PKK ve PAJK’lı tutsaklar İmralı’ya sevklerini isteyecek
PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Mart ayı başında başlattıkları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemini noktalayarak, fark eylemselliklere dönüştürdüklerini duyurdu.
PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Mart ayı başında başlattıkları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemini noktalayarak, fark eylemselliklere dönüştürdüklerini duyurdu.
Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK'lı tutsaklar, Nisan ve Mayıs ayları boyunca İmralı’ya sevklerini isteyecek.
PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Mart ayı başında başlattıkları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemini noktalayarak, fark eylemselliklere dönüştürdüklerini duyurdu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt halkının özyönetim talebinin kabul edilmesi amacıyla, Mart ayı başında tüm cezaevlerinde 10 günlük arayla süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatan PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından bir açıklama yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP'ye dönük bir "uyarı" olduğu niteliğinde başlatılan eylem sonrası, bu direnişi kırmak için cezaevlerine dönük baskılar artmış ve açlık grevindeki birçok tutsak bulunduğu cezaevinden başka cezaevlerine sürgüne gönderilmişti.
Gelişen bu tür saldırılar üzerine PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar eylemselliklerini dönüştürerek sürdürme kararı aldı.
Deniz Kaya tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Bilindiği gibi 2013 Newrozu'nda Önderliğimizin kamuoyuna açıkladığı çağrı ile başlayan bir süreç yaşandı. Sürece Öndeliğimizin ve hareketimizin 'diyalog, müzakere ve çözüm' süreci olarak yaklaşırken, AKP hükümeti ise hareketimizi tasfiye süreci olarak elle aldı. Önderliğimizin, özgürlük hareketimizin ve halkımızın direnişi karşısında AKP'nin tasfiye planı boşa çıkınca, 2014 Ekim ayı itibarı ile 'Çökertme Planı' adını verdikleri yeni saldırı konsepti hayata geçirildi" denildi.
Öcalan üzerinde mutlak tecrit uygulamasıyla başlayan bu süreci, halk ve hareket olarak önce 7 Haziran seçim başarısıyla, sonrasında ise özyönetim ilanlarıyla boşa çıkarmayı hedeflediklerini belirten Kaya, "Son altı aylık süreçte AKP ve Türk devlet güçleri, tüm imkanlarını kullanarak faşizan saldırılarını doruklaştırırken, Cizre, Sur, Silvan, Derik, Nusaybin, Varto, Silopi, İdil, Şırnak ve Gever'de tarihte eşine ender rastlanan kahramanca bir direniş ile halk ve hareket olarak şimdiden bu konsepti boşa çıkardık. Yüzlerice yoldaşımızın şahadeti, on binlerce insanımızın göçertilmesi, şehirlerimizin yakılıp yıkılması ve binlerce yoldaşımızın tutuklanması pahasına pratikleşen özyönetim hamlesi, adeta kalıcı başarı, zaferin adı ve yöntemi oldu" dedi.
Kaya, dışarıda oldukça zorlanan ve darbe üstüne darbe alan AKP hükümeti ve Türk devletinin ise bunun karşısında zindanlara dönük adeta intikamvari bir yaklaşım içerisine girdiğini kaydetti.
Fiziki saldırılar, hak gaspları ve sürgünler gibi yönelimlerle siyasi tutsakların tüm yaşam alanlarının ortadan kaldırılmak istendiğini vurgulayan Kaya, daha önce başlattıkları açlık grevi eylemlerini farklı eylemselliklere dönüştürdüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Zindanlardaki PKK'li ve PAJK'lı tutsakları olarak bulunduğumuz her alanda bu faşist saldırılara karşı direndik ve direneceğiz. Filli direniş ve onurlu duruşun yanında, bu saldırılara karşı Önderliğimizin ve hareketimizin özyönetim hamlelerini sahiplenmek amacıyla daha önce süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemini başlatmıştık. Bir süre önce kamuoyuna yaptığımız bir açıklama ile bu eylemsellik sürecini dönüştürdüğümüzü açıklamıştık. Ancak anladığımız kadarıyla bu açıklamamız yeterince anlaşılmamıştır. Önümüzdeki sürece ilişkin zindanlardaki tüm PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar olarak tavrımızın daha net vurgulamak amacıyla bu açıklamayı gerekli gördük.
Buna göre; Mart ayı başında başlattığımız süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemini sonuçlandırıyoruz. Nisan ve Mayıs ayları boyunca bütün yoldaşlarımız, Önderliğimizin yanına İmralı Adası'na sevklerimizi isteyeceğiz. Yine Nisan ve Mayıs ayları boyunca özyönetimlerin meşruiyeti ve özyönetim alanlarındaki saldırıları teşhir etmek amacıyla ilgili tüm bildiğimiz bütün resmi sivil toplum örgütlerine, yine uluslararası ilgili tüm kurum ve çevrelere mektup yazma tarzında bir süreci başlatıyoruz. İki aylık ziyaret boykotu eylemini de yoğun sevk ve aile ve yoldaşlarımızın mağduriyetini gözeterek bu eylemi başlatmıyoruz. Bütün yoldaşlarımızın çok daha hassas ve örgütlü bir yaklaşım içinde olacağına inanıyor, serkeftin diyoruz. Baş versek de baş eğmeyeceğiz, direnerek biz kazanacağız, halkımız kazanacak."