Şakran Cezaevi önünde eylem: Talepler kabul edilsin!
Açlık grevindeki tutsakların durumuna dikkat çekmek için Şakran Cezaevi önünde açıklama yapıldı. Kamuoyuna tutsaklara ses verme, hükümete de talepleri kabul etme çağrısında bulunuldu.
Açlık grevindeki tutsakların durumuna dikkat çekmek için Şakran Cezaevi önünde açıklama yapıldı. Kamuoyuna tutsaklara ses verme, hükümete de talepleri kabul etme çağrısında bulunuldu.
Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine destek vermek amacıyla Barış Bloku'nun çağrısıyla Şakran Cezaevi önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya çok sayıda kişinin yanı sıra tutsak yakınları, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP Eş Genel Yardımcısı Sezai Temelli, Yeşiller Sol Parti Eş Genel Sözcüsü Naci Sönmez, Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altan, HDP İzmir il eş başkanları ve yöneticileri, HDP Balıkesir il eş başkanları ve yöneticileri İHD, İzmir Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi, Barış Anneleri Meclisi, Musa Anter'in kızı Rahşan Anter ve ihraç edilen KESK üyeleri katıldı.
'YILGINLIK YOK, DİRENİŞ VAR'
Açıklamanın yapılacağı alanın dört bir yanını saran jandarma ekipleri açıklama yapanları taciz etti. Alana gelen araçlara tek tek kimlik kontrolü yapıldı. Giriş sırasında bir otobüse şehir dışı belgesi olmadığı gerekçesiyle 5 bin TL para cezası verilerek, el konuldu. Alkış ve zılgıtlar eşliğinde "Yılgınlık yok direniş var", "Biji berxedana zindanan", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı. Açlık grevinde olan eylemcilerin beyaz önlüğüyle geldiği eylemde ilk olarak Naci Sönmez konuştu. Cezaevlerinde kimin haklı olduğunu iyi bildiklerini ifade eden Sönmez, "Devlet hiçbir zaman mağdur değildir. Haklı olan tutsaklardır. Dayanışma içinde olacağız" dedi.
Daha sonra konuşan Sezai Temelli ise şunları söyledi:
"Şakran artık kritik noktadadır. Açlık grevi var çünkü hukukun yok sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Eğer bu ülkeye demokrat bir ülke diyeceksek; cezaevlerindeki hak ihlallerinin son bulması gerekiyor. Faşizme karşı mücadele için cezaevlerine karşı duyarlı olunması gerekiyor. Sadece Türkiye komuoyuna değil, uluslararası kamuoyunu da duyarlı olmaya çağırıyorum."
Gülistan Kılıç Koçyiğit de, "Artık kalıcı hasarların kalacağı bir dönemdeyiz. İçeriden her an ölüm haberlerinin gelmemesi için duyarlı olunması gerekiyor. Siyasi iktidar çok duyarsız. Bütün talepler kolaylıkla karşılanabilir. Bütün talepleri bizim taleplerimizdir. İnsanlık onuru için direniyorlar. Cezaevlerinde her türlü hak ihlali yaşanıyor. Hukuk altüst edilmiş durumda. Tutsaklar sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkmasını da istiyor. Bu kolaylıkla kalkabilecek bir durum. Tecrit bir insanlık suçudur. Sesimiz ne kadar çok çıkarsa açlık grevi o kadar erken biter. Sessiz çığlığa ses olalım. Talepler kabul edilinceye kadar direnişimiz devam edecek" diye belirtti.
'KÖLE DEĞİLLER!'
Açlık grevinde olan Özgür Güçlü'nün annesi Naciye Güçlü, "Tutsakların eylemini selamlıyorum. Devlet hiçbir hak vermiyor. Var olan haklarımızı elimizden almış durumda. Oğlum açlık grevinde. Bu çok büyük bir ayıptır devlet için. Tutsaklar haklarını istiyor. Köle değiliz diyorlar. Oğlum eriyor" diye konuştu.
Daha sonra Barış Bloku üç dilde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Bahadır Altan, OHAL uygulamalarının cezaevinde katmerlenmiş durumda olduğunu ifade ederek, "Gözlerin görüp kulakların duyması için nerede, hangi tonda konuşulmalı, artık bilmiyoruz. İnsanlık onurunu korumak için ellerindeki tek araç olan bedenlerini ortaya koyan bu insanların talepleri devletin her yurttaşına sağlamakla hükümlü olduğu temel insan haklarıdır" dedi.
HDP heyetinin Adalet Bakanı ile görüşmesini hatırlatan Altan, "Bekir Bozdağ'ı göreve çağırıyoruz. Diyalog kapılarını açıp yaşam hakkına fırsat vermek sayın bakanın iki dudağı arasındadır. Bu nedenle bugünden itibaren cezaevlerinden gelecek kötü haberlerden sorumludur. Tek bir insanın yaşamı o kutsal devletinizden daha kutsaldır" dedi.
Eylem alkış ve zılgıtlarla sona erdi.