Türkiye Devrimci Gençlik Hareketi’nin öncülerinden Bülent Uluer’in yaşamını yitirmesine ilişkin açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi, “Bülent Uluer’in yaşamını kaybetmesiyle Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimci ve demokrasi güçleri açısından arkasında büyük bir boşluk bırakmıştır” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi şunları belirtti: “Türkiye Devrimci Gençlik Hareketinin öncülerinden ve Türkiye’deki sosyalist hareketin değerli kadrolarından Bülent Uluer’i kaybettik. Türkiye halklarının devrimci demokratik mücadelesine önemli katkıları olan Bülent Uluer'i saygıyla anıyor, başta ailesi, yoldaşları, yakınları ve tüm dostlarına başsağlığı diliyoruz.

Bülent Uluer’in yaşamını kaybetmesiyle Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimci ve demokrasi güçleri açısından arkasında büyük bir boşluk bırakmıştır. Bülent Uluer, 12 Mart 1971 askeri faşist darbesinin ardından, liderlerini ve öncü kadrolarını kaybeden Devrimci Gençlik Hareketinin 1973’ten sonra kendini yeniden toparlamasında önemli rol oynamıştır. Devrimci Gençlik Hareketinin, Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin çizgisinde etkili bir güç haline gelmesinde militan öncü rol oynayan kadroların başında gelmiştir. Onu öylesine zor koşullarda, Devrimci Gençlik Hareketinin öncü militan kadroları arasında yer almaya götüren ise, Türkiye’de asimilasyona uğrayarak yok olmaya yüz tutan Çerkez halkının bir bireyi olarak daha çok genç sayılabilecek bir yaşta devrimci, sosyalist fikirleri benimsemesi olmuştur.

Bu özellikleri nedeniyledir ki, daha 18 yaşındayken İstanbul Kastamonular ve ardından da okuduğu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanlığı görevini üstlenmiştir. 1974 yılında da bir grup arkadaşı ile Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun kurucuları arasında yerini almıştır.

Bülent Uluer 1974- 1980 arası süreçte daha çok da başta İstanbul olmak üzere devrimci gençlik mücadelesi içerisinde yer alanlar tarafından militan özellikleri ile tanınmıştır. Farklı siyasal görüşlere sahip olanlar tarafından da militan duruşu saygı gören bir gençlik önderi olmuştur. Özellikle de etkili konuşmalarıyla birçok gencin devrimci mücadeleye katılmasında büyük etkisi olmuştur. 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin gerçekleştiği güne kadar militan duruşuyla devrimci mücadelede rolünü oynamaya devam etmiştir.

12 Eylül 1980 sonrasında önce Filistin kampları ve Lübnan’da 12 Eylül’e karşı mücadelenin yürütülmesi çalışmalarında yer almış, ardından gittiği Avrupa’da da devrimci çalışmalarını sürdürmüştür. Türkiye’ye döndüğünde de devrimci, demokrasi mücadelesinde aktif bir şekilde yerini almıştır. Bu yürüyüşüne 1995’ten itibaren önce HADEP, ardından ÖZDEP ve HDP’de devam etmiştir.

Devrime, demokrasiye ve özgürlüğe adanmış bir yaşam, bir bayrak yarışı misali; 22 Ağustos 2017 tarihinde o güne kadar sürdürülen mücadele koşusunu yoldaşlarına devretmiştir. Son nefesine kadar da Türkiye’nin demokratikleşeceğine ve Kürdistan’ın özgürleşeceğine inanmış ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürmüştür. Türkiye ve Kürdistan’da on yıllara dayalı demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesi onun demokratik Türkiye ve özgür Kürdistan’ın gerçekleşeceği inancını yüksek tutmuştur. Kürdistan dağlarında kökleşmiş ve Anadolu dağlarında giderek yaygınlaşmaya başlayan özgürlük gerillasının varlığı, Kürdistan’da ve Türkiye’de devrimci, demokrasi ve özgürlük güçlerinin büyük bedeller ödeme pahasına olsa da elde etmiş oldukları kazanımlar bunu sağlamıştır.

Son nefesine kadar umut ve kazanma inancına sahip olan Bülent Uluer’in özlemleri başta Türkiyeli ve Kürdistanlı gençler olmak üzere tüm devrimci ve demokrasi güçlerinin mücadelesiyle zaferle taçlandırılacaktır.”