Savaş yarası, işkence, hastalık üçgeninde bir mahpusluk öyküsü
Savaş yarası, işkence, hastalık üçgeninde bir mahpusluk öyküsü
Savaş yarası, işkence, hastalık üçgeninde bir mahpusluk öyküsü
Cezaevindeki yüzlerce hasta tutsaktan biri olan Abdulaziz Özdemir, 20 yıl önce gözaltında gördüğü işkencelerin, cezaevi koşullarının tetiklediği birçok hastalıkla da mücadele ediyor. 1992’de girdiği bir çatışmada bacağının birinden aldığı kurşun ve boğazındaki şarapnel parçası halen vücudunda bulunan 58 yaşındaki Özdemir’in doktorlarca “cezaevi koşulları iyileşmesi önünde engel” yönündeki raporuna rağmen ne tam anlamıyla tedavi ediliyor, ne de tedavi koşullarının oluşması sağlanıyor.
Yaklaşık 20 yıldır cezaevinde olan Abdulaziz Özdemir, 10 ayrı hastalık ve kronik rahatsızlıkla mücadele ediyor. 1994’te gözaltına alındığı İzmir’de 24 gün kaldığı gözaltı süresince üzerinde tek bir elbise bırakılmadan tutulan Özdemir, gördüğü yoğun işkenceler neticesinde cezaevi koşullarının da tetiklemesiyle çeşitli hastalıklarla hasta tutsaklar listesinde. 58 yaşındaki Özdemir’in bir bacağında kurşun, boğazında ise şarapnel parçası bulunuyor. 1992’de PKK’ye karşı KDP, YNK ve TSK’nin ortaklaşa yürüttüğü kapsamlı operasyonun yapıldığı dönemde girdiği çatışmalarda yaralanan Özdemir’in vücudundaki kurşun ve şarapnel parçası o günlerden kalma.
Buca, Aydın, Elbistan, Ceyhan, Kürkçüler, Silifke cezaevlerinde kalan Özdemir, son olarak Aralık 2012’de götürüldüğü Nevşehir Cezaevi’nde tutuluyor. Yüzlerce hasta tutsaktan biri olan Özdemir, gerek vücudundaki hastalıklar ve savaşın kalıntıları, gerekse de yaşının getirdiği vücut direncinin giderek cezaevi koşullarını kaldırmayacak düzeye erişmesiyle sağlık sorunlarının ciddi boyutlara ulaşma riskiyle karşı karşıya.
GÖZALTINDAKİ İŞKENCELER VE CEZAEVİ HASTALIKLARI ARTIRDI
Gözaltına alındığı Ocak 1994’te kış koşullarında maruz kaldığı işkence esnasında çenesine tekme ile aldığı darbenin ardından ön üst dişlerinden 4’ü kırılan Özdemir’in yaşadıkları yine işkenceyle sürüp gitti. Polislerin darp ettiği dişlerini bıçakla diş etiyle birlikte kesip atmalarından sonra takma diş tutmadığı için inpilat (demir vida) tedavisi gördü. 2007’de Adana’da hastanede bir doktorun siyasi tutsak olmasından ötürü dişetinde bulunan vidanın birini içten kırmasıyla çenesindeki rahatsızlık bir türlü sağlığına kavuşamayan Özdemir’in yıllarca dişlerindeki iltihaplanma sürdü. Uzun süre çene tedavisi gördü. İnpilatın birinin kırılmasından kaynaklı sürekli yara olduğu için kanser riski bulunan Özdemir, iki yıl boyunca ekmek içi, bisküviyi süt ve çayın içinde ezerek tüketmek zorunda kaldı. Ancak bu da midesindeki iltihaplanma rahatsızlığını tetikledi. Bunun yarattığı etkiyle midesinde yaralar oluştu.
MİDE İLTİHABI, KALP, PROSTAT, BÖBREK TAŞI...
Kronik mide iltihaplanması bulunan Özdemir’in, doktorların muayene sonrasındaki raporlarında da “cezaevi koşullarında kalmasının sağlığına kavuşmasında engel” olduğu belirtiliyor. Cezaevi koşullarında kalması halinde Özdemir’in sağlığının hiçbir zaman yerinde olmayacağı anlamına geliyor. Böbreğinde taş da bulunan Özdemir’in midedeki yaralarının sürekli iltihaplanmalar yaşanmasından ötürü de iyileşmesini engelliyor.
Kalp kapakçığında da gevşeme ve kalp damarında tıkanma olan Özdemir, cezaevinde iki kez de kalp krizi geçirdi. Yıllardır kalp tedavisi gören Özdemir’in bu rahatsızlığı da halen sürüyor. Özdemir’in hastalıkları bunlarla da sınırlı değil. Yaklaşık 5 yıldır da prostat kanseri tedavisi gören Özdemir, bu hastalığı iyileştirilmekten çok sadece ilerlememesine yönelik bir “tedavi” uygulamasına tabi tutuluyor.
BEL KAYMASINA KAS GEVŞETİCİ TEDAVİSİ!
Ayrıca bel kayması rahatsızlığı da olan Özdemir’in, cezaevine girdiğinden bu yana bu rahatsızlığı bulunuyor. Gözaltında tutulduğu koşullar ve işkence nedeniyle bel kayması rahatsızlığıyla yüz yüze kalan Özdemir’in beli kaydığı zamanlar günlerce yataktan kımıldayamaz halde kalıyor. Bel kayması yaşandığında hastaneye götürülen Özdemir’e sadece “kas gevşetici” iğne vuruluyor! Özdemir’in ailesi ise bunun fayda etmediğini sabah akşam vurulan iğnelerin hiçbir yararının olmadığına dikkat çekiyor.
Özdemir ailesinin verdiği bilgilere göre de bel kayması yaşadığı zamanlarda Abdulaziz Özdemir’in koğuşunda bulunan arkadaşları tarafından ayak ve kollarından çekmek suretiyle kayan belin yerine oturtulmasının sağlanmaya çalışılıyor. Bunlar olmayınca da bir ay boyunca yatakta kalabiliyor. Bu durumda da kendi ihtiyaçlarını gideremiyor ve yardımla gündelik ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalıyor.
3 AY ÖNCE GELDİKLERİ NEVŞEHİR CEZAEVİ’NDEKİ BASKILAR SÜRÜYOR
Gözlerinde de rahatsızlıklar bulunan Özdemir’in tutulduğu Nevşehir Cezaevi’nde birinci müdürün 3 ay önce “Buranın Allahı benim, ben ne dersem onu uygulamak zorundasınız” yaklaşımının aradan geçen zamana rağmen şiddetinden bir şey kaybetmeksizin sürdüğü bildirildi. Cezaevi birinci müdürünün toplam 6 kişi olduğu öğrenilen PKK’li tutsaklara yönelik bu uygulamalarla hakaret ve işkencelerde bulunduğunu belirten Özdemir ailesi, Adalet Bakanlığı’na 2012’de birkaç kez Özdemir’in Ankara’daki cezaevlerinden birine sevkini talep ettiklerini söyledi. Özdemir ile Ankara’da olması durumunda daha iyi ilgileneceğini kaydeden Özdemir ailesi, bakanlığın dilekçelere “ilgileneceğiz” yanıtı vermesine rağmen Özdemir, Nevşehir’deki cezaevine sevk edilmenin ötesinde sağlığındaki ciddi sıkıntılara rağmen cezaevi idaresince de hakaret ve sınırlı tedavi gibi uygulamalar nedeniyle daha fazla risk altında bulunuyor.
İKİ OĞLU CEZAEVİNDE
Abdulaziz Özdemir’in 7 çocuğundan İdris ve Mahmut Özdemir adındaki iki oğlu da cezaevinde bulunuyor. 3 ay önce Nevşehir Cezaevi’ne getirilmeden tutulduğu Silifke Cezaevi’nde iki oğluyla birlikte olan Özdemir, sevkler yüzünden kendisi ve iki oğlu ayrı ayrı cezaevlerinde bulunuyor. Antep H Tipi Cezaevi'nde tutulan 24 yaşındaki İdris Özdemir, Mersin’de “eylemlere katıldığı” iddiasıyla 3 yıl önce tutuklanıp “örgüt üyesi olmak ve propaganda yapmak” suçlamalarıyla Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hakkında hiçbir delil olmadığı belirtilen İdris Özdemir için mahkemenin “Bizim kanaatimizce suç işlemiştir” denilerek yapılan yargılama sonucunda cezaya çarptırılması ailesi tarafından da babalarının cezaevinde oluşundan kaynaklı olduğuna dikkat çekiliyor.
‘SUÇUN YOK’ DİYEN MAHKEME SERBEST BIRAKMIYOR!
25 yaşındaki Mahmut Özdemir ise 24 Aralık 2011’de iş çıkışında evine giderken polislerce gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Kardeşi gibi “sokak gösterilerine katıldığı” gerekçesiyle tutuklanan Mahmut Özdemir askerde olduğu dönemde “baban terörist, cezaevinde” denilerek işkence yapılmasından ötürü de epilepsi hastası. Kendisiyle birlikte gözaltına alınanların “tanımıyoruz” şeklindeki ifadelerine ve yargılandığı Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi Özdemir’in kardeşi için söylediği sözlerin aksine “Senin bir şeyin yok suç anlamında. Dosyadaki eksiklikler tamamlanınca seni bırakalım” diyerek tutukluluk halinin devamına karar vermelerinden ötürü halen Hatay E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. İşverenin tanıklığına rağmen Mahmut Özdemir, babasının cezaevinden yolladığı mektuplar, şiirler tutuklanmasına tek gerekçe olarak gösteriliyor. Epilepsi hastası Mahmut Özdemir’in kapalı mekan fobisi olması da hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmazken, geçtiğimiz ay geçirdiği bir nöbet nedeniyle merdivenden düşmesi sonucu kolunun kırıldığı öğrenildi.