Sağlık Bakanlığı'ndan Korkmaz açıklaması

Sağlık Bakanlığı'ndan Korkmaz açıklaması

Gezi Parkı eylemleri sırasında dövülerek yaralanan ve dün yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın yaralandığında devlet hastanesine kabul edilmemesiyle ilgili açıklama yapan Sağlık Bakanlığı olayı reddetti ancak tedavi süreciyle ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı.   

2 Haziran’da Eskişehir’de Gezi Parkı eylemleri sırasında polis şiddetinden kaçarken bir grup faşist tarafından dövülen ve dün yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz yaralandığında Devlet Hastanesine kabul edilmemişti. Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yaparak, “Ali İsmail Korkmaz'ın tedavi sürecinin hiçbir aşamasında hastanede bakılmaması, hastaneye kabul edilmemesi gibi bir durum oluşmamıştır. Ailenin şikayeti çerçevesinde, Eskişehir Valiliği'nin yürüttüğü adlî ve idarî soruşturma devam etmektedir. Sağlık Bakanımızın talimatıyla yukarıda paylaştığımız tedavi sürecinin bütün detaylarının incelenmesi amacıyla Bakanlığımız tarafından da ayrıca soruşturma başlatılmıştır” dedi.

YARALI HALDE HASTANENİN ÖNÜNDEKİ BANKLARDA BEKLEMİŞ

Baba Şahap Korkmaz Türkiye'den Şiddet Hikayeleri adlı internet sitesinde o gece yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:

“Biz Ali’yi ilk gördüğümüzde vücuduna bakamadık, içimiz parçalandı. Yüzü gözü şişti; tüm vücudu vuruk ve morluklar içindeydi. O doktorlar onun o halini görmelerine rağmen polis ifadesi olmadan tedaviyi kabul etmemişler. Ali 14 yaşındayken ciddi bir kalp ameliyatı geçirmişti ve kalp rahatsızlığından ötürü hâlâ kan sulandırıcı ilaç kullanıyordu. Dövüldüğü sırada dişi de kırıldığı ve yerinden çıkmak üzere olduğu için, kanama başlarsa durduramayacağı korkusuyla hastanenin önünden ayrılamamış. Tüm geceyi hastanenin önündeki banklarda geçirmiş ama yine de muayene bile etmemişler. Sabah olup bitkin düşünce eve gidip yatmış ve akşama kadar uyumuş. Saat 17.00 sularında telefon ettiğimizde, dilinin ağırlaştığını, düzgün konuşamaz hale geldiğini gördük. Beyin kanaması geçirmekte olduğunu anladık ve yeniden hastaneye gitmesi gerektiğini söyledik. Kuzenleriyle birlikte yeniden Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gitmişler ancak beyin kanaması şüphesine rağmen hastanedekiler Ali’ye ısrarla karakola gitmesi gerektiğini söylemişler. Mecburen karakola gitmişler; bu sefer de karakolları gezmeye başlamışlar. Kendi imkânlarıyla, Ali o halde olmasına rağmen yayan halde karakol karakol gezdikten sonra ifade vermeyi bir şekilde başarabilmişler ama bu işler sırasında iki saat daha geçmiş.”