Sınır köyleri: Toprağımızı terk etmektense ölürüz daha iyi

Sınır köyleri: Toprağımızı terk etmektense ölürüz daha iyi

Kobanê-Suruç sınır hattında direniş nöbetlerinin kitlesel olarak devam ettiği Mehser ve Miseynter köylüleri, Kürt siyasetçilerinin “Fay hattımızdır, kırmızıçizgimizdir” dediği hükümetin “güvenli bölge” girişimine tepki gösterdi. Köylüler, “Topraklarımızı terk etmektense ölürüz daha iyi” dedi.

Kobanê'ye yönelik DAİŞ çetecilerinin saldırılarının başladığı 15 Eylül'den sonra tampon bölge arayışını resmi ağızlardan açıkça ifade eden Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası onay alamayınca, kendi sınır hattı boyunca 10 km genişliğinde "güvenli bölge" oluşturmak için girişimlerini sürdürüyor. Genelkurmay’ın talebi Bakanlar Kurulu’nda kabul edilirse Rojava sınır hattının tamamı “1. Derece askeri yasak bölge” ilan edilerek, insansızlaştırılacak. HDP’liler başta olmak üzere Kürt siyasetçileri bu girişime tepki göstererek, “Kobanê-Suruç hattı fay hattımızdır, kırmızıçizgimizdir” şeklinde tanımladı.

‘BİZİ AYIRMASINLAR’

Sadece Kürt siyasetçiler değil, direniş nöbetlerinin tutulduğu sınırdaki köylüler de tepki gösterdi. Kobanê kuşatmasının 43'ücü gününde sınırın üst hattında direniş nöbetinin devam ettiği Mehser Köyü’nden 77 yaşındaki Yahya Dursun, köyünü bırakmaktansa ölmeyi tercih ediyor. Kobanêlilerin zor durumda olduklarını söyleyen Dursun, "Biz onlarla bir olmak istiyoruz. Bizim aramıza daha geniş bir sınır çekmek istiyorlar. Şimdi onlar ölüm tehlikesinden bize sığındılar. Yazık değil mi? Önümüz kış. Yiyecek, kalacak sıcak yuva lazım. Bizi ayırmaya çalışacaklarına onların topraklarına dönmesi için çalışsınlar" dedi. 

‘ÖLDÜRSÜNLER DAHA İYİ’

Yurdundan, evinden çıkmak istemediğini belirten Mehser Köyü’nden Beyaz Dursun, "Kobanêlilerin perişan olmasını istemiyoruz. Onlar bizim akrabalarımız. Topraklarımızı, yurdumuzu terk etmeyiz. Kobanêlilerin de yurduna dönmesini isterken, bizim boşaltmamızı beklemesinler" diye konuştu. Mehser köylüsü Emine Özdemir ise, yurtlarını bırakmak zorunda kalıp yanlarına gelen Kobanêlilere işaret ederek, şöyle devam etti: "Her gün insanlar ölüyor. Şehitler geliyor. Biz Kürtler kime ne yapmışız ki? Biz şimdi nasıl çıkalım topraklarımızdan? Hangi adalet bunu kabul eder? Her gün bizi öldürüyorlar. Hükümetin bize çare bulması, bel çıkması gerekiyor. Bize köyümüzü boşaltmayı dayatacaklarına, bizi de öldürsünler. Çünkü köyümüzü boşaltmayacağız. Zaten Kürtler yoksul, perişan. Onların çocukları bu duruma düşse ne yaparlar?"

‘BİZ TÜRKELERE İHANET ETMEDİK’

Sınır direniş nöbeti eyleminin devam ettiği bir başka köy olan Miseynter Köyü’nden 69 yaşındaki Osman Çelikaslan da, sınırın dibinde yaklaşık 100 yıldır sıkıyönetim altında olduklarını söyledi. Kobanêlilerin akrabaları olduğunu dile getiren Çelikaslan, şöyle konuştu: "Onlar zor durumda. IŞİD gelmiş, başlarını kesiyor, kadınlarına tecavüz ediyor, kızlarını pazarlarda satıyor. Gelmiş bize sığınmışlar. Hükümet, bunlara karşı yanımızda olmalı ve bize destek olmalıdır. Çanakkale'de benim dedem yatıyor. Orada Türklerle aynı cephede savaştık. Şimdi komşumuza saldırıyorlar. Kurşunları da bizim evlerimize geliyor. Devlet sesiz kalıyor. Biz onlara hiç ihanet etmedik. Ama akrabalarımızın yanına gittiğimizde işkenceden geçirildik. Biz köyümüzü terk etmeyiz. Ama elimizi bağlayıp, öldürseler diyecek bir şeyimiz kalmaz."