‘Sêvê Demir’ tek başına Kadın Hareketi idi’
Silopi’de katledilen DBP PM Üyesi Sêvê Demir ile siyasal parti çalışmalarında yer alan arkadaşı anlattı.
Silopi’de katledilen DBP PM Üyesi Sêvê Demir ile siyasal parti çalışmalarında yer alan arkadaşı anlattı.
1998 yılında Manisa’nın Salihli İlçesinde genç yaşta politik mücadelenin öncülüğünü yapan Sêvê Demir ile birlikte 7 yıl aralıksız çalışan Gülistan Erdinç, “Sêvê daha 18 yaşında iken, halka öncülük edebilme potansiyeline sahipti” dedi.
Kürt Özgürlük Mücadelesine gönül veren Kürdistanlı yurtsever bir ailede büyüyen ve 18 yaşından bu yana yaşamı direnişle örülen DBP PM Üyesi Sêvê Demir, 2 kadın arkadaşı ile birlikte Silopi’de devlet güçleri tarafından katledilmişti. Türkiye metropolleri ve Kürdistan kentlerinde siyasal parti çalışmaları sürdürdüğü sırada Sêvê Demir ile tanıştığı kişiler üzerinde iz bırakmıştı. KCK adı altında tutuklanan ve 5 yıl zindanda rehin tutulan Demir, son olarak parti çalışması için görevlendirildiği Botan’da 2 kadın arkadaşı ile hunharca katledilmişti. ‘Bir gün bu mücadele içerisinde öldürülürsem beni Faraşın Yaylasına teslim edin’ vasiyetine dahi izin verilmezken, Sêvê Demir’in katledildiği haberi milyonlarca kişi üzerinde etki bıraktı.
‘GENÇ YAŞTA YÖNETİCİ OLDU’
Manisa’da siyasal parti çalışmalara daha 18 yaşında iken aktif rol alan Sêvê Demir ile birlikte kalan Giresira Belde Belediye Eşbaşkanı Gülistan Erdinç, Sêvê Demir’in tek başına bir kadın hareketi olduğunu kaydederek, “Sêvê arkadaşımızı Manisa’da 1998 yılında tanıdım. Kendisi Salihli parti yönetiminde yer alıyordu. O dönemde 18 yaşına girdiği gibi yönetimde yerini aldı. Çok cesaretli ve inançlı birisi olduğunu daha o genç yaşta hepimize örnek olmayı başarabilmişti. Açık söylemek gerekirse Sêvê arkadaşımızı sözle anlatılmaz bir kişiliğe sahip olduğu için ancak onunla yaşayıp tanıyabilirsin. Abartısız söylüyorum kendisi tek başına bir Kadın Hareketi idi. Kendi yaşından çok olgun bir karaktere sahipti onun için muazzam bir cevher sahibi idi. Kadın ve erkek hiç fark etmiyor eleştiri ya da özeleştiri vermekten asla imtina etmeyen bir şahsiyetti” dedi.
‘SEVÊ BİR HALK ÖNCÜSÜYDÜ’
Sêvê Demir’in siyasal parti çalışması ve cezaevindeki duruş ve kararlılığına işaret eden Erdinç, söz ve pratiği bir olan bir devrimci ile birlikte çalışmanın gururunu yaşadığını belirterek, “Manisa’da onunla 7 yıl boyunca birlikte çalışma yürüttük. O sırada paylaşımlarımız çok oldu. Onunla bir anımı anlatmak istiyorum; 8 Mart günü kadınlar olarak biz Gemlik’e gidecektik. Kendisi de Salihli İlçesinden gelen kadın arkadaşlara öncülük yapıyordu. O sırada polisler tarafından engellendiklerini duyduk. Sêvê arkadaşımız beni aradı ve ‘Bırakmıyorlar gelmemize izin vermiyorlar ama biz geleceğiz’ dedi. Daha sonra haber aldık ki Sêvê arkadaşımızın öncülüğünde İzmir Karayolunu trafiğe kapatmışlar polisler çareyi geri çekilmekte bulmuş ve böylece Salihli’ye ulaştır. Sêvê arkadaşımızın o eylemi üzerimde büyük bir etki yaratmıştı. O gün artık hepimiz net bir şekilde anladık ki Sêvê arkadaşımız bir öncüydü. Artık bu halka öncülük yapacağına herkes inanmıştı. Daha sonra Kürt siyasal mücadelesinin aktif bir neferi olma kararını verdikten sonra da asla geri adım atmadı. Daha sonra biz de aile olarak Kürdistan’a geri dönüş yaptık ve Kürdistan’da da artık Sêvê arkadaşımızla birlikte çalıştık.”
‘COŞKU İLE BOTAN’A GİTTİ’
Botan’a geçmek için Sêvê Demir’in sabırsızlandığını ve son görüşmesinde tanıklık ettiğini de dile getiren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sêvê arkadaşımız KCK adı altında Kürt siyasetçilere yönelik başlatılan siyasi soykırım operasyonun ilkinde yüzlerce arkadaşı ile cezaevine konulmuştu. Orada da Kürt halkının yüz yıllarca unutamayacağı direnişin öncüsü olarak bedenini ölüm orucuna yatırmıştı. Daha sonra onurlu bir şekilde tekrardan halkının özgürlük davasında dışarıdaki çalışmalarına tekrar geri döndü. Son olarak KJA kongresinde biz Manisa’da bir arada çalışanlar bir araya geldik. O sırada eski anılarımızı birlikte yad ettik. Ancak kongrede çok stresli olduğunu bizimle paylaşmıştı. ‘bu toplantı bir an önce bitse bizler Botan’a gitmeliyiz’ demişti. Biz ayrıldığımızda kendisine dedim ki; ‘zaten coşkulusun, zındana girdin coşkun daha da çoğalmış birde Botan’a gidersen sendeki coşkuyu merak ediyorum’ dedim. Ancak daha sonra Sêvê arkadaşımızı bir daha göremedim” diye konuştu.
Sêvê Demir ve arkadaşlarının katledilmesi Paris katliamı kadar üzerinde etki bıraktığını da söyleyen Erdinç, “Sêvê arkadaşımızın yaralandığını Manisa’da çalışan bir arkadaşımızdan duydum. Daha sonra ailesine haber verildi. Bende o sırada donup kalmıştım. Ben de Paris şehitleri için JİNHA’ya röportaj veriyordum. Ancak Sêvê arkadaşın şehit düştüğünden çok korkuyordum. Ancak daha sonra duydum ki aynı Paris katliamı gibi 3 kadın arkadaşımız katledilmişti. Sêvê arkadaşımız şehadete laik bir geçmişi vardı. Tüm şehadetler hepimizin yüreğini yakıyor ama Sêvê arkadaşın ve birlikte şehit düşen arkadaşların şehadeti Paris katliamı kadar üzerimde bir etki bıraktı” dedi.