TKP/ML davasından aðırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hasta tutsaklar Kemal Ertürk ve Mesut Deniz, cezalarının niteliði gerekçesiyle en aðır şekilde tecride maruz bırakıldıklarını söylediler. Ertürk ve Deniz, 10 metrekare hücrede 23 saat kapalı bir yaşama terk edildiklerini bildirdiler.
TKP/ML tutsakları Kemal Ertürk, Mesut Deniz ve Hasan Çoban, 1999 yılı Çankırı valisi eylemi dosyasından aðırlaştırılmış müebbet cezası almışlardı. F tipi cezaevlerinin açılmasıyla Sincan'a sevk edilen ve ilk günden bu yana Sincan 1 Nolu F Tipi'nde tutulan hasta tutsaklardan Kemal Ertürk ve Mesut Deniz yakınları aracılıðıyla saðlık durumlarına ve cezaevindeki uygulamalara ilişkin bilgi verdiler.
Adli Tıp Kurumu’nun, şizofren hastalarının tahliye edilmemeleri için "Majör depresyon" olarak rapor ettiði hastalardan biri olan Mesut Deniz, saðlık durumunda en aðır süreci 2001-2006 yılları arasında yaşadıðını, 2006'dan sonra ise adım adım iyileştiðini söyledi. Hastalıðının şu an uyuduðunu ancak her an yeni bir olay nedeniyle tetiklenip uyanabileceðini ifade eden Deniz, “O aðır tablonun yaşandıðı günlere dönme riski ile karşı karşıyayım” dedi.
Deniz, aðırlaştırılmış müebbetlik olmalarının saðlıkları üzerindeki etkilerini ise şu şekilde dile getiriyor:
“Saðlıklı bir insan için bile aralarında şizofrenin de bulunduðu aðır psikolojik sonuçlar doðuran tecrit koşulları, aðırlaştırılmış olduðum gerekçesi ile en aðır şekilde bir şizofren hastası olan bana da uygulanmaktadır."
DÝYET YEMEKLERÝ VERÝLMÝYOR
Şeker ve yüksek tansiyona baðlı saðlık sorunları olan Kemal Ertürk ise bu sorunlarının hapishane ve tecrit koşulları ile birleşmesi sonucu günlük yaşamında ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldıðını aktardı.
Adalet Bakanlıðı ve hapishane idaresi, hasta tutsaklara ilişkin "diyet yemek" verildiðini iddia etse de, Ertürk’ün anlattıkları bunun doðru olmadıðını ortaya çıkarıyor. Buna göre, Adalet Bakanlıðı’nın ‘diyet yemek’ menüsü haşlanmış patates ve pirinç lapasın ibaret. Bu ‘diyet yemekler’e karşılık, hasta tutsaklar, normal yemekler alarak, bunları yenilebilir hale getirmeye çalışıyorlar. Çoðunlukla günde üç çeşit yemek çıkan hapishanelerde, bunun bir çeşidinin tatlı olduðunu belirten Ertürk, bu durumda şeker hastalarının menüsünün otomatikmen ikiye düştüðünü ifade ediyor. Şeker hastaları için meyve getirilmesi gerektiðine dikkat çeken Ertürk, diðer iki çeşit yemeðin ise genel kitleye yönelik hazırlandıðı için çoðunlukla tuzlu olduðunu ve tansiyon hastalarının bu yemekleri yıkayarak yenilebilir hale getirmeye çalıştıklarını kaydetti.
ÝKTÝDARIN TECRÝT ANLAYIŞI NEDÝR?
Hasan Çoban ise 2005 yılında sessiz sedasız bir şekilde yürürlüðe konulan Ceza Ýnfaz Kanunu’nu (CÝK) hatırlatarak, "Kanunun 25'inci maddesi ile sahip olduðumuz tüm haklar ya kaldırıldı, ya da özel şartlara, yani ‘iyi halliðe’ baðlanıp, sınırlandırıldı” dedi. Bugün hapishanelerde yaşanan tüm saldırıların yasal zemininin bu yasa ile atıldıðına dikkat çeken Çoban, yaşardıklarını şöyle anlatıyor:
"21 Haziran 2005'te üç kişilik hücrelerde kalan aðırlaştırılmışlar, zorla tekli hücrelere konuldular. Yasa, 1 saatlik havalandırmayı eksiksiz uygulanmaya konuldu. Fakat 1 saat havalandırmaya karşı tüm hapishane kitlesi ortak fiili direnişe geçti. Ardından havalandırma süresi burada 6 saate çıktı. Ancak bu durum, deðişen güçler dengesi, siyasal ortam, içerisi ve dışarısının koşulları gibi bir dizi faktörün ne yazık ki bizlerin aleyhine olan deðişen koşulların ortak sonucu olarak aðırlaştırılmışların koşulları ile ilgili yasanın adım adım uygulamaya geçirilmesi engellenmedi. Ve 2-3 yıl önce havalandırma saati önce 4 saat olarak sabitlendi, ardından 16 Şubat’tan itibaren de 1 saate çekildi. Disiplin cezaları olan diðer tutuklu ve hükümlüler sohbete çıkarılırken Aðırlaştırılmış müebbetliklerin bu hakları da "Ýyi halli deðilsiniz" denilerek kullandırılmıyor. Böylece idare aðırlaştırılmışları, diðer tutuklu ve hükümlülerle yan yana gelmelerini engelleyerek 1 metrekarelik bir hücrede 23 saat kesintisiz tecrit etmiş oluyor.”
ANF NEWS AGENCY