AKP rejimi polislerinin, Kürt gazetecilerin e-posta adresleri ve şifrelerini hackerlere vererek, bu elektronik adresler arasında yazışmalar yaparak suç delili oluşturmasını istediði ortaya çıktı. Kullanılan verilerin içeriðinin ise polisler tarafından oluşturulduðu belirtildi.
Polisin Kürt ve muhalif gazetecilere kurduðu komplo, ajanlaştırılmak istenen bir heackerin itirafları ile ortaya çıktı. ANF’ye konuşan A.S. isimli hacker, polisin kendilerine suç delili oluşturmak hazırladıkları diyalog ve verileri aktardıðını belirtti. Hacker, polisin kendilerinden gazeteci veya bazı şahsiyetlere ait internet hesaplarına girmelerini ve aktarılan verileri iç yazışmaya dönüştürmelerini istediðini söyledi.
Bilgisayar ve internete ilgi duyan ve bir süre sonra internet üzerinden tanıştıðı hacker gurupları ile beraber bazı resmi sitelere sanal saldırı düzenleyen A.S, Ekim 2010’da Ankara’da iki arkadaşı ile beraber göz altına alındı.
Bir internet kafedeyken arkadaşları ile beraber 3 sivil polis tarafından gözaltına alınan A.S, bir otomobile bindirilerek Ankara Emniyet Müdürlüðü yerine Gençlik Parkına götürüldüklerini sözlerini söylüyor. “Kendilerine Hakan ve Oktay olarak tanıtan iki sivil giyimli polis parkta bizi bekliyorlardı” diyen A.S polislerin kendilerine ajanlık teklif ettiðini ve resmi bir işlem yapmaksızın serbest bırakıldıðını ifade etti.
‘SÝZE ÖZEL GÖREV VERECEÐÝZ’
Yapılan teknik takip sonucu resmi sitelerin kendileri tarafından hacklendiðini polislerin de bildiðini söyleyen A.S, polisin bu durumu kendilerine karşı bir şantaj aracı olarak kullanıldıðını söyledi.
A.S, polisin getirdiði teklifi şöyle anlattı: “Kendileri ile çalışmamızı ve bazı isteklerini yerine getirmemizi istediler. Bize şifreleri ile beraber bir e-posta adresleri listesi vereceklerini, bu kişilerin hesabına girip onlar adına birbirimizle yazışmamızı istediler. Plana göre onlar e-posta ve şifrelerini bize verecek, biz de özellikle kamerasız internet kafelerden o hesaplara girip polisin önceden hazırlayıp vereceði belge ileti ve verileri adreslerden birbirimize gönderecektik.”
‘LÝSTEYÝ GÖSTERMEDÝLER’
Parkta polisin elinde bir liste gördüðünü ifade eden A.S, “Ben istenileni yapmayınca listeyi benden saklamaya çalıştılar. Ancak gördüðüm kadarı ile e-posta adreslerinin çoðunluðu Kürtçe isimlerden oluşuyordu” dedi.
Polisin kendisine tehditler yaðdırdıðını dile getiren A.S, “Bu işi yapmayacaðımı, gerekirse savcılıða başvurup suç duyurusunda bulunacaðımı söyledim. Tehditlerine devam ederek beni bıraktılar. Ýnternet üzerinden tanışıp buluştuðum diðer iki arkadaşım orda kaldılar” şeklinde konuştu.
ROJ TV ÇALIŞANLARININ E-POSTA ADRESLERÝ
Ben olaydan sonra çalıştıðım işten ayrılarak memleketine döndüðünü söyleyen A.S, Ankara’dan ayrıldıktan sonra e-mail adresini ve telefon kartını deðiştirdiðini belirtti. A.S, “Birkaç ay sonra internet üzerinden birlikte gözaltına alındıðımız iki kişiden biriyle ilişkiye geçtim. Polislerin teklifini kabul edip etmediklerini sordum. Polis ile beraber çalışmayı kabul ettiklerini ve hesaplarını kullandıkları kişilerin Roj TV için çalışan ‘Teröristler’ olduklarını söyledi. Öðrendim ki içeriði polislerce hazırlanmış verileri farklı IP’ler üzerinden bir adresten başka bir adrese göndermişler” dedi.