GÖRÜNTÜLÜ

‘Rojava Devrimi 14 Temmuz ruhunun bedenleşmiş halidir’

Maxmur-Kerkük eyalet komutanlarından Selim Zilan, 14 Temmuz direnişinin Kürdistan’da ulusal, devrimci bir bilinç yarattığını ifade ederek bugünkü Rojava Devriminin de 14 Temmuz ruhunun bedenleşmiş hali olduğunu söyledi.

14 Temmuz direnişinde yaşamını yitirenleri anan Zilan, “tarihimizde Temmuz ayı hep direniş ayı olmuştur. Özelikle de 14 Temmuz gerek Kürt halkı için gerekse PKK hareketi için çok önemli bir gündür, çünkü tarihimizde en üst bir seviyede bir direniş örneğidir. Bilindiği üzere 14 Temmuz direnişi faşist 12 Eylül darbesine karşı yapılmıştır” dedi.

12 Eylül darbesinin temelinde Kürtlere yönelik bir darbe olduğunu ifade eden Zilan, devamla “12 Eylül darbesiyle PKK hareketini tamamıyla ortada kaldırmak için yine devlet rejimine karşı muhalefet yapan herkesin iradesini kırmak ve sindirmek istenen bir plandı bu. Tabii bu konuda önder Apo, bu darbenin boyutunu görmüş ve ona göre tedbirler geliştirmişti. Çünkü bu faşist darbeyle ne amaçlandığı erkenden fark etmiş ve gereken tedbirler alınmıştı.

Kadrolarının ezici bir çoğunluğunu ülke dışına çıkarıyor, darbe olduğunda aslında Kürdistan'da rahat bulacakları kimse bulunmuyor. Darbe öncesi bazı yoldaşlarımız tutuklanıyorlar, yine darbe olunca o esnada da tutuklananlar var, bunların hepsi hareketin öncü kadrolarıdır. Mazlum Doğan, M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek gibi arkadaşlar devletin elinde tutsaktır” şeklinde konuştu.

DEVLET TUTSAKLAR İLE PKK’Yİ BİTİRMEYİ PLANLAMIŞTI

Devletin tutsak öncü kadrolar ile Kürt halkının özgürlük duygularını yok etmek ve özgürlük hareketini tasfiye etmek istediğini belirten Zilan, "Amed zindanlarında, devletin tarihte eşi benzeri görülmemiş yöntemlerle, akıl ve vicdana sığmayan işkencelerle Kürt halkın öncülerinin iradelerini kırmaya çalışmıştı. Bu korkunç işkencelere karşı ise çok daha büyük ve çok daha görkemli direnişler gelişiyor. Bilindiği üzere Mazlum doğan arkadaş 21 Mart'a eylem yapıyor bu büyük eylemden sonra yine tarihimizde dörtler olarak geçen Mahmut Zengin, Eşref Anyık, Ferhat Kurtay ve Necmi Öne arkadaşlarımız eylem yapıyor. Bu büyük eylemlerden sonra da 14 Temmuz büyük ölüm orucu eylemi M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek öncülüğünde başlıyor. Bu arkadaşların iradeleri kırmak için, Türk devleti Amed zindanında bütün imkânlarını devreye koyuyor.

Devletin bu insanlık dışı işkencelerine karşı, bu arkadaşlarımız çıplak bedenleri ve iradeleri dışında hiçbir şeyleri yok.

Aslında 14 Temmuz bir irade savaşıdır. Zaten 14 Temmuz'u yarat da bu ruhtur bu iradedir. Bu yoldaşların şahsin da yaşanan direniş, ortaya çıkan ruh sayesinde bu gün PKK hareketi özgürlük mücadelesini sürdürmektedir” dedi.

“14 Temmuz ruhu bize şunu gösterdi, Devletin elinde her türlü imkan olabilir, her türlü işkence yöntemleri olabilir ama bunları boşa çıkaracak bunarı dize getirecek güçlü bir iradeye sahip olunursa başarılamayacak hiçbir şey olamaz. Çünkü irade ve ruh bunları çok çok üstünde bir şeydir" ifadelerini kullanan Zilan, şöyle devam etti: "O nedenle 14 Temmuz Kürt halkın hafızasında çok önemli bir yeri var, çünkü Türk devleti Amed zindanında Kürt halkın ve PKK hareketinin iradesini kırmak ve teslim almak istedi. Tabii ki bu arkadaşlar bunun farkındaydı, eğer Amed zindanında teslim olsalardı onarın şahsında PKK hareketi ve Kürt halkı teslim olacaktı. Aynı zamanda eğer direnerek zafer kazansalar onların şahsında PKK ve Kürt halkın zafer kazanacağını da biliyorlardı. Bu bilinçle böylesi görkemli bir direnişi sergilediler ve bu direniş ruhuyla bu gün özgürlük mücadelemiz giderek günden güne büyüyerek devam ediyor."

14 TEMMUZ RUHU KÜRT HALKINDA ULUSAL BİR BİLİNÇ YARATTI

14 Temmuz direnişinden sonra, Kürt halkında gelişen direniş ruhunun önemini ifade eden Maxmur-Kerkük komutanlarından Selim Zilan, şöyle konuştu: "14 Temmuz ruhu Kürt halkın içinde direniş ve başarının umudunu yaratı. Eğer bu gün Kürdistan'ın dört parçasında ve Kürtlerin bulunduğu her yerde özgürlük mücadelesini veriyor ve direnişi sergiliyorlarsa, kuşkusuz bu 14 Temmuz'da yaratılan ruhun bir sonucudur. Ayrıca bu ruh parçalanmış ulusal birlikten uzak yapıları bir araya da getirdi ve Kürt halkının ulusal bilinç düzeyi açığa çıkardı.

Bununla bağlantılı olarak nasıl ki 14 Temmuz ruhu özgürlük mücadelesini bu güne taşıdıysa aynı biçimde 2012'de gelişen ve 19 Temmuz Rojava devrimi olarak bilinen bu devrimde aynı biçimde bu ruhu halklaştırarak, sistemleştirerek Ortadoğu'da bütün halkların umudu haline geldi, çünkü Ortadoğu'da yaşayan halklar da Kürt halkı gibi sürekli ezilmeyle yüz yüze kalmış ve sürekli egemenler tarafında yanlış yönlendirilmiştir, özgür yaşamalarına imkan verilmemiştir. Onun için Rojava devrimi bir halk devrimi olarak gelişti ve halkların umudu haline geldi."

19 TEMMUZ DEVRİMİ HALKLARIN ORTAK YAŞAMA DEVRİMİDİR

“Ortadoğu uygarlığın beşiğidir, burada yaşayan bütün halklar hep birlikte yaşamışlardır. Egemen güçler tarafında halkların birlikte yaşama kültürünü dağıtmak için her türlü savaş yöntemlerini kullandılar” diyen Zilan, şunları belirtti: "Halkları bir birine kırdırma özelikle ulus devlet modeliyle halklar arasında uçurumlar yaratılar, milliyetçilik, ulusçuluk ve dincilik yoluyla halklar arasında korkunç ayrışmalar savaşlar çıkardılar. Bu zeminde öreyen DAIŞ ve EL-NUSRA gibi, korkunç insanlık dışı barbar örgünler yaratıldı.

Tamda buna karşı 19 Temmuz devrimi tekrardan halkları birleştiren, demokratik bir şekilde ve özgürce yaşama kültürü esas alan bir devrim olarak ortaya çıktı. Aynı zamanda egemen güçlere ve bu güçlerin eliyle yaratılan örgütlere karşı da direniş sergiledi. Elbette bu direniş önder Apo'nun yaratmış olduğu özgürlük felsefesi sayesinde oldu ve gelişti.

Eğer önder Apo'nun özgürlük ve yaşam felsefesi halkın içinde köklü bir şekilde kurulmasaydı kuşkusuz Kürt halkı bölge de bu kadar etkili olmayabilirdi. O nedenle Kürt halkı bölgede toplumun bütün kesimlerini içine alarak yeni demokratik bir sistem içinde halkların bir arada yaşama kültürünü geliştirerek sistemleşiyor. Onun için 19 Temmuz Rojava devrimi bütün halklar için umut haline geldi."

TÜRK DEVLETİ VE AKP HÜKÜMETİ ROJAVA DEVRİMİNDEN KORKUYOR

Zilan, Türk devletinin ve AKP hükümetinin Rojava'da ve Bakurê Kürdistan'da sürdüren savaşına ilişkinde şu değerlendirmelerde bulundu: "bu devrimden en fazla korkan ve en fazla engellemeye çalışan yine dürt devleti oldu, AKP ve Erdoğan eliyle Rojava devrimine karşı savaştırılan birçok kanlı örgüt kuruldu. Ahrar Şam, EL-NUSRA ve DAIŞ gibi örgütlere hep destek verdi ve halkların birlikte yaşama kültürünü bozmaya çalıştı. Ama bu politikayla Kürt halkına yaklaşan güçlerin hiçbir planları tutmadı.

Kazanan yine Kürt halkı ve onunla ittifak geliştiren halklar oldu. Kesinlikle Türk devleti gerek Suriye politikası gerekse Rojava devrimine karşı geliştiren savaş politikası ona kayıp ettirdi. Bölgede giderek itibarsız ve güçsüz bir konuma düştü."

AKP ÇÖZÜM SÜRECİNDE HİÇBİR ZAMAN SAMİMİ OLMADI

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan, çözüm sürecinin detaylarını anlatan Maxmur-Kerkük eyalet komutanlarından Selim Zilan, şunları belirtti: "2013'te önder Apo çözüm süreci başlattı, AKP hükümeti ve devleti hep samimi olmayan tutumlar içinde oldu ve hep küçük hesaplar peşinde oldu. Günden güne Rojava devrimi gelişince bunlar çözüm sürecinde dahi, bizimle hep savaş halindeydi. Bakurê Kürdistan'da başlatılan çözüm üreci devam ediyor adı altında 2014'te Milli güvenlik kurulu MYK'da bir çökertme planı geliştirdiler. Daha o zaman Kürt halkına karşı savaş kararını aldılar. Bu çökerme planında şunlar vardı.

Halkı yerinden yurdundan edilerek göçe zorlama, Kürdistan kentlerini, muhale, köy ve kasabalarını bir bir yakarak yıkarak yaşanmaz bir hale getirme, on binlerce insanı öldürme ve bununla birlikte Erdoğan'a muhalif olan bütün demokrasi güçlerini sindirme ve tutuklama gibi yöntemlerle bastırmak istemiştir. Kirli planları bu temellere dayanıyordu. 24 Temmuz öncesi Amed'te HDP mitinginde halkın içinde bomba patlatılan, 20 Temmuzda Kobane ile dayanışma amacıyla sol sosyalist gençlerin içinde bomba patlattılar, 32 gencecik insan yaşamını yetirdi. Yine 1 Eylül dünya barış günüde Türkiye'nin demokrasi güçlerinin bir arada kutladıkları barış mitinglerine saldırılar gelişti. 100'den fazla insan yaşamını yitirdi.

Hatta çok daha öncesi batı ilerinde Kürtleri linç etme HDP binalarını yakıp yıkma gibi onlarca olay yaşandı. Bu yeni bir konsept temelinde gelişti ve en sonda 24 Temmuz 2015'te Ceylanpınar'da 2 polis öldürüldü bahanesiyle, çökertme planı devreye konulmuş oldu."

KÜRT HALKI EN AĞIR SÜREÇLERDE BİLE ZAFERLE ÇIKMAYI BAŞARMIŞ BİR HALKTIR

“AKP hükümetinin 24 Temmuz 2015 tarihinde yeni bir konseptle Kürt halkına karşı bir çökertme planı geliştirmiştir. Bu plan karşısında Kürt halkı gereken direnişi sergilemiş ve planın altında AKP ve Erdoğan'ın kirli politikası kalmıştır” ifadelerini kullanan Maxmur-Kerkük komutanlarından Selim Zilan, son olarak şu değerlendirmelerde bulundu: "Aslında Türk devleti hiçbir zaman çözüm süreci gibi bir süreç yaşamadı ve girmedi. Tabii Kürt halkı şimdiye kadar çok ağır süreçlerde geçti. Son 40 yıldır Türk devleti tarafından her türlü zorlukla, ölümle ve göçle, karşı karşıya geldi ve direndi. Çünkü Kürt halkın öncüleri Amad zindanlarında aydınlığın mumla arandığı bir ortamda bu devletin zorbalığına baş eğmedi, şimdimi baş eğecek.

Hele hele Kürt halkının altın çağını yaşadığı bir dönem de çökertme planlarıyla baş eğeceklerini sananlar bitirmiştir. Erdoğan kendisinde öncekilere baksın, kendi şeflerine baksın onların ne halde olduklarını görsün.

14 Temmuz ruhu artık Kürdistan'da ve Kürk halkın içinde sistemleşmiş kurumlaşmış bir ruhtur. Halklaşan bir ruhla sen kim oluyorsun da karşı geliyorsun. Bu hesapları yapanlar çoktan bitmiştir. Son bir yıl içinde o kadar insan öldü, kentler yerle bir edildi, çocuk, kadın yaşlı demeden önüne çıkan herkesi öldürmeye çalışıldı, peki ne odlu bu halk geri adım atı mı, hayır. Halk kendi öncülerini yaratı ve mücadelesini sürdürdü.

Mehmet Tunç, Seve Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayir gibi onlarca öncüsünü yaratı, artık savaşan sadece PKK hareketi değil bir bütünen Kürt halkı 14 Temmuz ve 19 Temmuz ruhuyla kendi kendini savunmakta ve direnmektedir. O nedenle AKP'nın çökertme planını direnerek boşa çıkardı, artık Kürt halkı özgürlüğünü sağlamayana kadar bu direnişini sürdürme kararını vermiş ve devam edecektir."

...