PKK ve PAJK'lı tutsaklar: 'Hayır Kampanyası'nı büyütelim

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, referandum için 'Hayır Kampanyası'nı büyütmeye çağırdı ve AKP'nin yenilgiye uğratılması gerektiğini belirtti.

Cezaevindeki tüm PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından, 'Hayır Kampanyası'na ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

"AKP-MHP ittifakı öncülüğünde faşizm, en karanlık yüzüyle ve tüm imkanları ile demokrat, devrimci ve yurtsever insanlarımıza sınır tanımadan saldırılarını gerçekleştiriyor" diye başlayan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Bu faşist dalgaya karşı insanlık onuru adına, her şey direnişi emrediyor. Direniş bu karanlığı yırtmanın tek ve yegane yolu durumundadır. Dağda, şehirde, zindanda, hayatın her alanında bu faşist baskı ve saldırıya karşı her türlü yol ve yöntemle direnmek, ayakta kalmak ve hatta faşizmi geriletmek meşrudur; doğru olandır ve tarihsel bir görevdir. 

Başta Kürtler ve demokrat-devrimci kesimler olmak üzere, kadınlar, gençler, Aleviler ve emekçi kesimler bu saldırı konseptinin temel hedefleri durumundadırlar. Dolayısıyla faşizme karşı direnişte öncülük etmesi gereken kesimler de bu kesimler olmaktadır. Ya bu süreçte direnip faşizm yenilgiye uğratılacak, ya da fiziki soykırım da dahil, her türlü saldırıya maruz kalınacak. Süreç bu kadar keskin ve nettir. Korku, yılgınlık, sessizlik, kendini koruma istemi tümden faşist saldırıya hizmet eder. Bin yılların direniş ruhu ve geleneğiyle, inanç ve kararlılıkla güçlü bir direniş ortaya koymanın ve başarmanın imkanları çok fazladır. 

AKP-MHP  faşist ittifakının öyle bağırıp, çağırmalarına çok güçlüymüş görünümü vermelerine kimse inanmamalıdır. Tam tersine en zayıf dönemlerini yaşamaktadırlar. Zaten siyasal olarak toplumu yönetemeyecek konuma geldikleri için, faşist karakterleri daha belirgin ve net ortaya çıkmıştır. Derin bir ekonomik krizle birlikte, dış politikada, deyim yerindeyse sıfırı tüketmiştir. NATO'nun ikinci büyük ordusu denilen TSK, Suriye’de küçük bir kasabayı dahi IŞİD’den alamayacak duruma gelmiştir. AKP’nin de, MHP’nin de içi kaynayan kazan gibidir. Tüm bu zayıflıklarını kapatmanın bir yolu olarak Kürtlere, Alevilere, demokrat-devrimci kesimlere saldırarak, kadın, gençlik ve emekçilere baskı uygulayarak güçlüymüş görünümü vermektedir. Ama deyim yerindeyse AKP devleti bugün, 'Kağıttan bir kaplan'dır."

'SOKAĞA İNMEK VE HAYIR DEMEK...'

Bu dönemin direniş biçiminin de iki tarzda olduğunun vurgulandığı açıklamada, "Birincisi; korkmadan, yılmadan inanç ve kararlılıkla sokağa inerek faşizme DUR demek, ikincisi ise bu kara faşizmi kurumsal bir ifadeye kavuşturmak anlamına gelen tek adam diktatörlüğüne referandumda HAYIR demek. Bahar sürecinin tarihsel direniş günleri olan 15 Şubat, 8 Mart, 12 Mart, 16 Mart, Newroz, 4 Nisan, 1 Mayıs, 6 Mayıs, 18 Mayıs sokak direnişlerinin mihengi olurken, referandumda güçlü bir HAYIR kampanyasıyla bu süreci başarıya ulaştırmak mümkündür" denildi.

'ALGI OLUŞTURMAK İSTENİYOR; HAYIR ÖNDE'

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:

"Şimdiden kimi özel savaş çevreleri insanların kafalarını karıştırarak, algı oluşturmak istemektedir. Oluşturmak istedikleri ilk algı, sanki yüzde yüz referandumda 'evet' çıkacakmış algısıdır. Bununla inançsızlığı, umutsuzluğu yayarak HAYIR cephesinin çalışmaması hedeflenmektedir. Oysa kamuoyu anketleri de, toplumsal gerçeklik de, etrafımızdan tanık olduğumuz tepkiler de, şu anda açık ara HAYIR’ın önde olduğunu göstermektedir. Oluşturulmak istenen ikinci algı ise “zaten mevcut sistemde faşist karakterlidir. Gelecek olanla bunun ne farkı var? En iyisi boykot edip sandığa gitmemek” algısıdır. Bununla başta Kürtler olmak üzere, HAYIR cephesinin gücü parçalanmak istenmektedir. Evet, mevcut sistem faşist karakterlidir. İnkar ve asimilasyon üzerine kurulmuştur. 40 yıldır bu sisteme karşı savaşıyoruz. Bu sistemi savunacak durumda değiliz. Ama mevcut getirilmek istenen, var olandan daha geri, daha faşist, daha anti demokratik, tek adam diktatörlüğüdür. AKP Kürt Özgürlük mücadelesi karşısında ömrünü uzatmak ve Kürt Özgürlük Mücadelesi'ni tasfiye etmek için bu yola başvuruyor. O yüzden mevcut sistemi savunmaktan ziyade, halkımıza ve onun özgürlük umudu olan Özgürlük Hareketimize yönelik 'Çökertme Planı' adıyla yürütülen imha konseptine dur demek adına referandumda HAYIR demeliyiz. 

'AKP'DEN HESAP SORMAK SORUMLULUĞUMUZ'

Hiçbir Kürt, Önderliğimizin fiziki esaretini, Önderlik üzerindeki tecrit ve izolasyonu kabul etmiyor. Hiçbir Kürt Roboski’yi, Cizre’yi, Şırnak’ı, Sur’u, Nusaybin’i, Yüksekova’yı unutmadı. Hiçbir Kürt, yüzlerce kurumunun boşaltılmasını, belediyelerine el konulmasını, vekillerinin, belediye başkanlarının ve binlerce en değerli siyasetçilerinin içeri alınmasını, sırf onurlu bir duruşa sahip oldukları için, on binlerce insanın işinden atılmasını kabul etmedi, etmeyecek! Bunları yapan AKP’den hesap sormak, onu yenilgiye uğratmak, öz yönetim şehitlerine karşı tarihi ve vicdani bir sorumluluğumuzdur.

ÇAĞRI

Buradan tüm ilerici-demokratik kamuoyunu, sosyalist ve devrimci kesimleri, onurlu gerçek Müslümanları, Alevileri, kadın, gençlik ve emekçi kesimleri; horlanan, dışlanan, baskı altında tutulan tüm toplumsal kesimleri ve halklarımızı faşizme sokakta DUR, sandıkta HAYIR demeye ve bu direnişi örgütleyerek yaymaya çağırıyoruz. 

Kürt halkını bu direnişin öncülüğünü yapmaya, 15 Şubat öfkesi, Newroz coşkusu ve serhildan ruhuyla, bu baharı özgürlük ve demokrasi baharına dönüştürmeye, “faşizme geçit yok” diyerek, sokaklara, alanlara çıkmaya çağırıyoruz. Yine tüm tutsak ailelerimizi bu direnişin öncüsü, örgütleyicisi, emekçisi olmaya; seferberlik ruhuyla bu sürece katılmaya çağırıyoruz. Şimdiden serkeftin diyoruz."