkını, en onurlu bir biçimde çağa yaklaştırma, bağlama değerleridir diyoruz” denildi.

‘HASAN BİNDAL, ÖNDER APO İLE DOĞRU BİR YOLDAŞLIK, ARKADAŞLIĞIN NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİ GÖSTERDİ’
 
Açıklamada şunlara yer verildi: “25 Ocak 1990 yılında şehitler kervanına katılan Hasan Bindal (Hamza) yoldaşımız, Rêber Apo ile doğru bir yoldaşlık ve arkadaşlığı duruşu ve pratiği ile nasıl olması gerektiğini göstermiştir. Paramparça edilmiş Kürtlüğün ‘ulusal birlik harcı’ olan Hamza yoldaş, tarihimizde ilk şehitlerimiz gibi abideleşerek güçlü bir anlamla yerini almıştır. Bu temelde Hamza yoldaşı saygı ve minnetle anıyoruz.

Güneybatının devlet ideoloji temelinde yürütülen yabancılaştırmanın, öz kimliğinden uzaklaştırma politikalarının çok ince bir şekilde hayata geçirilişine karşın, derin bir yurtseverlik timsali olan Pazarcıklı Mehmet Dirlik yoldaşımız, faşist gericiler tarafından Ocak 1979’de hunharca katledilmiştir. Mehmet Dirlik yoldaşımız Kürdistan’ın neresinde olursa olsun her Kürt ferdinin imha ve inkara karşı ‘ben de varım’ demenin adı olmuştur. Mehmet yoldaşımız şahsında güneybatı şehitlerimizi anıyor, bıraktıkları mirasın yılmaz neferleri olacağımızı belirtiyoruz.

‘CEMAL ARAT, ÖLÜM ORUCU ŞEHİLERİ ARASINDA YER ALDI’

Bizi her zaman aydınlatan yol göstericilerimiz olan zindan direnişçilerimizden, planlayıcılığı ve eylemciliği ile bize örnek olan Cemal Arat yoldaşımız 5 Ocak 1984’te düşmanın yoğun işkencelerine karşı, ölüm orucunu şehitleri arasında yerini alarak ölümsüzler kervanına katılmıştır.

Yine 1 Ocak 1984’te TC faşizminin hunharca işkencelerle katlettiği İsmet Karak yoldaşımız şahsın da zindan direniş tarihinde onurluca direnip şehit düşen tüm yoldaşlarımızı bir kez daha anıyor, anılarının mücadele gerekçelerimiz olduğunu bir kez belirtiyoruz.

1980’in Ocak ayında M. Celal Bucak’ın çeteleri tarafından pusuya düşürülen ve günlerce işkence edilen Yılmaz Kalman yoldaşımız, tüm hakaret ve baskılara karşı onurluca direnerek şehit düşmüştür.

HRK’nin yiğit savaşçılarından Hasan Çelik (Cemil), Osman Şanlı (Şexmusa), Oktay Aydın (Edip) yoldaşlarımız 4 Ocak 1986 yılında, hain bir komployla Şırnak’ta şehitler kervanına katılmışlardır.

15 Ağustos Atılımı’ndan sonra 1985’te silahıyla birlikte aktif bir şekilde devrim saflarına katılan Eruh doğumlu Hasan Sevilgen (Cevdet) yoldaşımız 15 Ocak 1986’da İdil direnişinde şehitler kervanına katılan yoldaşımızı anıyoruz.

Fedakarlığın, atılganlığın, cesaret ve askerileşmiş kişilikleriyle ARGK komutanlarımızdan Halil Tunç (Bozan), Ahmet Güden (Davut), Ekrem Özbek (Delil) ve Adnan Yılmaz (Avareş) yoldaşlar 4 Ocak 1990 tarihinde düşmanla girdikleri çatışmada düşmanı dumura uğratarak şehadete ulaşmış, yeni bir dirilişin adı olmuştur. Azmin ve özgürleşmenin ifadesi olan anıları bize daima yol gösterici olacaktır.

1 Ocak 1991 de Erzurum Karayazı ilçesine bağlı Reşo köyünün Gültepe mezrasın da, sömürgeci askerleri ile çatışmaya giren ARGK gerillalarımızdan Aydın Kaya (Diyadin) ile Mehmet Abak yoldaşlarımız şehitler kervanına katılmışlardır.

5 Ocak 1991 de, Cizre de sömürgeci güçlerle çıkan çatışmada ARGK gerillamız Abdulvahab İmret (Haşim) yoldaşımız ve onunla birlikte Milliyetin İdiz yurtseverimiz çatışmada düşmanı bozguna uğratarak sonuna kadar direnip şahadete ermişlerdir. Anıları önün de saygı ile eğiliyoruz.

Özgürlük mücadelemizin yetiştirdiği büyük gerilla komutanı ve PKK militanı ise Bestalı olan Haşim-Hasan Sevim yoldaşımız olmuştur. Haşim yoldaşımız Ocak 1992 yılında Besta’da TC devletinin hava saldırıları sonucu şehitler kervanına katılmıştır.

14 Ocak 1992’de, Malatya şehir merkezinde faşist TC güçleriyle girdiği çatışmada Habip Karaduman (Necmi) yoldaşımız, yaşasın PKK sloganları ile şehitler kervanına katılmıştır.

1994 yılında özgürlük tutkunu, emekçisi olan Emine Yücel (Aysel) yoldaşımız Maraş’ın Narlı bölgesinde bir ihbar sonucu, çıkan çatışmada teslim olmayarak şehitler kervanına katılır. Aysel yoldaşımızı saygı ile anarken, anısı yolumuzu özgürlük ışığı ile aydınlatmaya devam edecektir.

Devrimcilikle erken yaşlarda tanışan, Nurhak’ın asi, bir o kadar da emekçi ve sevilen komutanı Elbistanlı Halil Şahin (Xorto) yoldaşımız, bir ihbar sonucu düşmanla girilen çatışma da sonuna kadar direnerek 12 Ocak 1994’te Elbistan’da Adıyamanlı Makbule Doymaz (Fidan) yoldaşımızla birlikte şahadete ulaşan yoldaşlarımızın takipçileri olmak yaşam gerekçemizdir.

Cana yakınlığı, mütevazi ve girişkenliği ile saygınlığın timsali olan, İdil doğumlu Mehmet Aslan (Berhem) yoldaşımız düşmanın attığı bir pusu sonucu bir grup yoldaşı ile birlikte, 1 Ocak 1994’te Tatvan da şehitler kervanına katılmışlardır.

Kürdistanlı ve Çukurova’ya savrulmuş her onurlu Arap gibi kurtuluşlarını Kürdistan'ın kurtuluşunda gören, PKK'nin enternasyonalist ruhunu benimsemiş olan Kürdistanlı Arap gülü, Zehra Ötünç (Fidan) yoldaşımız ile Sevim Kabil (Canan), Osman Yıldız (Ferhat), Mezit Muhammed (Kemal), Recep Bali (Musa) ve Binevş (Dilan) yoldaşlarımız 7 Ocak 1994’te Suruç’ta ihanetçi işbirlikçilerin ihbarı sonucu, yüzlerce askerin katıldığı bir operasyonda büyük bir direniş sergileyen Zehra ve diğer beş yoldaşımız ‘Yaşasın Başkan Apo’, ‘Yaşasın PKK’’ sloganları ile şahadet ipini göğüslemişlerdir.

Genç yaşına rağmen olgun, atik ve fedakâr olan tutumu ile her zaman örnek olan Malatya Kürecikli Aligül Taş yoldaş faşist sömürgeci güçlerle girilen bir çatışma da Ocak 1995 tarihin de Garzan’da şehitler kervanına katılır.

Kadını ruhundaki güzelliği, yüceliği, candanlığı ve öz veriliğini özgürlük mücadelesine bağlayan Batman doğumlu Dıderi aşiretinden olan Saime Erikmen (Warşin Koçer) büyük cesareti ile örnek olmuş, Ocak 1997’de Kıryareş’e yapılan eylemde ağır yaralanarak şehitler kervanına katılan yoldaşımız ile 5 Ocak 1997 yılında Bagok’ta şehitler kervanına katılan Bınevş- Leyla Acer yoldaşlarımız şahsında tüm kadın şehitlerimizi anıyoruz.

5 Ocak 1998 de Almanya’da, kendini yakma eylemi gerçekleştiren, Eser Altınok yoldaşımız şehitler mertebesine kendini erdirmiştir. Gerçek özeleştirinin, arınmanın ve öze dönmenin adı olan Eser yoldaşımızı anıyor, anısını yaşatacağımızı belirtiyoruz.

Dürüstlüğün ve bağlılığın sembolü olan Cizre doğumlu Edibe Akseven (Cahide) yoldaşımız, 1 Ocak 1999 yılında Beytüşşebap’ın Germave köyün de askerlerle girdikleri bir çatışmada yaralı ele geçmemek için üzerindeki bombayı kendisinde patlatarak şehitler kervanına katılır.

Ateşle kendini kutsayan, ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ deyip, kendi bedeni ile harlandırdığı ateşle adeta ihanete, inkar ve imhaya, Rêber Apo şahsın da Kürtlere yapılan komplodur demenin adlarından bir olan Serhatlı Berzan Öztürk (Baran- Sait-Murat) yoldaşımız 4 Ocak 1999’da Almanya’da bedenini ateşe vererek Şehitler kervanına katılmıştır. Ağrı’nın ateş yürekli yoldaşını anarken, güneşimizi asla karatamazlar sözümüzü yeniliyoruz.

Doğal devrimci sorumluluğun, örneği ve pratik uygulayıcısı Hasan Güler (Rızgar Pazarcık) yoldaşımız, 13 Ocak 2007 tarihin de Amed’de faşist TC ordusu ile girilen çatışmada, yoldaşlarını düşman çemberinden kurtararak şehitler kervanına katılır.

Bugün tarihi gerçekleri her zamankinden daha fazla açıyor ve emekçilerin lehine siyasetlerin en doğrularını temsil ediyorsak, bu düşmanı bile etkileyecek bir noktaya geldiğimizi kanıtlar. Bu kanıtlamanın en büyük değerleri dün olduğu gibi bugünde şehitlerimizdir. İlk şehidimizden son şehidimize kadar hepsini bir bir anarken, Şengal ve Kobanê direnişinde şehitler kervanına katılan tüm savaşçılarımızın ve de devrimci enternasyonalist dayanışmanın seçkin örneği olan MLKP savaşçısı Oğuz Saruhan yoldaşlarının etrafında başta yurtsever halkımız olmak üzere tüm Kürdistan ve Türkiye halklarını direniş cephesinde birleşmeye çağırıyoruz.”