Sağlık örgütleri: Tutsaklar ölüm eşiğine yaklaştı!

Mardin’de bulunan sağlık örgütleri ve kamu emekçileri, Leyla Güven ve tutsakların açlık grevlerinde kritik eşiğin aşıldığı uyarısında bulunarak, "Acilen talepleri kabul edilmeli" dedi.

Mardin Tabip Odası (MTO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mardin Şubesi, Mardin Diş Hekimleri Odası (MDHO) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mardin Şubeler Platformu, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a tecride son verilmesi için 56 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven, 108 gündür Van F Tipi Kapalı Cezaevinde açlık grevinde olan Kadir Karabak ve Esat Naci Yıldırım’ın durumlarına dikkat çekildi. 

KESK Mardin Şubeler Platformu binasında yapılan açıklamaya kurum temsilcileri katıldı. Açıklamayı kurumlar adına MTO Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Gökçen okudu. 

'BAZI YERLERDE ÖLÜM EŞİĞİNE GELİNDİ'

Birçok tutsağın açlık grevini sürdürdüğü ve her hafta yeni katılımların olduğu bilgisinin kamuoyuna yansıdığını kaydeden Gökçen, “Tüm cezaevlerine yayılma eğilimi gösteren açlık grevleri bazı yerlerde ölüm eşiğine yaklaşmıştır. Önceliği insan yaşamının ve onurunun korunması olan hekimler için açlık grevinde olan kişilere yaklaşım hassas bir konudur. Süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan tutuklu ve hükümlülere; açlığın bedenlerine vereceği zararın ve alınacak önlemlerin anlatılması, her birinden aydınlatılmış onamlarının alınması, günlük tıbbi izlem ve tedavilerinin yapılması, duruma özgü bir bilgi birikimi ve tutum gerektirir” diye belirtti.

'ZAMAN KAYBETMEDEN...'

Gökçen, 1996 ve 2000’li yıllarda cezaevlerindeki açlık grevi ve ölüm oruçlarını hatırlatarak, şunları söyledi: "Tabip odaları nezdinde oluşturulacak bağımsız heyetlerin zaman kaybetmeden açlık grevi olan ceza evlerinde grevcileri izleme ve geri dönüşlerinde en az zarar görmelerini sağlayacak tedbirleri almaları gerekmektedir. Basına yansıyan ve insan hakları örgütlerine ulaşan bilgiler doğrultusunda süresiz dönüşümsüz açlık grevinde kritik eşiğin aşıldığı, cezaevlerinde her an istenmeyen durumların yaşanabileceğini bizler sağlıkçılar olarak öngörmekteyiz."

"Kritik eşik geçilmiştir. Duyusal hassasiyette artma, bireye göre değişmekle birlikte 40’lı günlerden sonra başlayabilir" diyen Gökçen, şöyle devam etti: "Özellikle koku hassasiyeti ile tetiklenen bulantı kusma ve kusma ile gelişen sıvı alımı güçleşmesi, baş dönmesi, taşikardi, hipotansiyon, yatağa bağımlı hale gelme, bilinç bozuklukları ve sonrasında ölüm. Yaşatmak için var olan sağlıkçılar olarak elbette yaşam hakkının kutsallığını hatırlatıyor ve yetkililerden, ilgili kurumlardan ve özellikle hükümetten çözüm için ilgili çabayı göstermelerini bekliyoruz."

'TALEPLERİ KABUL EDİLMELİ'

Açıklamanın sonunda tutsakların taleplerinin acilen Adalet Bakanlığı tarafından dikkate alınması istenerek, şunlar ifade edildi:

"Sağlıkçıların ve yaşam hakkı savunucularının onaylamadığı bir hak kazanma mücadelesi biçimi olmakla birlikte, tutuklu ve hükümlülerin bedenlerini ölüme götürmek üzere başlattıkları bu açlık grevinin sonlandırılması için gerekli görüşmelerin yapılmasını talep etmek görevimizdir. Yine Adalet Bakanlığı’nın ölümleri engelleyecek girişimlerde bulunmasının, görevleri arasında olduğunu hatırlatmak boynumuzun borcudur. Siyasetçiler de dahil insana ve insan yaşamına dair hassasiyeti olanları, açlık grevlerini sonlandıracak girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz. Tabip odalarının oluşturacağı bağımsız hekim heyetlerinin cezaevlerine girmesine bir an önce izin verilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bilinmelidir ki; asıl olan yaşamdır.”