HPG gerillalarından Ferhat Farqin, 2006 yılında bir hafta süren Amed serhildanı sürecinde polislerin açtıðı ateş sonucu iki mermi ile yaralanarak, bir süre yoðun bakımda kaldıktan sonra intikam yömeniyle PKK saflarına katıldıðını söylüyor. Farqin, ‘’Türk devletine en iyi cevabın gerillaya katılmak olduðu kararını verdim. O yaşadıklarımdan sonra bir şey olmamış gibi yaşamak benim için onursuzluk olurdu“ diyor.
Kürdistan'da yaşanan kimi gelişmeler, pek çok gerillanın daða çıkış öyküsünü de oluşturuyor aynı zamanda. Örneðin Tayyip Erdoðan'ın, "kadın da olsa, çocuk da olsa..." sözlerini kullandıðı günler, Kürt gençler için daða çıkarak meydan okumayı saðlamıştı. Lise öðrencisi Ferhat Farqin de, bunlardan biriydi. 2006 yılında bir hafta süren Amed serhildanı sürecinde polislerin açtıðı ateş sonucu iki mermi ile yaralandı. Yaralı haldeyken altı polis tarafından sokak ortasında şiddete uðradı. Günlerce komada kaldı ve iyileştikten sonra öfkesi onu daðlara sürükledi. 2008 yılında Kürdistan daðlarının yolunu tuttu.
"Gençliðin baharı" denilen evre, onun devlet vahşetine uðradıðı döneme tekabül ediyordu.
1990 yılında Amed’in Farqin ilçesinde dünyaya gelen ve iki kardeşi olan Ferhat, 12 yıl süren okul hayatının sonunda, gerillaya uzanan yolculuðu başlar. 28 Mart 2006 yılında Amed’de gelişen ve bir hafta süren serhildan, bu yolculuðun başlangıcı olur.
24 Mart 2006'da Muş’un Şenyayla kırsalında bir grup gerillaya karşı kullanılan kimyasal silahlarla, vahşice saldırı on dört gerillanın yaşamını yitirmesine yol amıştı. Bunun üzerine Kürt halkı evlatlarının vahşice katledilmesini kabullenmemiş, bütün Kürdistan sokaklarda tepkilerini yansıtıyordu. En görkemli sahnelere ise Amed'de şahit olunmuştu.
14 gerilladan dördünün cenazesi Amed’e götürüldü. Amed halkı yüz binleri bulan bir kitlesellikle gerilla cenazelerine sahip çıktı. AKP polisleri bu sefer de aynı vahşiliði halka dönük uyguladı. Polis saldırılarında toplam 13 sivil insan yaşamını yitirirken, yüzlerce insan da yaralandı. Yaralananlardan biri de lise öðrencisi Ferhat’tı.
ÝKÝ MERMÝ...
Amed sokaklarında çatışmalar yaşanırken Ferhat, kendisini olayların içinde bulur. O günlerde lise son sınıf öðrencisi olan Ferhat, her günkü gibi okuldan eve döndüðü sırada, aniden polislerin saldırısıyla karşılaşır ve elinde defter-kitapları ile caddeden geçmek isterken bir anda mermilerin üzerine geldiðini fark eder. Ýki mermi Ferhat’a isabet eder, beyaz okul gömleði ve defterleriyle kanlar içinde kalır. Burnuna ve bacaðına isabet eden mermilerin şokundayken, polisler yaralı haline aldırış etmeden saldırır. O anları, Ferhat şöyle anlatıyor:
"Ben yaralı halde yerde yatarken altı tane polis üzerime doðru geldi. Polislerin hepsi de silahların dipçikleriyle, tekmelerle, coplarla bana vurmaya başladılar. Bir taraftan vuruyorlardı diðer taraftan da küfür ve hakaret ediyorlardı. Hem mermilerin etkisi hem de kaba dayaðın etkisinden dolayı bir süreden sonra acı hissetmiyordum. Zaten her tarafım kanlar içinde kalmıştı. Ama polislerin konuşmalarını duyabiliyordum. Ben iyice halden düşünce içlerinden birisi öldüðümü söyledi. Ondan sonra da polisler yanımdan uzaklaştılar. Ýşkence yarım saat sürmüştü.”
Polisler Ferhat’ı, 'öldü' diyerek caddenin ortasında bırakıp gittikten sonra yaşlı bir kadın kanlar içindeki Ferhat’ı sırtlayıp devlet hastanesine kaldırır. Ferhat hastanede komada yatarken Amad sokakları giderek karışmıştır. Olaylar tam bir hafta sürer. Yediden yetmişe Amed halkı sokaklara dökülmüştür. Polis her yerde halka saldırıyor, saldırılara karşı halkın öfkesi de güçleniyordu. Olaylar sırasında onlarca polis aracı ve birçok devlet binası yakılmıştı. Halkın direnişi geliştikçe Amed’de bulunan polis gücüne takviye olarak Elazıð ve Malatya’da onbinlerce takviye polis gücü getirtildi. Devlet bir taraftan polislerle saldırırken diðer yandan da havadan helikopterlerle halka ateş açıyor ve gaz bombaları atıyordu.
Amed’e gelen AKP bakanları ve milletvekilleri hastanedeki yaralıları da ziyaret etmek istemiş ama Amed halkı buna izin vermemişti. O sırada hastanede yatan yaralılardan olan Ferhat, şöyle devam ediyor:
“Ben hastanede yatarken AKP milletvekili Abdurrahman Kurt ve Amed emniyet müdürü gelmişti. Ama ailem onları kovdu. Bazı akrabalarımız hastane bahçesinde sert tepki gösterdiler. Onun üzerine ziyarete gelen milletvekili ve emniyet müdürü hızla uzaklaşmıştı.”
“TÜRK DEVLETÝNE EN ÝYÝ CEVABI BULDUM”
Ferhat 15 gün yoðun bakımda kaldıktan sonra bir süre tedavisini görüp okuluna geri döner. Ferhat’ın arkadaşları ve öðretmenleri onu coşku ile karşılayarak; kendisiyle gurur duyduklarını söylerler. Tüm bu yaşanılanlar, Ferhat için dönüm noktası olmuştur. Okul eðitimine devam eden Ferhat diðer taraftan kendi kendine intikam almanın arayışı içerisine girdiðini söylüyor ve bu arayışın sonucunu, şöyle özetliyor:
"Kesinlikle intikam almam gerektiðine emin olmuştum. Bunun için sürekli olarak polisleri takip ediyordum. Elimde silah yoktu ama bir şeyler yapmak istiyordum. Ama tek başıma bir şey yapamadım. Ondan sonra Türk devletine en iyi cevabın gerillaya katılmak olduðu kararını verdim. Artık Türk devletinin hükmü altında yaşayamazdım. O yaşadıklarımdan sonra bir şey olmamış gibi yaşamak benim için onursuzluk olurdu. Ben de Kürtlerin onurlu duruşuna layık olmak için 2008 yılında gerilla saflarına katıldım.”
ANF NEWS AGENCY