GÖRÜNTÜLÜ

'Şengal halkı öz savunmasını sağlayıncaya kadar gerilla olacak'

HPG Şengal Saha Komutanı Egit Kelar, Şengal'de halk özsavunmasını sağlayana kadar gerillanın bölgedeki varlığını sürdüreceğini söyledi.

HPG Şengal Saha Komutanı Egit Kelar, "Şengal halkı ihtiyaç duyuncaya kadar gerillanın varlığı devam edecek" dedi. Güçlerini önümüzdeki hamleler için eğittiklerini aktaran Kelar, Şengal’deki askeri güçlerin ulusal birlik için iyi bir temel oluşturabileceğine dikkat çekerken, KDP’nin dışa bağımlı siyasi hasaplar yapmasını eleştirdi.

HPG Şengal Saha Komutanı Egit Kelar ile Şengal’in son durumunu konuştuk...

'ŞENGAL İÇİN HALEN TEHLİKE VAR'

Şengal'in özgürleşmesinin üzerinden iki ayı aşkın bir süre geçti. Askeri ve toplumsal anlamda Şengal’in durumu nedir? Kış koşulları da dikkate alındığında nelere ihtiyacı var?

HPG olarak katliamın başından itibaren Şengal’e müdahale ettiğimiz biliniyor. İlk müdahaleden sonra da Şengal’in işgal edilmiş olan birkaç mahallesine girerek buraları çetelerin işgalinden kurtararak toplam 15 ay boyunca da şehir içinde ve şehir dışında çetelere karşı çok şiddetli bir şekilde mücadele ettik. Daha sonra bazı güçler Şengal direniş güçlerine müdahil oldu. 

Hem HPG olarak YBŞ ile birlikte 15 aylık mücadelemiz,  hem de YBŞ ile birlikte hareket eden diğer güçler ile peşmergenin de Şengal’in özgürleşmesi hamlesinde önemli rolleri oldu. Şengal’i çetelerden temizledikten sonra çetelerin geride bıraktığı çok sayıda mayın, patlayıcı tuzak temizlendi, tünel vb. şeyleri de kontrol ettik. Çetelerin olabileceği riskli yerler deşifre edildi, ortaya çıkarıldı. Tüm bu çalışmalar Şengal’i özgürleştirmemin ilk hamlesiydi.

Hamlenin ikinci aşamasında ise, mevzilendirmeler yapıldı. Şengal içerisinde ve çevresinde güçlü bir mevzilendirme ihtiyacı vardı. Şehir olarak aldığımız tedbirler ve yaptığımız mevzilendirme ile garantiye almış olduk. Şehir içinde HPG ve YBŞ güvenliği alıyor, bir kısım da peşmerge vardır.

Peşmerge güçleri Ezidi halkından bir savunma hattını daha oluşturmuş. Dağdan Kızılkent'ten başlayarak, Solak'a kadar geniş bir hat oluşturulmuş. Orada peşmergeler savunma yapıyor.  Şengal'in savunma durumu böyledir. Şengal çetelerden temizlendi ancak hizmet çalışmalarının yapılması gerekir. 

HPG ve YBŞ’nin 15 aylık direnişi ve özgürleştirme hamlesini başlattıktan sonra KDP biraz da medya üzerinden sanal zafer yapmış gibi bir hava yansıtarak sanki 'Şengal özgürleşti ve her şey bitti' gibi durum algısı yaratılmış oldu. Gördüklerimiz bunu doğrulamıyor, Şengal üzerinde halen bir tehkile vardır. 

Şengal şehir merkezi çetelerden temizlenerek güvenliği alınmış durumda. Ancak bunu etrafı için söylemek mümkün değildir. Şengal’ın özgürleştirme garantisi ve halkın dönebilmesinin koşulları henüz oluşmadı. Bunun için Baaç, Til Kasap, Telefar gibi yerlerin de çetelerin elinden alınması gerekir. Eğer buralar da alınırsa Şengal garanti altına alınmış oluruyor. İkinci bir savunma hattı oluşuyor.

Şimdi DAIŞ çetelerinin şu an bulunduğu köylerden atılan havanlar Şengal’in etrafandaki mevzilerimize ulaşabiliyor. Halkın tam olarak yerlerine dönmenin koşulları henüz oluşmadı.  Çetelerin bulunduğu yerleri temizleme programımız vardır. 

‘GÜÇLERİMİZİ EĞİTEREK YENİLİYORUZ'

Belirttiğiniz yöredeki 15 köye yakın yerleri çetelerden temizlemenin önünde hangi engeller var?

Çok ciddi bir engel, sorun yoktur. Güçlerimiz bir buçuk yıla yakın bir süredir sürekli hareket halindedir. Bu gücü bir eğitim sürecine tabi tutma ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaçtan kaynaklı güçlerimizi bir eğitim sürecine aldık. Genel bir yenileme ve önümüzdeki sürece yönelik hazırlıktır. Çünkü Şengal bizim için bir sınav oldu ki, hamle yaptığımız yerlerin tümünü almak için iyi bir tecrübe oldu. Şengal’de bir yıldan fazla bir zaman sürecinde bir direniş süreci gelişti. Bunu başka yerlerde de tekrarlamak istemiyoruz. Sanırım peşmergeler de bir eğitim süreciNnin içinden geçiyor.

Şimdi güçlerimizi Baaç, Til Kasap ve Telafer gibi yerlere dağıtırsak güçlerimiz zayıflıyor. Bunun için bir eğitimin yapılmasının ihtiyacı vardı. Şimdi ağırlığımızı Telafer üzerinde yoğunlaştırıyoruz.  Burayı alarak Şengal üzerindeki tehlikeyi kaldırmak istiyoruz. Eğer Baaç alınırsa tehlike azalıyor. Güçlerimizi önümüzdeki hamleler üzerine eğitiyoruz.

Baaç’a yönelik önümüzde bir sorun yok. Ama bunu Tel Kasap ve Telefar için söylemek mümkün değil. Buralarda sorun oluşacağa benziyor. Peşmergeler bizim Tel Kasap ve Telafer hamlelerine katılmamızı istemiyor. Özellikle KDP Türk devletini memnun etmek için bizim Telafer’e girmemizi istemiyorlar.  Türkler Telafer’e gelmek istiyor, biz de gitmek istiyoruz. KDP yaklaşımı ile Türk devletinin tarafında olduğunu gösteriyor. KDP’nin bu yaklaşımlarından dolayı buraların alınması biraz gecikti. Telafer özgürleştiğinde Baac ve Til Kasap daha kolay özgürleşecek. Bunun için ağırlığımızı Telafer’e veriyoruz.  Var olan sorunlar bu yaklaşımdan ileri geliyor.

HALKIN DÖNMESİ İÇİN NE GEREKİYOR?

Halkın Şengal’e dönmesi için bazı gereksinmelere ihtiyaç olduğunu söylediniz. Askeri alanda Şengal’i özgürleştirdiniz, ama bölge ve merkezi hükümetin toplumsal alt yapı hizmetleri bakımından yapması gerekenler neler?

İki temel esas vardır. Bunlardan birisi, altyapı hizmetleridir. Sizler de Şengal şehrini gördünüz. Yaşanan çatışmalardan kaynaklı şehrin yüzde yetmiş beşi yıkılmış durumdadır. Bu tahribatlar giderilmeden halk dönemez. Başta şehirdeki altyapı ihtiyaçlarının hızlı bir şekilde giderilmesi gerekir. Bu noktada sorunlar vardır.

Yol, su elektrik gibi temel ihtiyaçların olması gerekiyor ki, insanlar dönebilrsin. Şengal’in bu ihtiyaçlarını hem bölge hem de merkezi hükümet acilen yerine getirmesi gerekiyor. Çete saldırılarından dolayı mağdur olmuş Ezidi halkına tazminat ödemesi gerekiyor,  yardımcı olmaları gerekiyor. Maddi anlamda halk desteklenmeli ki halk yerine dönebilsin.

Eskiden burada kalan halk ziraat, hayvancılık yapmış, dükkan ve iş yerleri vardı. Ama şimdi tüm bu imkânlar ortadan kalktı. Bu gerçeklikten hareket ile devlet De, bölgesel hükümet de yardım etmeli. Çünkü hem bölgesel hem de merkezi hükümet eskiden buranın güvenliğini sağlamakla mükelleftiler. Dolayısıyla yaşanan katliamdan bu iki güç de sorumludur. Yaşanan tahribatı maddi anlamda gidermek için tazminat ödemeleri gerekir, halka destek olmaları lazım.

'ASKERİ AÇIDAN KORUYABİLİRİZ'

Savunma alanında HPG olarak savunmayı gerçekleştirebiliriz. Savunma da önemli bir sorundur. Eğer savunma olmazsa altyapı hizmetlerinin bir anlamı olmaz. Altyapı çalışması da olmazsa halk da dönmez. Yani bu konular birbirine bağladır. Ama başta savunma ve güvenlik geliyor. HPG olarak bunu üstlenebiliriz. Halk dönse biz altyapı çalışmalarını yürüteceğiz diyemeyiz. O bizim işimiz değil, bölgesel ve merkezi hükümetin işidir. Hem bölgesel hem de merkezi Irak hükümetleri Şengal halkının alt yapı ihtiyaçlarını gidermek için bir bütçe ayırabilirler. Bu şekilde de çalışmalara başlayabilirler. Bu anlamda çok geç olduğu için eleştiriyoruz.  Ne bölge, nede Irak hükümeti güçlü bir hamle halka yardım etmek ve altyapı çalışmalarını başlattılar. Bu eleştirilmesi gereken bir konudur. Ama savunma alanında ne gerekiyorsa HPG olarak hazırız, ondan ötesinede güçlerimiz hem şehir içinde hem de etrafında geniş bir şekilde savunmayı gerçekleştiriyor. 

'PEŞMERGE MADEM GÜÇLÜ, NEDEN KATLİAMI ÖNLEMEDİ?'

Şengal savunmasında şimdi birçok güç yer alıyor. Bu güçler arasında bir koordine ve ortak çalışma var mı?

Şimdi Şengal’de gerillanın dışında, YBŞ, peşmerge ve uluslararası koalisyon güçleriinin hava desteği vardır. Biz ortak bir koordinasyonun oluşmasını istiyoruz. Daha önce de görüşümüz  bu yönlüydü. Çünkü Şengal tüm Kürt halkı için önemli bir yerdir. Şengal’i ulusal birlik için temel bir yer haline getirmemiz gerekiyor. Biz bir parti gücü olmak istemiyoruz. Biz bu toprağa bağlı bir güç olmak istiyoruz. İsteğimiz Şengal’in savunmasında rol almak isteyen güçlerin ortak bir plan dahilinde olmasıdır. Biz kendimize göre konuşmak istiyoruz. Peşmerge Türkleri, İran’ı ve ABD’yi hesaba katıyor, o onların bileceği bir sorun, özgür bir yaklaşımları yoktur. Sırtlarını bu güçlere dayıyorlar, bu güçler ne derse o olur.

Şengal’de yaşanan katliam, bu dışa bağımlı yaklaşımdan ileri gelmiyor mu acaba?

Bu bir geçreklik tabii. Eğer biz Şengal’i güvenli bir alan yapmayı isteyip bir koordinasyona gelmezsek, demek aynı şey devam ediyor. Şengal katliamı olduğunda neden peşmerge ve merkezi Irak hükümeti direnmedi... Bunlar direnebilir, böyle bir katliamın gelişmesini önleyebilirlerdi. Güçleri de, silahları da, tecrübeleri de vardı.

Tecrübe konusuna geldiğinde peşmergeler tecrübe sahibi olduğunu söylüyor. Ve bilmem 1950 yılından itibaren peşmergelik yaptıklarını söylüyorlar. Eğer söyledikleri gibi bir güç iseler neden DAİŞ çetelerinin Şengal’de bu kadar katliamlar yapmasına izin verdiler...

Eğer savaşabiliyorlarsa ve savaşmamışlarsa o zaman dış siyasal güçlerin etkisi vardır. Sünnilerin, Suudilerin, Türklerin etkisi olmuş olmalı ki, peşmergeler direnmeden kaçtılar. Bu da büyük bir katliama sebep oldu. Şimdi toplumun psikolojik anlamda durumu çok rahat değildir. Halk Şengal dışında herhangi büyük bir başarıyı görmediği için fazla güvenemiyor. Halk başka yerlerin de alınmasını bekliyor.

Bizden yana bir sorun yok. Biz Til Kesap ve Telafer yönüne gitmek istiyoruz. Özellikle de Telafer’e gitmek istiyoruz. Ama peşmerge buna hazır değildir.

‘ŞENGAL’DE ALT YAPIDA ULUSAL BİRLİK ADIMLARI VAR’!

Şengal ve diğer yerlerde HPG, peşmerge ve YBŞ iç içedir. Çok da ciddi bir sorun görünmüyor, bu noktada KDP’nin merkezi siyasi kararları ile peşmergenin duruşu birbirini tutmuyor.

Cephede olan HPG, YBŞ ve peşmergenin herhangi siyasi bir sorunu var ?

Fermanın başından itibaren güçlerimiz burada bulunuyor. Peşmergeleri birçok yerde destekledik. Mesala koridor açma, peşmergeyi geçirme, yine peşmergeyi yanımıza getirme gibi konularda desteğimiz oldu. Alt kademede de Şengal özgürleştirme hamlesi başladığında hiçbir sorun yoktu.

Bizim Şengal’i özgürleştirme hamlesindeki rolumuzu ve öncülüğümüzü kimse inkâr edemez. Şengal içindeki birçok stratejik yer halen elimizde bulunuyor. Gücümüz önde olmasaydı o yerleri alamazlardı. Alt kademede gerilla ve peşmerge arasında bir sorun yoktur. Yukarıda kimi siyasi sorunlar var. Bu sorunlar siyasi alanda çözülmesi gerekiyor. Etkileri var ama gerilla ve peşmerge arasında daralma ve farklı şeylerin gelişmesine neden olmamış. Şimdi Şengal’de altyapıda gelişen ulusal birlik yönünde bir adımı görmek mümkündür.

Diyoruz ki, siyasiler de askeri güçlerimizi kendilerine örnek almaları gerekiyor. Dış güçlerin etkisi altında gelişen siyasi sorunları ki, Güney Kürdistan’da öndedir, sonuçlanması gerekiyor. Alttan üste kadar biz de, HPG’de herhangi bir sorun yoktur. Biz tüm Kürdistan savunması için ortak güç oluşturmak istiyoruz. Bunun devam etmesi ve ulusal bir konferansa dönüşmesi gerekir. Bu şekilde tüm Kürdistan’ı koruyalım.

BARZANİ'YE ELEŞTİRİ

Peşmerge aynı duyarlılık ile yaklaşmıyor. Peşmergenin kaçarak çetelerin eline teslim ettiği Şengal halkının katliamdan kurtulması dahil, HPG Şengal’de 15 ay boyunca büyük bir direniş sergiledi. Yüzlerce şehit verdik ve Şengal’in özgürleşmesinde büyük bir rola sahipti. Mesut BarzAni yaptığı basın açıklamasında hiç bizden bahsetmedi. Bunu bir parti meselesi değil de, ulusal bir sorun olarak değerlendirebilirdi. Böyle olmuş olsaydı DAİŞ çetelerinin elindeki tüm yerlerin özgürleşmesi için bir temel oluşturabilirdi. Maalesef bunu görmedik. O açıklama yapıldığı zaman da herkesin eleştirilerine sebep oldu. Biz de eleştirdik. O zaman da söyledik, demek Mesut Barzani’ye doğru bilgi vermemişlerdir. Hatta diğer güçlerden üç buçuk saat önce Şengal’a girdik. İnkar edilmemesi gerekirdi. Kendisini Kürt sayan birinin ulusal birliği esas alması gerekiyor. HPG’nin Şengal’daki inkarı düşmanların etkisini gösteriyor. Bu şekilde yanlış politika yapanların siyasetlerini düzeltmesi ve Kürt halkının hizmetine sokmaları gerekiyor. Kendi aile ve partinin çıkarlarını Kürtlerin çıkarlarını üstünde görmek doğru değil, bunu eleştiriyoruz.

‘NEDERE GERİLLAYA İHTİYAÇ VARSA ORAYA GİDEBİLİRİZ’!

Şengal, Maxmur’a çeteler girdiğinde Güney hükümetinin PKK’ye, 'gerilla silah ve teçhizatları ile Kerkük, Şengal ve Maxmur'a Güney şehirleri içinden gitsin ki, halk, peşmerge cesaret alsın' çağrısı olmuştu. Şimdi söylediğiniz şeyler bu çağrının inkarı anlamına gelmiyor mu?

Doğru, o süreçte öyle bir çağrı üzerine gerilla Kerkük'e, Maxmur ve Şengal’a silah ve üniformaları ile gündüz gözü ile Güney şehirleri içinden geçerken halk büyük bir ilgi de göstermişti. Kerkük’ün, Maxmur ve Hewler'in korumasında gerillanın büyük bir rolü vardır. Bunun sonucu olarak da Mesut Barzani Maxmur’a giderek gerillayı kutlamıştı. Bu yaklaşımın Şengal için de devam etmesi gerekiyordu. Biz gizli Şengal’a gelmedik. Buralara gelmemiz için halkımız ve peşmergenin istemi oldu.

Şengal’in ne zamana kadar gerillaya ihtiyacı olacak, varlığınız burada neyin garantisidir?

Bu gerilla Şengal halkını büyük bir katliamdan kurtardı. Ama hünüz Şengal halkının yaşamı tam garanti altına alınmamış. Sizler de gördünüz, Şengal halkı halen dağda ve çadırlarda yaşıyor. Gerillanın varlığı Ezidi halkının isteğine ve ihtiyaçlarına bağlıdır.  Eğer gerilla burada olmazsa ve tekrar Ezidi halkı üzerinde bir katliam gelişirse ahlaki ve vicdani olarak kabul edilmez.

Ezidi halkı ne zaman ‘elinize sağlık heval, bizim gücümüz oluştu; varlığımız garanti altındadır' derse o zaman Kürdistan'da nerede ihtiyaç varsa oraya gidebiliriz. Bizim için yer değil, Kürt halkının  özgürlük sorunu esastır. 

...