Sansür yasası herkesin sorunu

Meclis’e gelen ‘sansür yasası’nın sadece gazetecileri değil, herkesi etkileyeceğini söyleyen MSLA Eş Direktörü Veysel Ok, tüm demokratik kamuoyundan partilere herkes için endişe verici olduğunu belirtti.

Türkiye'de her şeye rağmen gündemi belirleyen gazetecilik ve sosyal medyaya işaret eden MSLA Eş Direktörü Av. Ok, “İktidar bunun farkında ve işte bu sansür kanunuyla da bu kontrol mekanizmasını daha da güçlendirmek, bilgiyi tekelleştirmek istiyor” dedi.

AKP-MHP milletvekillerinin imzasıyla, “dezenformasyonla mücadele” iddiasıyla hazırlanan ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Öngören Kanun Teklifi’nin, Genel Kurul görüşmeleri şimdilik ertelendi. Bir süredir basın meslek örgütlerinin çağrılarıyla gazeteciler alanlarda “Sansür yasasına hayır” eylemleri düzenledi. Hem bu yeni yasanın Meclis’e gelmesi hem de henüz bu yasa Adalet Komisyonu’nda tartışılırken Amed’de 16 Kürt gazetecinin tutuklanması, gazetecilerin “haber yapma özgürlüğünün” ne kadar risk altında olduğunu gösterdi. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MSLA) Eş Direktörü Av. Veysel Ok, yasayı ve iktidarın neden ihtiyaç duyduğunu ANF’ye anlattı.

BİLGİYİ TEKELLEŞTİRMEK İSTİYOR

AKP’nin zaten uzun yıllardır medyayı baskı ve tekel altında toplamaya çalıştığını ifade eden Veysel Ok, şöyle konuştu: “AKP iktidarı 15 Temmuz darbe girişiminden beri medyayı zapturapt altına almaya çalışıyor. Ana akımın sermaye yapısının değiştirdi, artık yüzde 90’dan fazlası iktidar yanlısı sermayeye ait. Bir kısım muhalif ve o dönem yine Kürt basınını kapattı. Kaldı ki daha önce de birkaç kez internet kanunu değiştirdi. Sanal medya şirketlerinin Türkiye'de ofis açmasını, Türkiyeli kullanıcıların kişisel bilgilerinin devletle paylaşılmasını zorunlu kıldı ama bunlar da yetmedi. İktidar hala sanal medyayı kontrol altına alamadı ve hala Türkiye'de her şeye rağmen gündemi belirleyen sanal medya ve buradaki gazetecilik. İktidar bunun farkında ve işte bu sansür kanunuyla da bu kontrol mekanizmasını daha da güçlendirmek, bilgiyi tekelleştirmek istiyor.”

SADECE GAZETECİLERİ İLGİLENDİRMİYOR

Henüz yasa geçmeden bile Marmaris’te çıkan yangın üzerine İletişim Başkanlığı özellikle medyada çıkan haberleri yalanlayan açıklama yaptı. Yangın kontrol altında denildi ama yerel kaynaklar yangının kontrol altında olmadığını teyit etti.

Veysel Ok, zaten bu yasa tartışmasının geçen yılki yangınlardan çıktığını hatırlatarak, şunları ifade etti: “Bu doğru haber ve bilginin tartışması hatta alevlenmesi geçen yılki Bodrum yangınlarında başladı. O dönemde de ‘kamu yanıltıcı bilgiyi yayma’ gibi bir kavram tartışıldı, şimdi de öyle. Burada önemli olan şu: Bu durum sadece gazetecileri değil, siyasetçileri ve yurttaşları da ilgilendiriyor. Yani kanunda ‘kamuyu yanıltıcı bilgi yayma suçu’ sadece gazetecinin işleyeceği bir suç değil. Yurttaşın, gazetecilerin, siyasetçilerin yani kısaca herkesin işleyebileceği bir suç. Bu kanunun yasalaşması durumunda Türkiye'de hiç kimse iktidarın istemediği veya onay vermediği bir bilgiyi yayınlayamayacak ve yayınlarsa yargısal tacize maruz kalacak.”

KILIÇDAROĞLU DA BELGE YAYINLAYAMAYACAK

Zaten gazeteciliğin çok büyük bir baskı altında olduğunu kaydeden Ok, yasanın geçmesi halindeki ihtimalleri şöyle sıraladı: “Bu kanundan sonra orman yangınından dolar kurunun fiyatına, Kürt meselesinden Suriye politikasına kadar herhangi bir konuda iktidarın istemediği bilgi yayarsanız hem sizin sosyal medya hesabınız kapatılabilir hem de bir yıldan üç yıla kadar hapisle yargılanabilirsiniz. Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir yolsuzluk iddiasında bulunmuştu sanal medyada, artık yapamayacak. Şu bir gerçek; siyasetçiler de şu anda sanal medyada muhalefet yapıyor. Onlar da yapamayacaklar. Gazeteciler de işini sanal medyada yapıyor, onlar da yapamayacak. Vatandaş fındık fiyatlarından tutun da Marmaris'teki orman yangınına kadar herhangi bir konuda iktidarın resmi açıklaması dışında bir fikir bile ortaya koyamayacak.”

BU TÜR HABERLERE ULAŞIM OLMAYACAK

Başkale’de Türk devlet güçlerinin bir gözaltı sırasında havaya ateş açmasının Mezopotamya Ajansı (MA) tarafından servis edilmesinin ileride mümkün olamayacağını da aktaran Ok, “O görüntü yayınlayan Kürt gazeteci veya MA çalışanı eskiden ‘terör örgütü propagandası ve üyeliği’ ile yargılanırken şimdi ‘kamuoyu yanıltıcı bilgiyi yayma’ ile de yargılanacak. O yayınladığı sanal medya hesabına anında bir engelleme gelecek. Bu tür haberlere ulaşımımız tamamen ortadan kalkacak gibi görünüyor” şeklinde konuştu.

SEÇİM GÜVENLİĞİNİ DE İLGİLENDİREN BİR DURUM

Veysel Ok, bu yasanın seçime yönelik bir düzenleme olduğunun da altını çizerek, şunları ekledi: “Bu bütün yurttaşların sorunu. Şu anda iktidarı değiştirmeye aday bir muhalefet var, seçimi kazanacağını varsayıyor. Bu yasa geçerse onlar da itirazlarını yapamayacak. Bu daha önce Rusya ve Çin gibi ülkeler denendi. Kısmen de başarılı oldu. Tabii ki uzun vadede başarılı olma imkanı yok. Kimse bilgiyi tekelleştiremez ama seçim öncesi bu kanunun geçmesi demek seçime hazırlıktır. Seçim güvenliğini etkileyen bir düzenlemedir aynı zamanda. Yarın HDP veya CHP artık sanal medyada rahat rahat fikirlerini söyleyemeyecek. Aynı zamanda sivil toplum örgütlerini de etkiliyor. Örneğin MSLA ifade özgürlüğü raporu, TİHV işkence raporu, İHD ise cezaevleri raporları yayınlıyor. Bu raporlar bile kamuyu yanıltıcı bilgi kapsamına girebilir. Bu açıdan her konuda Türkiye'de ciddi bir sorunla karşı karşıya kalacağınızı düşünüyorum.”