Silahının namlusu eriyene kadar…

Emin Erkendi, Kobanê’nin ilk tabur komutanıydı. 6 panzer ve yüzlerce çete üyesine karşı silahının namlusu eriyene kadar mevzisini terk etmeyerek çatıştı.

15 Eylül 2014'te başlayan DAİŞ saldırıları ardından Kobanê'nin doğu cephesindeki savaşı koordine eden YPG komutanlarından Hasan Bayna (Mehmet Emin Erkendi), 1 Ekim 2014 tarihinde Helince köyündeki çatışmalarda şehit düştü. Kobanê’nin ilk tabur komutanı olan Erkendi, mücadelesi kadar şehadetiyle de Kobanê 'nin direniş tarihine adını yazdırdı. 

Erkendi’yi anlatan yardımcısı ve YPG komutanı Ararat Efrîn, Kobanê savunmasının temelini attığını belirterek, “Emin Erkendi tabur komutanı olmuştu. Ama henüz hiçbir askeri yoktu. Yine de itiraz etmeden zamanla o askeri gelişmeyi sağladı. Girê Spi’nin Susike köyündeki saldırıda ilk kurşunu o attı. Sonra doğu cephesinin komutanlığına getirildi” dedi. 

DURMAK BİLMEZDİ

Erkendi’nin disiplinli, planlı, durmak bilmeyen bir gerilla komutanı olmak kadar yol arkadaşlarının tüm sıkıntılarını dinleyebilen, moral verebilen bir kişi olduğunu da şu sözlerle anlattı: “Savaşçılarına cephenin en önünde yer alarak moral verirdi. Morali bozulan bir savaşçıya saatlerini ayırırdı. Bize hep, 'önce birlikte savaştığın arkadaşının acısını paylaşmayı, iç dünyasında yaşadığı sıkıntıları gidermesini bilmeliyiz' derdi. Onca çatışma, yoğun savaş temposuna rağmen durmak bilmezdi. Savaş cephesinden kent merkezine çağrıldığında itiraz etti. ‘Ben devrimciliğe adım atmışsam yorulmayı kabul etmem ihanettir’ dedi. Savaşın dışında taburda günde 4 saat eğitim veriyordu. Geri kalan zamanlarında da Önderliğin savunmalarını okuyordu. O, yeri geldiğinde bir savaşçı, yeri geldiğinde bir komutandı.”

HALKIN SEVGİSİNİ KAZANMIŞTI

Ararat Efrîn, Mehmet Emin Erkendi’nin savaş cephesinde olduğu kadar halkın da büyük sevgisini kazandığını belirterek şöyle konuştu: “Bir aileye gittiğimizde önce onları dinler, sonra onaylamadığı bir şey varsa izah ederdi. Kimse arasında ayrımcılık yapmazdı. Hatta farklı partilerde yer alan birçok ailenin çocuğunu YPG saflarına katmış, bazıları da Kobanê direnişinde şehit düşmüştür.Ancak disiplininden, özgürlük çizgisinden de ödün vermezdi. Birey olarak kendisine değil, değerlere bağlanılmasını isterdi. Onun yardımcısıydım ve duruşundan dolayı bağlılığımı hissettirmiştim. Bana, 'söylediklerimi referans aldığını hissediyorum. Bu bizim tarzımız değil, yarın bu kutsallara ters düşebilirim bu kez hayal kırıklığına uğrarsın' diyordu. Onunla aynı cephede yer alan 5 arkadaş bir araya geldiğimizde Emin komutanın ‘haydi dağılın yoksa çete olursunuz!’ diyerek bize takılmasını hatırlayarak gülüyoruz. Belki eksik yönleri de olabilir ama asla toplumun geri yönlerini kabullenmiyordu.”

ŞEHADET GÜNÜ

Sıra Erkendi’nin yaşamını yitirdiği çatışma anlarını anlatmaya geldiğinde, gözlerinde o anı tekrar yaşadığını görüyoruz Ararat Efrîn’in. DAİŞ saldırılarının 15 Eylül’de başlattığı saldırılara karşı bedenini siper eden Erkendi, silahının namlusu eriyene kadar mevzisini terk etmiyor:

”Heval Emin ile doğu cephesinde uzun süre çatışmalarda yer aldım. Çeteler Helince Köyüne saldırı hazırlığı yaptığı sırada o, biz atılım yapmalıyız dedi. Ve biz Şêran Köyündeki çete grubuna saldırdık. Çatışmadan sonra gidip 15 çetenin silah ve raxtlarını üzerinden alıp geri döndü. O yaşamın her yerinde bir fedaiydi. Düşman ağır silahlarla Helincê’ye saldırdığında hepimize şunu söyledi; ‘Onlar tanklarla geldi ama ben sağ olduğum sürece buradan geçemeyecekler!’ O kararlıkla cephenin en ön saflarında yeri aldıktan sonra köyün ön kısmında bulunan 20 evi ele geçirmişlerdi. 17 eve giren çeteleri temizledik sadece 3 ev kalmıştı. Fakat panzer takviyesi yapılınca heval Emin şehit düştü. Heval Emin’in şehadeti ile birlikte Helince Köyü de düştü ve çeteler kent merkezine sızmaya başladılar. Heval Emin şehit düşmeden bir gün, bir gece çatışma devam etti ve çeteler ilerleyemedi. Ancak onun şehadetinden 10 dakika sonra çeteler köyü ele geçirdiler.

Panzerin üzerine M-16 silahı ile saatlerce çatışan Heval Emin’in silah namlusu eriyince; artık arkadaşlarına telsizden anons ediyor ve şunu söylüyor; ‘Dünya halklarına sesleniyorum; hangi dünya devrim tarihinde bir devrimci, silah namlusu eriyene kadar direnmiştir?’ Bu sözler bir tarihtir. Yaşamında olduğu gibi şehit düşerken de hem savaşı yönlendiren, hem savaşan hem de savaştıran bir komutan olduğunu gösterdi.”

Ararat Efrîn son olarak Erkendi ailesi ve Botan’ın direnişçi geleneğine vurgu yaparak, ”Aslında Emin Erkendi kişiliği ailesini, ailesinin kişiliği Botan’ı, Botan kişiliği de Kürdistan’ı temsil ediyor.  Ne mutlu ki Emin Erkendi gibi bir evlatları var” diyerek sözlerini tamamlıyor.  

 

...