SDP’li kadınlardan yürüyüş
SDP’li kadınlardan yürüyüş
SDP’li kadınlardan yürüyüş
SDP’li kadınlar, "Susma, korkma, itaat etme, kurtuluşumuz direnişte" sloganıyla Taksim Tünel’den Galatasaray Meydanı’na yürüdü. “Vardık, varız, var olacağız” diye haykıran kadınlar, “Erkek ve devlet şiddetine, tecavüze ve tacize karşı elimiz kolumuz her yerden bağlanıyorsa cevap vermek meşrudur. Öz savunma ve meşru müdafaa gücümüzü kullanmak hakkımızdır. Direnmek haktır, kurtuluşumuz direniştedir” dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma günü günü etkinlikleri kapsamında Beyoğlu Tünel’de toplanan SDP’li kadınlar, "Susma, korkma, itaat etme, kurtuluşumuz direnişte" sloganıyla Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Erkek şiddetine ve sistemine karşı verdikleri mücadele sonucunda hayatını kaybeden Axîn Mirkan, Nevin Yıldırım, Kader Ortakaya, Gülay Armağan, Aynur Serbudak’ın dev posterlerini ile mor renkli flamanlar taşıyan kadınlar, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz, kurtuluş direnişte” pankartını açtı. LGBTİ bireylerinin destek için hazır bulunduğu yürüyüşte hep bir ağızdan, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Erkek vuruyor devlet onu koruyor”, “Jin jîyan azadî” ,“Erkek değil gerçek adalet”, “Kadınlar sokağa hesap sormaya”, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir”, “Kader Ortakaya ölümsüzdür”, “Bijî berxwedana YPJ” sloganları atıldı.
KADINLARA SAVAŞ AÇILDI
Polis ablukası altındaki Galatasaray Meydanı’na gelen SDP’li kadınlar adına açıklamayı Şafak Aktaş okudu. “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma günü yaklaşırken, bir kez daha şiddetle kuşatılmış hayatlarımızı değiştirmeye, dönüştürmeye dair örgütlü mücadelemizi sürdürme iradesindeyiz” diyen Aktaş, kadınlara karşı savaş açıldığı Türkiye’de 2014 yılının ilk 10 ayında en az 207 kadının erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çekti.
Evde, işte, sokakta kadınların eril iktidarının kuşatması altında yaşamaya mahkum edildiğini vurgulayan Aktaş, kapitalizmin ve patriarkanın sürdürücü AKP iktidarı eliyle çıkartılan torba yasalarla, kadınların daha fazla eve “ anneliğe” zorlanırken, piyasada esnek, güvencesiz ve sömürünün yoğun olduğu alanlara itildiklerini belirti.
KURTULUŞUMUZ DİRENİŞTE
Aktaş, tecavüzün erkek egemen sistemin yarattığı bir cezalandırma mekanizması olduğunu, erkeklik ile tecavüzün nasıl da iç içe geçtiğini görmezden gelinirken, tecavüzün sadece bir sapıklık hali gibi lanse edilmeye çalışıldığına işaret etti. “Bu hayata varız. Evde, okulda, fabrikada, tarlada, üretiyoruz” diye hatırlatan Aktaş, “Bizim de sözümüz var. Erkek, devlet şiddeti hayatımızı sarmalarken bu şiddet karşısında sessizce ölümü beklememiz isteniyor. Kendimizi savunma hakkımız devletin yasalarıyla elimizden alınmak isteniyor. Tecavüz eden öldüren erkeklere karşı tahrik indirimi uygulayarak kadınların katledilmesine yol açan yasalar bizi savunmasız bırakıyor. Nevin tecavüzcüsünü öldürdüğü için hakkında müebbet hapis isteniyor” diye konuştu.
Bütün bu şiddet kuşatması içinde Kobanê’de kadın ve insan düşmanı DAİŞ çetelerine karşı kadınların verdiği mücadelenin kendilerine güç kattığını vurgulayan Aktaş, kadının verdiği mücadelenin direnişin meşruluğunu bir kez daha ispatladığını altını çizdi. Axîn Mirkan, Kader Ortakaya’ların yarattığı kadın direniş ruhunun yenilmeyeceğini altını çizen Aktaş, “Kendimizi savunmak sorgusuz sualsizce ölümü beklememek meşrudur, tecavüze tacize karşı elimiz kolumuz her yerden bağlanıyorsa cevap vermek meşrudur. Öz savunma ve meşru müdafaa gücümüzü kullanmak hakkımızdır. Direnmek haktır. Kurtuluşumuz direniştedir” dedi.