Ceza Ýnfaz Kanunu’nun deðiştirilmesine yönelik taleplerini TBMM Ýnsan Hakları Ýnceleme Komisyonu’na bildiren Sincan F Tipi Cezaevi’nde bulunan politik tutsaklar, Ceza Ýnfaz Kanunu’nun, kendi başına baðımsız bir ülkenin hukuku gibi işlediðini ifade ederek, “Ceza Ýnfaz Kanunu, tecrit-tredman eksenli ilkel bir işleyişin ilkelerini özetlemektedir” dedi.
Sincan F Tipi Cezaevi’nde bulunan tutuklu ve hükümlüler, sorunlarını ve Ceza Ýnfaz Kanunu’nun (CÝK) deðişmesine yönelik taleplerini TBMM Ýnsan Hakları Ýnceleme Komisyonu’na bildirdi.
Yıllardır F Tiplerinin merkezinde durduðu hapishane sisteminin, tecrit-tredman esaslı bir anlayışa dayandıðını, insani temel hakları, disiplin mevzuatı içinde ve tecrit yönünde öðüterek kullanılmaz kılan bir infaz anlayışı olduðunu ifade eden politik tutsaklar, ancak bunun yetkililer tarafından yok sayıldıðını ve kamuoyuna sansürlenerek, çarpıtılarak yansıtıldıðının altını çizdiler.
“Bizim, tecritin maddileşmiş biçimi olarak yaşayıp hissettiðimiz hücreler TV ve gazetelerde ‘otel konforlu odalar’ olarak yansıyor” diyen politik tutsaklar, Meclis TBMM Ýnsan Hakları Ýnceleme Komisyonu’na gönderdikleri bildirgede şunları kaydetti: “Ceza Ýnfaz Kanunu, tecrit-tredman eksenli ilkel bir işleyişin ilkelerini özetlemektedir. Yetkililerin bu gerçeði örtmek amacıyla Ceza Ýnfaz Kanunu’nda işaret ettikleri hemen hemen tüm haklar, tüm toplumsallaşma olanakları ine aynı kanun kapsamında ceza-ödül sistemi temelinde şartlı hale getirmekte ve fiilen ya hiç kullanılmamakta ya da istisnai olarak kullanabilmektedir. Bulunduðumuz Sincan 1 Nolu F Tipi hapishanesinde bulunan çoðunluðu siyasi davalardan yargılanan tutuklu ve hükümlülerin önemli bir bölümünün disiplin cezaları 1 ile 2 yıl arasında deðişmektedir. Diðer hapishanelerde de benzer bir tablo olduðunu biliyoruz. Ve bu 1-2 yıllık sürelere her geçen gün yenileri ekleniyor. Bunun anlamı yasalarda varmış gibi görünen açık-kapalı görüş, telefon, mektup, spor, kütüphane vb bir dizi hakkın ve toplumsallaşma olanaðının fiilen askıya alınmasıdır.
Temel haklarımız ve toplumsallaşma olanakları, Ceza Ýnfaz Kanunu’na içerili tredman sistemi yoluyla göstermelik hale getirmekte; her yana çekilmeye uygun olarak kurgulanmış yasa hiçbir hukuki vasfı olmayan hapishane idarecilerinin elinde keyfiyeti yasallaştıran bir kırbaca ya da siyasi iktidarların telkinine göre siyasi muhalifleri ezmek için kullanılan bir silaha dönüşmektedir.
Sorunun bir diðer yanı ise ‘hukuk’ sisteminin ikiye bölünmesidir. Ýnfaz Kanunu yoluyla hapishanelerin adeta baðımsız bir cumhuriyet statüsüne kavuşturulmasıdır. Mesela, 1 Mayıs on yıllardır tüm dünyada meydanlarda kutlanan, geçtiðimiz yıllarda TBMM’den geçen bir yasayla da ’Emek Bayramı’ olarak resmileşen bir gün olmasına raðmen, hapishanede 1 Mayıs’ı kutlamak için söylediðimiz marş, attıðımız slogan, okuduðumuz şiir 42-e maddesi kapsamında deðerlendirilerek suç olarak görülüyor. Ýçeride ve dışarıda olmak üzere iki ayrı ‘hukuk’ işlemektedir. Anayasa’nın eşitlik ilkesi ve güvence altında ilan ettiði haklar bizzat yasalar eliyle boðulmaktadır. Ceza Ýnfaz Kanunu, kendi başına baðımsız bir ülkenin hukuku gibi işlemektedir. Bu hukuksuzluða hukuki bir süs vermek için kurulan Ýnfaz Hakimliði, uygulamaları ancak biçimsel olarak inceleyebilmekte, kararların içeriðine ve yorumuna dair hiçbir tasarrufta bulunamamaktadır.”
Mevcut hapishane sisteminin, kendi idari ve hukuki mekanizmaları içinde sorunları çözmek yerine üretmek, denetlemek yerine kollamaya dönük refleksler gösterdiði ifade edilen bildirgede, bu sorunun giderek büyüdüðü ve tutuklu ile hükümlülerin yaşamlarında ciddi sorunlara yol açtıðı dile getirildi. “Eðer bir biçimde müdahale edilip çözülmezse, Pozantı, Osmaniye, Şakran Kadın Hapishanesi örneklerinde dışa vuran bu birikimin daha genel ve yıkıcı biçimde gündeme geleceðinden şüphe duymamak gerekir” denilen bildirgede, arama uygulamalarında yaşanan sorunlara da dikkat çekildi.
Politik tutsaklar, TBMM Ýnsan Hakları Ýnceleme Komisyonu’na gönderdikleri bildirgede taleplerini şöyle dile getirdi:
“Tutuklu ve hükümlüleri, insan olarak görmeyen, temel haklarımızı şartlı hale getirerek askıya alan;
Yasaları, yasalarla boðarak hukuksuzluðu rutin haline getiren, Anayasa’nın eşitlik ilkesini yok sayan;
Sıradan, niteliksiz, atanmış bürokratlara hukuk üstü bir konum kazandıran, yasaları hapishane idarecileri ve hükümetlerin elinde siyasi muhalifleri ezmek için kullandıðı bir kırbaca indirgeyen Ceza Ýnfaz Kanunu’nun deðiştirilmesini, temel haklarımızın güvenceye alınmasını ve tecrit-tredman esaslı uygulamalara son verilmesini istiyoruz. Bunun için ilgili kurumlar nezdinde girişimlerde bulunmanızı ve takipçisi olmanızı talep ediyoruz.”
ANF NEWS AGENCY