PKK-PAJK'lı tutsaklar: 'HAYIR' demek başlangıç olacak

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, açlık grevlerine ilişkin duyarlılık çağrısında bulundu. Tutsaklar, "Sistemin halklarımızın başına örmeye çalıştığı ölüm tuzağına 'HAYIR' diyebilmek, yönelimi kırmanın başlangıcı olacaktır" dedi.

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, açlık grevlerine ilişkin duyarlılık çağrısında bulundu. Tutsaklar, "Sistemin halklarımızın başına örmeye çalıştığı ölüm tuzağına 'HAYIR' diyebilmek, yönelimi kırmanın başlangıcı olacaktır" derken, "Zafer mutlaka hakikatle direnenlerin olacaktır" mesajını verdi.

Türkiye ve Kürdistan cezaevlerindeki tüm PKK-PAJK'lı tutsaklar adına Deniz Kaya, açlık grevlerine ilişkin yazılı açıklama gönderdi. 

Açıklamanın tam metni şöyle:

"Türkiye ve Kürdistan'da demokratik siyasal çözüm ve dönüşüme gelmeyen AKP iktidarı, faşizmi son raddeye kadar geliştirip kurumsallaştırarak varlığını sürdürmeyi ve bölgenin yeniden yapılanmasında Kürt halkını bir kez daha statüsüzlüğe mahkum etmeyi hedefledi. Tüm politikalarını bu amaçla geliştirmektedir. 

Dışarıda yürütülen her türlü baskı, şiddet, hak gaspı, tutuklamalarla beraber cezaevlerine taşırılmaktadır. Dışarıda yürütülen irade kırma ve sindirme operasyonları içerideki uygulamalarla tamamlanmak istenmektedir. İnsan onurunu hedefleyen saldırılar bu amaçla gerçekleştirilmektedir.

Tüm cezaevlerinde yönelimler ve hak gaspları olmakla beraber, özellikle bazı cezaevleri pilot bölge seçilerek işkencehanelere çevrilmektedir. Bununla bir yandan iradelerimizi kırma denemeleri yapılırken, diğer yandan her zindanın kendi sorunlarıyla uğraştırılması, diğer cezaevlerini yeterince takip edip destek sunamaması hedeflenmektedir.

'ENGEL VE GEREKÇE TANIMADAN İNŞAYA HAZIRLANMALIYIZ'

PKK-PAJK'lı tutsaklar olarak, içerisinden geçtiğimiz tarihsel direniş sürecinin bilinciyle, içinde bulunduğumuz an ve mekanın evrensel gelişmelerle bağını kurmanın, kader tayin edici bu süreçte rolümüzü oynamanın öneminin farkındayız. Topyekûn saldırıya karşı topyekûn devrimci direniş temelinde her anı; onuru savunma, özgür kişiliği ve özgür yaşamı inşa etme alanı haline getirmeyi esas alıyoruz. İçeriye doldurulan halkımız, yaşadıklarının derin bilinci ve mücadele deneyimlerini geliştirerek, faşizmi saldırganlığına pişman ettirecek bir iradeleşme ve güçlenme yaşayacaktır. Bu nedenle günlük hale getirilen sürgünleri, yönelimleri, engel ve gerekçe görmeden her koşulda, her an; yanımızdaki yoldaşlarımızı her durumda direnişe ve özgür yaşamın inşasına hazırlamayı birinci görevimiz bilmekteyiz.

'ŞAKRAN'DA YAŞAM CEHENNEME ÇEVRİLDİ!'

Katıldığımız toplu ve topyekûn eylemlilik süreçlerinin yanında faşizmin kendisini sınadığı pilot bölgelere dair duyarlı olmalı, bu alanlardaki yoldaşlarımızla dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Bu alanlardan birisi de Kürdistan'ın diğer parçalarından arkadaşların bir araya getirildiği Şakran T4 Cezaevidir.  Bu cezaevinde yaşam cehenneme çevrilmiştir. İnce arama adıyla tüm tutsaklara ve ailelere çıplak arama dayatılmaktadır. Sayımlarda ayağa kalkarak sayım verme, koridorlarda tek sıra halinde yürüme, yakasına cezaevi kimliği asma gibi uygulamalarla onursuzluk ve teslimiyet dayatılmaktadır. Bu cezaevinde beş koğuşta kalan tutsakların birbiriyle iletişimi tümüyle engellenmektedir. 

STÖ VE CHP'Lİ VEKİLLERE ÇAĞRI

Türkiye'deki STÖ'leri ve CHP'nin insan haklarını sahiplenen vekillerini bu cezaevinde olup bitenleri görmeye ve görünür kılmaya çağırıyoruz. PKK-PAJK'lı tutsaklar olarak biz de bu cezaevi idaresi hakkında suç duyurusunda bulunacak, bu cezaevindeki uygulamalarla ilgili uluslararası kurumlara yazarak yoldaşlarımızla dayanışma içinde olacağız. 

'HAYIR DEMEK BAŞLANGIÇ OLACAK'

Bugün başta Şakran, Sincan, Edirne, Van cezaevleri olmak üzere birçok cezaevinde sürdürülen süresiz-dönüşümsüz açlık grev grevi eylemi otuz günü geride bırakmış bulunuyor. Diğer tüm cezaevlerinde 15 Mart'tan bu yana süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi devam etmektedir. Önderliğimiz üzerinde yürütülen sınırsız tecridin, içeride ve dışarıda yürütülen tüm yönelimlerin merkezinde yer aldığını bilmekteyiz. Bu nedenle tüm baskı, işkence, inkar politikalarının durması için, tecridin durması gerekmektedir. Sistemin halklarımızın başına örmeye çalıştığı ölüm tuzağına 'HAYIR' diyebilmek, yönelimi kırmanın başlangıcı olacaktır. 

İçinden geçtiğimiz süreç, Mazlumlar'ı, Kemaller'i, Ferhatlar'ı sadece çok yakın duyumsayıp anacağımız değil; onların yoldaşları, takipçileri olduğumuzu tüm insanlığa, tarihe göstereceğimiz bir süreçtir. Zindanlarda on bini çoktan aşmış tutsaklar olarak, on bin ailemizle beraber büyük bir direniş gücü olduğumuzun bilinciyle Önderliğimizle yaşamı ve anlamı paylaştığımız bu zeminde tarihsel rolümüzü oynayabileceğimize, büyük başarıların yaratıcıları olabileceğimize inanıyoruz. Zafer mutlaka hakikatle direnenlerin olacaktır."