Mehmet Erkek, İzmir’de Ekim 2011’de akşam saatlerinde evinden çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmadı. Aile, o gece polise başvurarak Erkek’in yerinin tespit edilmesini istedi. Erkek, 18 Aralık’ta Buca otobanı kenarında, iddiaya göre bir kişinin ağaca asılı bir ceset gördüğü ihbarıyla bulundu.
Ağabey Nevzat Erkek, kayıp başvurusunun ardından olayı araştıran polislerin “Mehmet Erkek PKK sempatizanı, seçimde BDP’ye oy topluyordu” şeklinde tutanak tuttuğunu belirterek kardeşini polislerin öldürdüğünü, ancak faillerin bir türlü bulunamadığını söyledi. İç hukuk yollarının tükenmesinin ardından aile avukatı, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM: ‘YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLDİ YENİDEN SORUŞTURULSUN’
Başvuruyu değerlendirerek Yüksek Mahkeme’de, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan “yaşam hakkının ihlal edildiği” kadarı verdi. Ayrıca mahkeme, başvuru konusu olayda yaşam hakkı kapsamında “etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine” ve yeniden soruşturma açılması için de kararın bir örneğinin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetti.
Aile Avukatı Nezahat Paşa Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı ANF’ye değerlendirdi.
‘İYİ BİR KARAR’
Paşa, verilen kararın diğer davalar içinde emsal kabul edilebileceğini belirterek, “Mahkeme iyi bir karar verdi. Hak ihlaliyle ilgili karakollara başvuru yaptığınızda, başvuru almak dışında hiç bir işlem yapılmıyor. Bir gün tesadüfen bir yerde cenaze bulunursa o zaman işlem yapılmaya başlanıyor” dedi. ‘KARAKOLLAR DA İŞLEM YAPILMIYOR’
Mehmet Erkek davasında da, ailenin başvurusunun alımı dışında hiçbir işlem yapılmadığına dikkat çeken Paşa, şunları aktardı: “Araştırma tutanağın da birisi ‘ BDP’lidir’ demiş diye, emniyet dosyayı bir kenara atıyor ve soruşturma yürütmüyor. Vücudunda herhangi bir kimyasal madde olup olmadığı, uyuşturularak mı ya da zorla mı asıldığı, son telefon sinyalinin nereden geldiği gibi yapılacak bir çok işlem var ama bunların hiç biri yapılmayarak dosya kapatıldı.”
‘VERİLEN TAZMİNAT KOMİK’
Verilen kararın, yeniden soruşturma açılması yönünden umut verici olduğunu aktaran Paşa, ”Aileye verilen tazminat çok düşük. Üzüntüyü telafi edebilecek manevi bir tazminatın olması gerekiyordu. 10 kişiye verilen 20Bin TL tazminat çok komik bir rakam. Davayla ilgili tekrar savcılığa etkin bir soruşturmanın yürütülmesi için başvuru yapıp, konun takipçisi olacağız ” diye ifade etti.