İzmir Barosu tarafından hazırlanan bir raporda, Aliağa Şakran Cezaevi’nde tutsak çocuklara uyku ilacı yerine şizofren, manik depresif, majör depresyon gibi ağır ruh sağlığı tedavilerinde kullanılan çok etkili bir ilacın içirildiği ortaya çıktı. Raporda kamera kayıtlarının da silindiği kaydedildi.

İzmir Barosu Başkanlığı'nın, "İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 2013 Raporu"nda çocukların tecritte tutulduğu, işkence edildiği, böcekli yemek yedirildiği yazılırken, çocuklara dini içerikli eğitimin yaygın verildiğine işaret ediliyor. ''Ceza infaz kurumunda kamera kayıtlarının silindiğini'' belirten rapor, çocukların cinsel işkence ile tehdit edildiğine dikkat çekiyor.

Baro’nun hazırladığı raporda çocuklara yapılan işkencelerden bazıları şöyle:

-Hortumla dövülmek…

-Kendini jiletleyenlerin yarasına tuz basılıyor

-‘Müşahede odası’nda 3.5 ay tutulup ‘5 gün kalmıştır’ belgesi imzalatılıyor.

-30 gün havalandırmaya hiç çıkarılmayarak tecrit altında tutmak

-Çocuklar, mavi süngerlerle kaplı olduğu için adı ‘mavi oda’ olan ceza odalarıyla korkutuluyor.

-Uyku ilaçı yerine, “şizofreni, manik depresif, majör depresyon” ilacının verilmesi.

İzmir Barosu’nun görüştüğü çocuklardan ‘’M.A.G.’’, cezaevinde E… ve M… isimli gardiyanların işkencesine maruz kaldığını belirtiyor.

M.A.G, 3,5 ay kaldığı ‘müşahede odası'nda iki ay kendisine yatak verilmediğini, 30 gün havalandırmaya hiç  çıkarılmadığını, bu süre zarfında çok dayak yediğini; 4 gardiyanın suratına tekme, bir memurun da üzerine çıktığını söyledi.

6 ay boyunca diğer çocuklarla görüşmesine izin verilmeksizin tek başına koğuşta kaldığını anlatan M. A. G'ın anlatımları şöyle:

-İsteyerek veya zor kullanılarak çocuklar arasında cinsel ilişkiler var.

-Doktora sevkte sorun yaşıyoruz.

-Daha önceden kırılmış olan kolum için sadece ağrı kesici ilaç verilerek tedavim geçiştirildi.

-İdare sorunlu gördükleri çocukları “yumuşaklar koğuşu” denilen koğuşa göndermekle tehdit ediyor.

-Gün içinde odalara girmek ve dinlenmemize izin verilmiyor.

-Yaşadıklarımı aileme telefonda anlatmam nedeni ile E….. Müdür’ün “beni ne diye  şikayet ettin” diyerek bana küfür etti.

-E….. Müdür hortumla çocukları dövüyor. Diğer müdürlere de çocukları dövmeleri yönünde emir veriyor.

HORTUM MÜDÜRÜN ODASINDA

İzmir Barosu hazırladığı raporda, ‘Şakran Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz odaların hiç boş kalmadığı belirtiliyor.

K. I. isimli çocuk ise zaman zaman yemeklerinin içinden pislik ve böcek çıktığını söylüyor.

Baronun görüşlerine başvurduğu E.Ş.A. ise cezaevinde ‘’Çocukların çoğunun "serequal" isminde bir uyku ilacı kullandığını belirtti.

6 aydır cezaevinde bulunan H.Ç. isimli diğer bir çocuk, cezaevi müdürü tarafından yapılan işkenceyi şöyle anlatıyor:

‘’E…. Müdür; şişman, beyaz bıyıklı, beyaz saçlı. Dayağın ardından beni tekrar müşahedeye aldılar. Müdürün odasında dayak attıktan sonra koridorda yürürken kamera görüntülerinde anlaşılmasın diye “düz yürüyün, yoksa fena olur diyorlar. Olayın üzerinden 2-3 ay geçtiği için vücudumda darp izler kalmadı (ayağını göstererek sol ayak orta parmağında gözüken morluğu gösterdi).

Hortum müdürün odasında  duruyor, oda da kamera olmadığı için bizi darp ederken görüntü alınmıyor. Zaten çocuklar kameranın olmadığı ya mavi oda da ya da müdürün odasında darp ediliyorlar.’’

Bu arada iki senedir cezaevinde olan H.G. adlı çocuğun yaşadığı işkenceyi avukatına anlattığı için gardiyanlar tarafından 'müşahede'ye atıldığı belirtildi.

DARP İÇİN UYGUN ORTAM HAZIRLANDI

Raporda ayrıca, " Kötü muamele iddialarının kamuoyuna yansıması üzerine cezaevi idaresi şikayetçi çocuklar üzerinde (görüşmeler bölümünde yer alan S.B.  anlatımlarından açıkça anlaşılacağı üzere) baskı kurmuş, tehdit etmiş,  aralarında husumet bulunan çocukları aynı koğuşa almak sureti ile şikayetçi çocukların darp edilmelerine uygun ortam hazırlanmıştır. Avukatlar bir kısım görüşmeciler üzerinde darp bulgularına rastlamışlardır" deniliyor.

S.B.'nin anlatımlarına ise şöyle yer veriliyor:

 “1-1,5 ay önce C-4 müşahedesindeydim. Koğuşları müşahede odası yapmışlar, oradayken  infaz memurunu çağırarak yandaki koğuştan gazete almasını istedim. Bana: 'almıyorum oğlum' dedi. Bunun üzerine bende: 'oğlumlu konuşma' dedim ( oda 21 yaşında çok genç).  Bunun üzerine iki infaz koruma memuru odaya girdi, bana vurmaya başladılar, darp sırasında kafam kalorifere çarptı, kanadı. Ben kafamdaki kanı görünce bağırdım, çağırdım. Vardiya değişmişti, yeni gelen memurların hepsi beni darp ettiler sonra da mavi odaya götürdüler. Yaklaşık burada 45 dakika beklettikten sonra pansumana götürdüler, hapishanede görevli bayan hemşire pansuman yaptı. Hastaneye sevk etmediler. Boynumu  kıpırdatamıyordum. Kolumu da kıvırmışlardı hareket ettiremiyordum. Hastaneye yine de  göndermediler. Bu dayak olayından sonra 1 hafta müşahede de kaldım. Müşahede odaları çok pis, cam var, üzerinde tel gibi bir yer var, oradan hava alınıyor. Müşahede de iken günde 1  saat havalandırmaya çıkarıldım. Yemekte çok az geliyordu,' dedi."

Raporda işkence yapan ve ‘Ercan Müdür’ başta olmak üzere diğer gardiyanlardan şikayetçi olan çocuklara, zaman zaman da ‘kantinden 50 TL’lik alışveriş’ cezası verildiği belirtildi.