Hollanda’nın Amsterdam Kentinde, Rojava’da siyasi gelişmeler ve Afrin için kampanyanın konu alındığı bir panel düzenlendi. Panele Nuce TV’den Amed Dicle ile Rohani TV’den Zozan Kobani konuşmacı olarak katıldı.

Özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan panelde ilk sözü Amed Dicle aldı. Dicle önce, Rojava’daki siyasi ve coğrafik dağılımı harita üzerinden katılımcılara değerlendirdi. Rojava’nın siyasi ve coğrafik olarak üç harçaya bölündüğünü vurgulayan Dicle, “Batı Kürdistan'da yaklaşık 4 milyon Kürt yaşıyor. Ama 1980’li yıllarda Hafız Esad rejimi Sunni Arapları Suriye'nin çeşitli yerlerinde getirerek bölgeye yerleştirmişti. Örneğin Kamışlo’da siyasi ve askeri denetim Kürt güçlerin denetimindedir. Ama nüfusun yaklaşık yüzde 30 ila 40 Arap ve diğer halklar oluşturuyor” dedi.

Dicle, 2011 yılında Suriye’deki isyan başladığında PYD önderliğinde Kürtlerin yaklaşık 1.5 yıldır askeri ve siyasi hazırlıklarını yaptığını da kaydetti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın önderliğinde Rojava’da 30 yıllık bir örgütlenme zemininin bulunduğunu da vurgulayan Dicle, “2012 Rojava’da köy köy, ilçe ilçe ve şehir şehir halk meclisleri kuruldu” dedi. Rejim güçlerinin Kürtlerle savaşmayı göze alamadığını da kaydeden Dicle, bundan dolayı da onların bölge kan gölüne dönmeden terkettiklerini söyledi.

Türk devletinin, Kürtleri Özgür Suriye Ordusu’na katarak, bölgedeki denetimini elinde tutmak istediğini de vurgulayan Dicle, ancak Kürtlerin hiçbirinin oyununa gelmediğini de belirtti. Rojava’da Kürtlerin kendi sistemini kurduğunu, ortak yaşadıkları diğer halkların da haklarını güvence altına aldığını belirtti. Kobani’yi düşürmek için Türk devletinin, ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin her türlü destekte bulunduğunu da vurgulayan Dicle, “PYD'nin siyasi öngörüsü ve halkın kararlı mücadelesi tüm güçlerin geri çekilmesine neden oldu” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Suriye ve bölgedeki gelişmeleri ve değişimleri yıllar önce tespit ettiğini de hatırlatan Dicle, “Bundan dolayı TC ile görüşmlererinde özellikle Rojava hassasiteyini gözeterek orada oluşabilecek tüm provokasyonları boşa çıkarmıştır” diye devam etti.

Rojava’daki modelin Ortadoğu modeli olduğunu da vurgulayan Dicle, bundan dolayı da başta ABD olmak üzere, bölgedeki tüm güçlerin bundan rahatsız olduğunu da söyledi.

‘ROJAVA'DA  21 YÜZ YILIN DEVRİMİ YAŞANIYOR’

Ronahi TV çalışanı Zozan Kobani ise, Rojava’da bir devrim yaşandığını belirtti. Halkların devriminin 21. yüzyılda Rojava’da başladığını sözlerine ekleyen Kobani, “Suriye’de isyan başladığında kimse Kürtleri denklemin içinde düşünmemişti. PYD biraz hareketlenince başta TC olmak üzere, ABD, Avrupa Birliği ve Güneyli güçler bu hareketliliği hazmedemedi” diyerek sözlerini sürdürdü.

“Gücün ellerinde çıktığını görünce bu seferde güce ortak olmak istediler” diyen Kobani, özellikle KDP ve YNK hiçbir mücadele vermeden halkın kazanımlarına ortak olmak istediğini de belirtti.

Rojava’da kurulan sistemde tüm halklara yer olduğunu da söyleyen Kobani şunları belirtti: “Bu sistem sadece Suriye için geçerli değil, aynı durum Türkiye, İran ve Irak için de geçerlidir.”

Güney Kürdistanlı güçlerin, sınırları kaparak, Rojava’yı açlıkla terbiye etmeye çalıştığını da söyleyen Kobani, “Yani halkla PYD’yi karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Eğer sınırdan yiyecek, içecek ve ilaç gibi temel ihtiyaçlar geçmese, halk PYD karşı isyan eder bana muhtaç kalır. Bunlar son derece geri düşüncelerdir. Bu tür düşünceler Kürdistan'ın geleceğine hizmet etmez” dedi.

Panelin ikinci bölümünde ise, konuşmacılar izleyicilerin sorularını yanıtladı. Ardından da Afrin için başlatılan kampanyaya katılım oldu. Amsterdam Halk Meclisi’nin Hak ve Adalet Komitesi, 1000 eruo bağışta bulundu.