Rojava devrimi sömürgeci sistemin çöküşüdür

Partiya Azadiya Jinên Kürdistan, Rojava Devriminin, sömürgesi sistemin Kürdistan’daki çöküşü olduğunu kaydederek, devrimin korunmasının en temel görev olduğunu duyurdu.

Rojava Devriminin üçüncü yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yayınlayan PAJK, tüm kesimleri ROjava devrimini korumak, büyütmek, güçlendirmek ve kalıcılaştırmak için göreve çağırdı.

Rojava’nın demokratik politik sistemi geliştirmenin hamlesi olduğunun kaydedildiği açıklama şöyle: “Rojava Devriminin tarihi direnişlerle yüklü geçen üçüncü yılını, tüm Kürdistan halkına kutluyoruz.  Devrime öncülük eden ve devrimi mümkün kılan yüzlerce Kahraman YPJ ve YPG Şehidini Sılavların, Arin Mirxanların, Rêvanların, Gulanların, Zozanların, Ronahi Reşoların, Semaların, Viyanların, İvanaların, Destinaların, Paramaz Kızılbaşların, Dılovanların, Komutan Rubarların, Diyarların,  şahsında anıyor, anıları önünde zafer sözümüzü yeniliyoruz.

Rojava Devrimi Kürt Halkı ve Kürdistanlı tüm halklar açısından yeni bir toplumsal bayramdır. Rojava Devrimi sadece Rojava’daki Kürtlerin değil, tüm Kürtlerin ve Kürdistan coğrafyasında yaşayan tüm halkların devrimi ve toplumsal bayramı olmaktadır. Kürdistan tarihi açısından yeni bir dönemeç olmaktadır. Ters yüz edilen Kürt ve Kürdistan tarihinin hakikate ermeye başlamasıdır. Zenginliklerine ve değerlerine el koyarak Halkları kendine muhtaç duruma getiren sömürgeci sistemin, Kürdistan’daki çöküşüdür.

Rojava Devriminde ortaya çıkan direniş ruhu, halkların özgür yaşam ruhudur. 14 Temmuz direniş ruhunun 19 Temmuz’da büyük halk direnişine, Demokratik Halk Devrimine dönüşme gerçeğidir. Özgür yaşamaya susamış bir halkın, maddi manevi tüm bedelleri göze alarak ayaklanması ve Demokratik politik sistemini gerçekleştirmesi hamlesidir. Sömürgeci egemen devletlerin parçalamış olduğu bir halkın, kendi bulunduğu yerden varlığını ilan etmesidir.

Rojava Devriminin demokratik, politik ve ahlaki karakteri, halkların özlemini duyduğu ve tarihsel arka planı güçlü olan ve günümüz dünyasında halkların gerçek kardeşliğine örnek teşkil edecek bir yan olmaktadır. Halkın yerelden örgütlenmesine ve bu örgütlülükler üzerinden politik karar süreçlerine katılmasına dayanan demokratik konfederal sistemi, savaş ve şiddetin yoğunluğundan kaynaklı henüz tam bir istikrar kazanmamış olsa da, 21.yy toplumunun devletsiz demokratik siyasi organizasyon örneği olmaktadır. Bu açıdan Rojava’da sulanmaya başlayan Demokratik Politik ve Ahlaki Toplum tohumlarının açmış olan filizlerini koruyarak, yaşam olanaklarını güçlendirmek, başta Kürtler olmak üzere herkesin görevi olmaktadır.     

Rojava Devriminin öne çıkan ve onu demokratik kılan en temel yanı ise kadın özgürlüğüne dayanan gerçeği olmaktadır. Kadın özgürlükçülüğünü ilke edinmiş olması, onu Fransa, Rusya, Çin ve Latin Amerika devrimleri gibi büyük devrimlerden oldukça farklı kılmaktadır. Daha demokratik, daha eşitlikçi ve özgürlükçü kılmaktadır. İnsanlığın sosyalizm iddiasını daha gerçekçi, yaşanılabilir ve demokratik kılmaktadır. Rojava’da kadınları demokratik temelde örgütleyen Yekitiya Star’ın mücadelesini ve Kürdistan’da insanlığın demokratik değerleri için yüzlerce Kahraman Kadını Şehid veren YPJ’nin fedaice direnişini bu vesile ile selamlıyoruz. Verdikleri eşsiz mücadelenin bölgede ve dünyada hem kadın açısından hem de halklar açısından yeni bir değişime yol açacağına olan inancımızı belirtiyoruz.  

Rojava devrimi Türk Devleti-İŞİD saldırıları, bölgesel gerici güçlerin ve Kürt işbirlikçi siyasi güçlerin komplolarına rağmen ayakta kalmayı başarmış bir devrimdir. Kürt değerlerini siyasi parti ve iktidar çıkarları için Türk devleti gibi egemen güçlere peşkeş çeken ve böylelikle Kürt ulusuna ihanet eden duruşa karşı gerçek yurtseverlik duruşudur. Rojava devrimi, karşı devrimci güçlere tarihi dersini vermiş bir devrimdir. Bir devrimin öz dinamiklerine dayanarak nasıl gerçekleşebileceğini gerçek anlamda halk demokratik devrimini gerçekleştirmiştir. 21. Yüzyılda halkların kendi kaderlerini yeni bir ulus-devlet kurarak değil, demokratik ulus anlayışıyla ve kadın özgürlüğüne dayalı demokratik-özgürlükçü değerlerle yüklü demokratik konfederalizm sistemiyle gerçekleşebileceğinin ön adımlarını atmıştır. Bu anlamda 21. Yüzyılın başlangıç zamanlarında bir ilki oluşturmaktadır. Rojava’da elde edilen kazanım ve değerler, hala büyük tehditler altındadır. Uzun süre saldırı altında kalacağını ön görerek her şeyini ona göre örgütlemek gerekmektedir. Çünkü devrimin özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik karakteri, sömürgeci sistemin, işgalci güçlerin, talancı güçlerin çıkarlarıyla uyuşmamaktadır. Halkları sömürmeden yaşayamayan bu güçlerin devrimsel kazanımlara her an saldırmak ve yok etmek isteyeceklerini bilmek gerekmektedir. Dolayısıyla her üç kantonun da savunma ve güvenlik sistemini daha sistemli, daha kalıcı hale getirmek için tüm Rojava yurttaşlarının kendini sorumlu görmesi gerekmektedir. Rojava’yı savunmak ve korumak başta orda bulunan kadınların ve halkımızın olmak üzere tüm Kürtlerin temel demokratik yurttaşlık görevi olmaktadır. Çok büyük bedellerle kazanılmış olan geniş mevzilerin güçlü, kalıcı ve istikrarlı tutulması ve savunulması için, daha büyük kayıpların verilmemesi için Rojava’daki tüm halkımızı, yaşamını tüm boyutlarıyla savaşa göre örgütlemeye çağırıyoruz.     

Bu devrim tüm Kürtlerin kaderini etkileyen bir devrim olduğu gibi bu devrime dönük gelişen saldırılar da tüm Kürtlere ve insanlığın demokratik değerlerine karşı gerçekleştirilmiş saldırılar olmaktadır. Bu bakımdan Rojava devrimini korumak, büyütmek, güçlendirmek ve kalıcılaştırmak, Demokratik bir Kürdistan ve Ortadoğu için vazgeçilmez bir görev olmaktadır. Bu bakımdan başta kadınlar ve Kürtler olmak üzere, bölgede yaşayan halkları ve gerçek radikal bir demokrasiden yana olan her kesi, Rojava Devriminin ortaya çıkardığı demokratik toplumsal kazanım ve değerleri korumaya ve sahiplenmeye çağırıyoruz.”