Sabiha Nine: Apocular olmasa Til Temir’de yaşayamazdık
Sabiha Nine: Apocular olmasa Til Temir’de yaşayamazdık
Sabiha Nine: Apocular olmasa Til Temir’de yaşayamazdık
Başındaki tülbentin altından görünen beyaz saçları yüzündeki çizgilerle yaşadıklarını anlatır gibi. Aşiret ve bu coğrafyanın kültür simgelerinin, kan bağının beş kuşağının son temsilcilerinden. Çevresinde 'Sabiha Nine' olarak anılıyor. PKK kadroları ile tanışıklık ve dostluğu uzun yıllara dayanıyor.
Kobanê ve Şengal direnişinin en sıcak haliyle devam ettiği günlerde onunla karşılaştık. Kobanê direnişinin 112. günüydü. Devrimin yeniden inşa sürecinin sürdüğü bir gece vakti, Til Temir şehrindeki kenar mahallerinin birinde evlerine konuk olduk.
'ÖLSEM DE GAM YEMEM...'
Kendi kanından beş kuşağın son temsilcisi. Yaşı, çoktan 90'ı geride bıraktı. Hayatını paylaştığı eşi ise yıllar önce yaşamını yitirdi. Sabiha Nine Rojava Devrimi sayesinde artık ölümden endişe etmiyor: "Hayalimiz, bir gün kendi topraklarımız üzerinde yaşayabilmekti. Ona ulaştık. Artık ölsem de gam yemem!"
Sabiha Nine’de, bu coğrafyadaki insanların yaşadıklarının izlerini henüz ilk karşılaşmada görmek pek zor olmadı. İlerleyen yaşına rağmen bizi mütevazı bir şekilde evin kapısında karşıladı. Rojava Devrimi'nin savunma savaşı ve yeniden inşayı yaşadığı şu günlerde, evdekilerin tümü kurumsal çalışmalarda yer aldığından, Sabiha Nine gün boyunca torunu Ronahi ile birlikte kalıyor.
Sabiha Nine, bir taraftan, Ronahi'nin sohbetimiz sırasında gelen aile bireylerine daha fazla ilgi göstermesinden yakınıyor.
Helep yöresinin en büyük aşiretlerinden Çeçenlerden ve Qamişlo'da ticaretle uğraşan bir aileden geldiğini; eşinin ise Fransız ordusunda bir subayken tanışmaları sonucunda evlendikleri anlatıyor.
Ailesi içinde, oğulları arasında farklı görüşler olmasına rağmen, kardeşleri birbirlerini hoşgörü ile karşıladığını, şu ifadeyle anlatıyor: "Apocular geldiğinde Zekerîya evde ise onları karşılar sonra evden çıkar giderdi. Barzaniciler geldiğinde de Hesen aynı şekilde evden ayrılır, zıtlaşmalara girmemek için özen gösterirdi."
'APOCULAR BİZİ KATİL VE ZALİMLERDEN KORUDU'
Yıllar önce Apocular alana geldiklerinde evlerine misafir ettiklerini ve onları sevgi beslediğini anlatırken, "Onlar buralarda bizi korumasaydı şimdi biz Til Temir’de yaşamazdık. Bize sahip çıktı; katil ve zalim çete saldırılarından korudular. Onlar için sürekli dua ediyorum" dedi.
Sabiha Nine ilerleyen yaşına, zor fiziki şartlarına rağmen Apocu olarak tanıdığı aileleri ziyaret ederek onlardan sürekli bilgi alıyor. Şehirde gelişen tüm etkinliklere gidiyor. Özellikle Şehit Aileler Kurumuna gitmeyi görev edinmiş.
'Apocuların yiğit ve mert insanlar olduğunu' söyleyen Sabiha nine, “Serok Apo'yu şimdiye kadar niye çıkarmadınız” diye soruyor.
ROJAVA'YI TERK EDENLERE ÇAĞRI
Diğer Kürt anaları gibi gözünü Ronahi ve Sterk TV’den ayırmıyor. Kobanê’nin kurtulması için sürekli dua ettiğini söyleyen Sabiha Nine, torunu Serxwebun’a her gün Kobanê'de neler yaşandığını soruyor: "Daha kurtulmadı mı; bana söyleyin..."
Sohbetimize zaman zaman Serxwebun da katılıyor; hem Sabiha Nine'nin anlatımlarını izah ediyor hem de onun güncel gelişmelere ilgisinden söz ediyor.
Kendi vatanından gitmek istemediğini söyleyen Sabiha Nine, Rojava'yı terk edenleri eleştiriyor ve "Ülkemiz dünyanın en güzel yeri. Burayı terk edenler geri gelip bu güzel topraklarda yaşasınlar" çağrısını yapıyor.
HEYECAN VE UMUT KAYNAĞI
90'ın üzerindeki yaşıyla Sabiha Nine'nin yaşamı da, diğer Kürt analar gibi acılarla dolu. Hangi ana yüreğine girsek, tüm anaların ortak hikayesine tanıklık ediyoruz. Aileden üç kişi Suriye rejim güçleri içinde görev yaparken yaşamını yitirmiş.
Kumalı bir evde yaşadığını anlatan Sabiha Nine, torunlarının sayısını bilmiyor; sorulduğunda sadece gülümsüyor ve 'çok' diyor. Güncel gelişmeleri takip ediyor. Devrimin kendisine büyük heyecan ve umut kattığını söylüyor.
Gecenin ilerleyen saatlerinde bizi tekrar ayakta ve kapıya kadar, 'yolunuz açık olsun' diye uğurlarken, dondurucu soğuk, adeta Rojava'ya karşı yürütülen kirli ittifak ve planları anlatır hissettiriyordu. Gün ise erken doğmak için var gücüyle geceyi kovalıyordu.