Şiddete karşı kesintisiz mücadele şart
Şiddete karşı kesintisiz mücadele şart
Şiddete karşı kesintisiz mücadele şart
25 Kasım Kadına Karşı Şiddeti Kınama ve Mücadele Günü nedeniyle Jineoloji Komitesi Üyesi Zinê Agiri, kadına yönelik şiddete karşı kesintisiz mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Agiri, Ortadoğu’da kadınların hedef alınmasındaki amacın özgürlük filizinin boy verdiği topraklarda direniyor olmalarından kaynaklandığını söyledi.
1930-1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nin diktatörü General Leonidas Trujillo, 30 yıllık iktidar döneminde onlarca insanı katletmiş ve vahşet uygulamıştı. Mirabel kız kardeşler ise bu vahşete dur demek gerektiğini düşündükleri için örgütlenmiş ve bu vahşeti dünyaya yansıtabilmek için onların canlarına mal olsa dahi, erkek ve iktidar vahşetinin ve aynı zamanda erkeğin çaresizliğin somut ifadesi oldu. Bu kız kardeşler bir grup iradesiz erkeğin hain pususuna sürüklenerek önce tecavüz edilip daha sonra da vahşi bir şekilde katledilmişlerdir. Bu katliam yıllar sonra Birleşmiş Milletler (BM) tarafından katledilen gün olan, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddeti Kınama ve Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir.
Bu güne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Jineoloji Komitesi Üyesi Zinê Agiri, kadına yönelik erkek terörü ve saldırıları ulusu, cinsi, hiçbir farklılığı tanımıyorsa, kadınların da birliktelik noktasında hiçbir engeli tanımamalarını gerektiğini söyledi. Agiri, öz savunma mekanizmasının önemli olduğunu, öz savunmayı sadece tekniki bir olay olarak ele almamak gerektiğini, toplumun her alanında uygulanması gerektiğini vurguladı.
25 Kasım’ın sadece bir günle sınırlı kalınmaması, her günün mücadele günü olması gerektiğini ifade eden Agiri, kadına yönelik şiddetin aslında, kadın şahsında topluma yönelik olduğunu söyledi. Bu anlamlı günün bir günde hatırlanır ve sadece o günde mücadele edilir anlayışının kırılması gerektiğini belirten Agiri, anı anına, mücadele edilmesi, bu konuda genel olarak toplumsal bir bakış açısı edinmenin önemli olduğunu belirtti.
DAİŞ ERKEKLİK SİSTEMİNİN KENDİNİ YAYMA BİÇİMİDİR
Ortadoğu’da başta Kürt kadınlarının özgürlük anlamında kendilerini bir aşamaya getirdiğini, bunun için saldırıların hedefinde olduğunu söyleyen Agiri, kadınların güçlendiğini ve her konuda kendilerini savunacak pozisyonda olduklarını ifade etti. Agiri, birebir erkeklik sisteminin kendini yayma biçimi olarak ortaya çıkan DAİŞ’in insanlık değerlerine saldırdığını, İslam maskesi altında propaganda yaptığını ve özgürlük ihtiyacı duyanlara karşı saldırılarını geliştirdiğini söyledi. Agiri, “kadınların özgürlük mücadelesinin bittiğini, tecavüze uğrayan, şiddet gören kadınları savunacak kimsenin olmadığını söylüyorlar. Ama dünya gördü ki onları savunacak birileri var. Bu noktada özelde Kürt Kadınları YPJ şahsında savaşıyor, direniyor, mücadele veriyor ve direnişlerini her yerde de gösteriyorlar. Analar, kızlar büyük bir cesaretle savaşıyorlar. Bu mücadeleye karşı temelde de Ortadoğu kadınlarına saldırıların bu kadar yoğun olmasının sebebi de budur. Rojava’da savaşan kadınların direnişinden cesaret alıp bu mücadeleye gönül verenlerde oldu” şeklinde konuştu.
KADIN ÖZGÜRLÜK İNANCININ ÖNÜNDE HİÇBİR GÜÇ DURAMAZ
Şiddete karşı sadece Kürt kadınlarının değil, dünya kadınlarının da bu saldırıları değişik yerlerde, değişik platformlarda tartışması gerektiğini, her ulustan kadınların birlik olma noktasında hiçbir engele takılmamasını ifade eden Agiri devamla şunları belirtti: “Kürt, Arap, Fransız, İngiliz kadınlarını ortaklaştıran bir kadın kimliği var. Bu kadın kimliğinde mücadele esas alınırsa, yapılan saldırılar boşa çıkacaktır. Kadın özgürlük inancı önünde hiçbir şey duramaz. Kadınlar isterlerse dünyayı değiştirebilirler. Bu sadece bir slogan değildir. Bunun bir yaşam enerjisi var. Bu yaşam enerjilerini kanalize ederlerse, aşamayacakları hiçbir sorun kalmaz. Süreklileşen ve yöntemi yaygınlaştıran, bütün kadınlara ulaşabilen bir tarzda mücadele daha doğru bir şekilde yürütülebilir. Kadınların kadın kimliği üzerinden bir araya gelmeleri önemlidir.”
AKP KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ HEDEF ALIYOR
AKP Hükümetinin kadın politikalarına da değinen Agiri, AKP zihniyetinin esasta kadın özgürlüğüne karşı olduğunu belirtti. Kendisini İslamcı ve yenilikçi Türkiye olarak ifade eden AKP Hükümetinin birçok kadın hareketini boğmaya çalıştığını, 12 yıllık iktidarları boyunca şiddetin daha fazla arttığını değerlendiren Agiri, çıkarttığı yasalarla kadını daha çok iradesizleştiren ve değersiz kılınan bir hale getirdiğini belirtti. Basının kadın katliam haberlerini verirken kadının ölümü hak etmiş gibi vermelerini de erkek zihniyetinin olduğuna vurgulayan; ama bu kadar ölümlerin olmasına rağmen hala evlilik programlarının ön plana çıkartılmalarını kapitalist modernitenin bir ürünü olduğunu söyledi. Agiri, “bu programları ön plana çıkartan zihniyetin kadına yönelik gerçekleştirilen saldırılara karşı bir duruşu yok. Tam tersine bu durumu meşrulaştırıyorlar” dedi.
Kadınlar isterlerse dünyayı değiştirecek güce sahip olduklarını, kadının kendine güvenmesi, kendisini donatması, kendisine inandığı oranda her şeyin üstesinden gelebileceğini belirten Agiri, 25 Kasım’da alışılagelen, rutinleşen değil, daha farklı bir tarzla şiddete karşı olan tüm toplumsal kesimlerin alanlarda olmaya ve mücadeleyi yükseltmesi gerektiğini vurgulayarak çağrıda bulundu.