Roboski katliamını anlatan ve Ümit Kıvanç'ın hazırladıðı "Aðlama anne güzel yerdeyim" adlı belgeseli Almanya'nın başkenti Berlin'de gösterildi. Yoðun ilgi gören gösterimin ardından Roboski birinci yıldönümünde gelinen aşamaya ilişkin tartışma gerçekleşti.

"Her şeyini verdiler, telefonunu vermediler. Oðlumun telefon hükümette kaldı", "Şoför olmak istiyordu, evin her işine o koşardı", "Gözlerim görmüyor, oðlum benim gözlerimdi", "Anne-babamızı küçük yaşta kaybettik, bize Cihan bakıyordu. Cihan'ın yokluðu anne babamın yokluðundan daha kötü.", "Oðlum gömüldükten sonra eli bulundu. O elini bütün dünyaya gösterecektik, fakat köyümüzün imamı bırakmadı...."

Bu sözler Roboski katliamında hayatını kaybeden 34 Kürdün yakının sözleri. Gazeteci- yönetmen Ümit Kıvanç'ın çektiði "Aðlama anne, güzel yerdeyim" belgeselde Roboskililer kaybettikleri yakınlarını anlatıyor. 17'si çocuk 34 Kürdün hikayesi ise yürükleri yakan cinsten. Kimi o gece ikinci kez katırını alıp yola çıkmış, kimisi askerdeki aðabeyine para göndermek için. Hepsinin evinde hala 28 Aralık 2011 gecesi gibi yas var.

MAZLUM-DER ile Ýnsan Hakları Derneði (ÝHD)'nin desteðiyle çekilen film dün akşam Berlin'de gösteri ve sanat evi Ballhaus'un sinema salonunda gösterildi. Yönetmen Mîraz Bêzar ve Bilgin Ayata öncülüðünde gerçekleşen gösterime ise ilgi yoðundu. 1 saat 40 dakika süren belgeselin ardından Roboski katliamının birinci yılında gelinen aşamaya ilişkin tartışma yapıldı.

Yazar Recep Maraşlı ise yaptıðı kısa konuşmada Roboski'nin Kürdistan'da gerçekleşen ilk katliamın olmadıðına dikkat çekerek, devletin hem sınır ticareti yapanlara, hem bütün Kürtlere bir kez mesaj verdiðini anlattı.