Sınırdaki çerçide yok yok!

Sınırdaki çerçide yok yok!

Urfa’nın Suruç ilçesinde babasının eşeksırtında yaptığı çerçiliği devir alan ve at arabasıyla 15 yıldır bu işi yapan Mehmet Acar, zorluklara rağmen tek geçim kaynağı olan mesleğini sürdürüyor. Günde 10 köy dolaşan Acar’ın arabasında yok yok. Mutfak eşyalarından tutalım elbiseye, tuhafiyeden zücaciyeye ve gıdadan ayakkabıya kadar her şeyi bulmak mümkün. En büyük ilgiyi kadınlardan ve çocuklardan gören Acar, “Bu yolla kimseye muhtaç olmadan ekmek paramı kazanıyorum” diyor.

Her geçen gün kapitalizmin adeta işgal ettiği yaşamımızda kent merkezlerine diktiği devasa yapılar ve oluşturduğu cazibe merkezleri karşısında günümüzde yok olmakla yüz yüze kalan çerçilik (Etar) geleneği Urfa’nın Suruç ilçesinde halen revaçta. Özellikle ilçe merkezi dışında kalan köylerde rastlanılan çerçiler, köy köy gezerek aile geçimi için satış yapıyor. Yüzlerce yıl öncesine dayanan bir ticaret yöntemi olan çerçilik Suruçlu Mehmet Acar’a da babasından kalan tek meslek. 30 yaşında olan Acar, 15 yıldır at arabasıyla köy köy gezerek arabasında bulunan çeşitli eşyaları satıyor. Rojava'nın Kobanê Kantonu'na dönük DAİŞ çetelerince yapılan saldırılar nedeniyle saldırıların başladığı ilk günden beri Kobanê ile dayanışmak amacıyla kitlesel nöbet eylemlerinin tutulduğu Miseynter köyünde rastladığımız Acar'ın etrafını biranda köylüler sarıyor. Suruç’un sınır Kobanê sınırında bulunan köylerde bakkalların olmayışı Acar’a satış yapabilmesindeki en büyük avantaj. Küçük bir marketi andıran Acar’ın at arabasında mutfak eşyalarından tutalım da elbiseye, tuhafiyeden zücaciyeye ve gıdadan ayakkabıya kadar her şeyi bulmak mümkün. Acar arabasının üstünü de eski eşyalar için kullanıyor.

KADINLARA KAP KACAK, ÇOCUKLARA ABUR-CUBUR

Kadınların mutfak eşyası ihtiyacını karşılayan Acar’ın seyyar dükkânı, çocuklar için de gofret, çekirdek, çikolata ve abur-cubur eşyalarıyla dolu. Sabır isteyen ve zor bir meslek olan çerçilik, Acar ailesinin tek geçim kaynağı. Acar için babadan kalma meslek olan çerçilik, günde yaklaşık 20 ile 50 TL arası kazanç bırakıyor. Acar’ın geçtiği her köyde etrafını saran her daim kadın ve çocuklar oluyor. Kadınlar tabak-çanak ve temizlik eşyalarını aldığı Acar ile sıkı pazarlıklara girişirken, çocuklar ise annelerini bir abur-cubur aldırabilmek için tüm muzipliklerini sergiliyor. Zaman zaman yapılan pazarlıkların sonuç vermediği ve tarafların eli boş ayrıldığı da oluyor. Ama genellikle üç aşağı beş yukarı pazarlıklar sonuç veriyor ve alış veriş gerçekleşiyor.

Ağır ağır ilerleyen Acar’ın arabasına en büyük ilgiyi çocuklar gösteriyor. Öyle ki arabanın arkasından ve etrafından biran olsun eksik olmuyorlar.

GÜNDE 10 KÖY GEZİYOR

Babasının eşeksırtında yaptığı çerçiliği devir alan Acar, şimdi işini at arabası ile yürütüyor. Sabahtan akşama kadar günde 10 köy gezdiğini söyleyen Acar, “Hamdolsun. Bu yolla kimseye muhtaç olmadan ekmek paramı kazanıyorum. Sermayesi de çok ağır olan bir iş değil. Tüm günümü böyle geçiriyorum. Vergim yok. Kiram yok. Tüm giderim atıma aldığım arpa ve saman. O da beni zorlamıyor. Tüm işimi gören atım tek geçim kaynağım. Onun kıymetini bilirim. Zor iş ve sabır ister. Herkes yapamaz. Sabah işe çıkmadan önce satışını yaptığım eşyaları yüklüyorum. Bu şekilde müşterinin ayağına kadar gidiyorum. Buda benim müşteri sayımının her geçen gün artmasına neden oluyor. Veresiye dahi veriyor. Ama genelde alış-verişler peşin oluyor. Akşama kadar 10 köy gezmiş oluyorum. Akşam da eve dönüyorum” diyor.

SİPARİŞ DAHİ VERİLİYOR

Acar’ın müşterileri de bu şekilde çarşıya gitme derdinden kurtulduklarını belirterek, aradıkları her şeyi bu şekilde bulduklarını söylüyor. Acar’ın birçok müşterisi de bazen bulamadıkları eşyalar için kendisine bir dahaki gelişinde yanında getirmesi için siparişte dahi bulunuyor. Acar, DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırıları nedeniyle yaşam alanlarından göç eden ve Suruç’a gelen Kobanêliler ile birlikte müşteri sayısının önceye göre on kat arttığını da söylerine ekliyor.