Sınırda nöbet tutanlara karakolda işkence
Sınırda nöbet tutanlara karakolda işkence
Sınırda nöbet tutanlara karakolda işkence
Kobanê direnişine destek olmak amacıyla Dewşen ve Bethe köylerinde nöbet tutarken, askerlerce gözaltına alınan 10 kişi, karakolda işkenceye maruz kaldığı ortaya çıktı. Ellerinin arkadan bağlandığını ve askerlerin saldırısına uğradıklarını belirten Yasin Turan, ifadelerini alan iki sivilin, "Sizi IŞİD'e vereceğiz" dediğini söyledi.
DAİŞ çetelerinin Kobanê'ye yönelik saldırılarına karşı direnen YPG/YPJ güçlerine destek olmak ve çetelerin sınırdan geçişlerini engellemek amacıyla sınır hattında bulunan Dewşen ve Bethe köylerinde direniş nöbeti tutanlardan 10'u iki gün önce askerler tarafından gözaltına alınmıştı. Arazide ağaç gölgesinde oturan Yasin Turan, Mehmet Nezir Duman, Nurullah Akdoğan, Vedat Kural, Ubeydullah Bakır, Selman Yakut, Umut Akdoğan, L.Y. ve T.B. ile ismi öğrenilemeyen bir kişi, yanlarına gelen askeri araçtan inen askerler tarafından hiç bir gerekçe gösterilmeden gözaltına alındı. Araca alındıktan sonra Mertismail Karakolu'na götürülen 10 kişi burada sistematik işkence gördü, ardından buradan alınıp Mürşitpınar Sınır Karakolu'na götürüldü. Mürşitpınar Karakolu'nda da işkence ve hakaretlere maruz kaldı. Gözaltına alınanlardan 4'ü Birecik Jandarma Karakolu'na, 6'sı ise Suruç İlçe Jandarma Karakolu'nda nezarete alındı. "Örgüt propagandası yapmak ve yol kesmek" iddiası ile gözaltına alınan 10 kişi, 30 saatin ardından Suruç Adliyesi'nde çıkarıldıkları mahkemede denetimli serbestlik ile serbest bırakıldı.
Gözaltına alınanlardan Yasin Turan, arkadaşları ile birlikte ağaç gölgesinde oturdukları sırada karşıdan askeri aracın geldiğini gördüklerini, ancak hiç bir şekilde kaçmadıklarını, araçlardan inen askerlerin kendilerini zorla araçlara koyduklarını söyledi. Mertismail Karakolu'na götürülürken yolda askerlerin dipçikli saldırısına maruz kaldığını, askerlerin sürekli hakaret ettiğini söyleyen Turan, Mertismail Karakolu'na gittiklerinde burada ellerini bağlayarak diz üstünde çökerttiklerini ve yüzlerinin duvara doğru dönük olduğunu belirtti. 2 saat süresince bu şekilde kaldıklarını, sürekli tekme, tokatlı saldırıya uğradıklarını dile getiren Turan, buradaki işkencenin ardından ayaklarının uyuşmasından dolayı ayağa kalkamadıklarını, kendilerini sürükleyerek araçlara bindirdiklerini ve Mürşitpınar Sınır Karakolu'na götürüldüklerini belirtti. Turan, "Sınır karakolunda bize sürekli işkence yapıldı. Sivil olan iki kişi tarafından ifademiz alındı. Bu iki kişi sürekli bize hakaretlerde bulundu. 'Sizi IŞİD'e vereceğiz' deyip ırkçı hakaretler ettiler" diye konuştu.
'EVET DAİŞ'E YARDIM EDİYORUZ'
Gözaltına alınan Selman Yakut ise, Suruç'a tamamen insani yardım amaçlı geldiğini belirterek, Türk askerlerinin IŞİD'e desteğini gördüklerini ve bunu hazmetmeyen askerlerin kendilerini gözaltına alındığına vurgu yaptı. Götürüldükleri Mürşitpınar Sınır Karakolu'nda iki sivilin ifadelerini alırken şiddet uyguladığını sürekli hakaret ettiğini söyleyen Yakut, "Bana 'Kobane düşecek mi?' diye sordular. Ben de 'düşmez' cevabı verdiğim için daha çok dövmeye başladılar. Burada farklı sorular sorarak tahrik etmeye çalıştılar. Bana 'Neden burada duruyorsunuz' diye sordular. Ben de onlara 'Siz IŞİD'e yardım ediyorsunuz' deyince 'Evet yardım ediyoruz var mı bir diyeceğiniz' diyerek daha çok dövmeye başladılar. Bizi daha tahrik edip 'Sizi IŞİD'e vereceğiz' dediler" ifadelerini kullandı.
DAİŞ USULU İŞKENCE!
Gözaltına alınanlardan Nurullah Akdoğan adlı kişi de, insanlık dışı muamelelere maruz kaldıklarını söyledi. Akdoğan, gözaltına alınırken askerlerin özellikle sözlü tacizde bulunduklarını ve götürüldükleri Mertismail Karakolu'nda tıpkı DAİŞ'in yaptığı gibi ellerinin arkadan bağlandığını, diz çökertilerek duvara doğru döndürüldüklerini ve silah dipçikleri, tekme tokatlar ile işkence gördüklerini anlattı. Ardından götürüldükleri Mürşitpınar Karakolu'nda yine duvara doğru yüzleri dönük bir şekilde bekletildikleri ve kıpırdamaları durumunda tekmelendiklerini kaydeden Akdoğan, sivil iki kişi tarafından sorguya alındığını ve kendisini DAİŞ'e vereceklerini söylediklerini ifade etti. Akdoğan, daha sonra avukatlar eşliğinde tekrar ifadelerinin alındığını ve nezarete götürüldüklerinin ertesi günü çıkarıldıkları mahkemede denetimli serbestlik ile bırakıldıklarını söyledi.
Umut Aydoğdu ise, Mürşitpınar Karakolu'nda askeri bir komutanın, "Türk ordusunun ve Türk askerinin merhameti mi sizi bu kadar kudurttu" dediğini söyleyerek, "Size her şeyi yapacağız. IŞİD'e vereceğiz" diyerek ırkçı hakaretlerde bulunduklarını dile getirdi. Aydoğdu, daha sonra kendisini karakolun üst katında bir odaya götürdüklerini ve sivil iki kişinin içeri girerek aniden kendisini dövdüğünü söyledi. Aydoğdu, "Bana HPG Komutanı Murat Karayılan'ın 'Çözüm süreci bitmiştir' açıklamasının neden olduğunu sordular. Günlük ne kadar para aldığımı, yemeği kimin verdiğini, kalacak yeri kimin temin ettiğini sordular. 'Bilmiyorum, para almıyorum' dediğim zaman da beni tekrar dövmeye başladılar. Daha sonra faullerimden tutarak çevirmeye başladılar ve ayaklarım yerden kesilinceye kadar yukarı kaldırdılar. Kopan saçlarımı ağzıma koymaya çalıştılar. Sonra bana 'Allah'a inanıyor musun?' dediler. Ben de 'İnanıyorum' yanıtını verdim. Sonra 'Namaz kılıyor musun? Cuma namazına gidiyor musun? Bayram namazı kılıyor musun?' sorularını sordular. Ben de 'Hayır' deyince 'Sen tam IŞİD'in öldüreceği birisin. Seni IŞİD'e vereceğiz' deyip, dövmeye başladılar" dedi.
Gözaltına alınan çeşitli işkencelerin ardından serbest bırakılanlar, direniş noktalarındaki nöbet eylemlerine devam ederken, hiç bir uygulamanın kendilerini mücadelelerinden alıkoyamayacağını vurguladı.